⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 40/3

11.9K 720 118
                                    

-40/3-

❝Lâl❞

Gazetedeki haberi sakince inceledikten sonra komodine bırakan Valentino'nun yüzünde mimik oynamıyordu. Gazeteyi elime alırken Valent'in telefonu çaldı. Gözleri telefon ekranından bana döndü. Alaycı bir ses tonuyla "Baban arıyor." dedi yalnızca. Aramayı yanıtlayıp hoparlöre aldı.

Telefon açılır açılmaz başkan hiddetine hâkim olmaya gayret eden bir ses tonuyla "Genç adam, sende bana ait bir şey var." diye girdi söze.

Valent ise sakinliğinden hiçbir şey kaybetmiyordu. "Hiç sanmıyorum."

"En az baban kadar inatçısın, Riccardo. Kızımı bana geri ver yoksa ben almasını bilirim."

Babasının konusu açıldığında kısa bir an dişlerini sıksa da başkanın oyununa gelmeyecek kadar zeki olan adam, sakinliğini korumakta kararlıydı. "Gel al öyleyse." Telefonu kapatıp bana döndüğünde alaycı ses tonu geri dönmüştü. "Çok sevgi dolu bir baban var."

Bense gazetedeki habere bakıyordum. Valent'in beni kaçırdığına dair iddialar barındıran haber net bir şey söylemeyen ama okuyanların kulağına kar suyu kaçıracak kadar da imalı bir dile sahipti.

" LÂL ALSANCAK, RİCCARDO TARAFINDAN KAÇIRILDI MI?

Gün geçmiyor ki Lâl Alsancak ve Valentino Riccardo cephesinde yeni bir kaos çıkmasın. Geçtiğimiz günlerde Lâl Alsancak'ın babasına ait hastanede görev başındayken Valentino Riccardo tarafından kaçırıldığı iddiası kulaktan kulağa konuşuluyordu. Bugün Lâl Hanım'ın babası Şerif Alsancak'ın polise ifade vermesi üzerine doğrulandı. Riccardo cephesinden ise hâlâ bir açıklama gelmiş değil. Lâl Alsancak kendi rızasıyla mı gitti yoksa kaçırıldı mı merak konusu. "

Gözlerimi gazeteden ayırmadan "Bu başkanın işi." dedim hafif bir telaşla. Haberi ondan başka kim yayınlatmış olabilirdi ki? Daha fazla tepesi atarsa başka şeyler de yapabilirdi. Valent'e döndüm. "Bak işler dallanıp budaklanmadan, daha kötü bir hâl almadan bırak beni Valent." Ne olursa olsun ona bir şey olsun istemiyordum. Başkan ise gözünü karartmış görünüyordu. Rezil olmamız bir yana, Valent'e zarar verebilir miydi emin değildim.

Karşımdaki adamın ise umursamaz bir biçimde omuz silkerken "Benim için sakıncası yok. Başkan bu konuyu istediği kadar büyütebilir." demesi benim için daha endişe vericiydi. Çünkü görünüşe göre gayet rahat ve alaycı bir tavra sahipti. İkisi de tüm tehlikeleri göze alabilecek kadar gözü kara ve güvenilmezdi. Hangisinin pes edeceği ise soru işaretiydi. Daha doğrusu, bir tarafın pes etmesini dilemekten başka çare yok gibi görünüyordu. Hiç beklemediğim bir anda bana "Neden bana başkanın baban olduğunu söylemedin?" sorusunu yöneltti. Bu az önceki tavrına göre daha ciddi ve hesap sorar nitelikteydi.

Çok basit. Çünkü bir süre öncesine kadar ben de bilmiyordum. Daha sonrası da şüphelerim ve endişelerim için ayrılmıştı, böyle bir detayla ilgilenmiyordum. "Ne demek bu?" Bana hesap sorduğunu hatta belki de benden şüphe ettiğini anlamak zor değildi. Net bir şey söylemek içimden gelmedi o an. Belki de kafasında şüphelerle kalmasını sağlamak beni bırakması için iyi bir strateji olabilirdi. Kendisine ihanet ettiğinden şüphelendiği bir kadını daha fazla yanında tutmazdı belki kim bilir... "Ne diyorsun be? Konumuz bu mu şimdi? Beni kaçırıp buraya getirdin, bu mu konumuz?"

Gözlerini kısarak kollarını kavuşturan adam beklediğimin aksine aynı sakinlikle yanıt verdi. "Neyse, bunları uzun uzun konuşabilecek kadar vaktimiz var nasıl olsa."

Öfkeyle gözlerimi kapattım. Keşke karşımdaki adamın sakinliğinin yarısı da bende olsaydı ama yoktu. "Valentino, bu şekilde bir yere varamazsın. Neden anlamıyorsun? Seni sevmiyorum artık. İstemiyorum. Ya bunu anlamak bu kadar zor mu?"

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin