⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 25/1

21.9K 1.1K 66
                                    

-25/1-

❝Lâl❞

Usulca odadan çıktığımda gözüm Valentino'yu arıyordu. Koridorda rastladığım yardımcılardan birine seslenerek İngilizce Valentino'nun nerede olduğunu sordum. Evde olmadığını, çıktığını söyledi. Kızın bana bakışları hayalet görmüş gibi olsa da şuan buna takılacak durumda değildim. Zaten bu evdeki herkes bir tuhaftı. Yardımcının Valent'in nereye gittiğini bilmediğini tahmin edebiliyordum ama bu nerede olduğunu merak etmeme engel olmuyordu. Neredeydi, ne yapıyordu? Karanlık işlerinden biriyle mi uğraşıyordu? Başka bir kadına mı gitmişti yoksa? Belki de o kadar bunaltmıştım ki onu, bıkmıştı benden. Dakikalar içinde bu kadar senaryoyu ne ara yazmıştım, bu kadar paranoya nasıl aklıma gelmişti ben bile şaşırmıştım doğrusu. Ama onu çok merak ediyordum.

Aşağıya indiğimde alt salonda Pietro ve Luigi karşılıklı oturmuşlardı. Benim aşağı indiğimi gören Pietro ayağa kalkmış, bakışlarıyla birlikte adımları da bana yönelmişti. "Lâl." Yaşananlara rağmen ılımlı yaklaşımı içimi ısıtıyordu. Hele ki abisinin bana ters bakışlarından sonra.

Geçip Pietro'nun karşısına otururken sıcak ve yorgun bir gülümseme sunmaya çalışsam da tadım kaçmıştı. "Merhaba Pietro." Belki onlar Valentino'nun nerede olduğunu bilirdi, başka kim bilecekti yoksa? "Valentino nerede, biliyor musun?" Gerçi bilse de söylerler miydi, sanmıyordum. Sonuçta sürekli gizli kapaklı işleri vardı ve hiçbirinden haberim olmuyordu. Olmaması da gerekiyordu. Tıpkı o infaz sahnesine şahit olmamam gerektiği gibi.

"İşleri vardır, gelir." Sözlerinden ve bakışlarından anlaşılacağı üzere o da tam olarak nerede olduğunu bilmiyor, yalnızca telkin edici cümleler kurmaya gayret ediyordu. Durumu kurtaran yalandan cümleler işte.

İçim hiç rahat değildi. Ona haksızlık etmiştim. Üstelik birtakım sırlarımı öğrendikten sonra beni hiç yargılamadığı hâlde. O hiç mi hiç hak etmemişti bunu. Her şeyi durduk yere berbat etmiştim. Onu olduğu gibi kabul edemeyeceksem burada işim neydi? Hayıflanarak "Her şeyi mahvettim." diye mırıldanmaktan kendimi alamadım.

Kendimi kötü hissetmemem için teselli edici davranmaya devam eden Pietro güven veren bir ses tonu takındı. "Üzülme, her şeyi düzelir. Senin için de kolay değil tüm bunlar, anlıyorum. Valentino da anlıyordur eminim. Sizin birbirinize olan sevginiz büyük, bunu aşabilirsiniz."

Elbette aynı anlayışlı ve iyimser tavrı Luigi'den beklemem otobüs durağında uçak beklemek gibi bir aptallık olurdu, çünkü kendisi alaycı tavırlarıyla itiraz etmekte gecikmedi. "Komik olma Pietro. Sırf mutlu etmek için kıza olmayacak şeyler söyleme." Bakışları bana döndü usulca. Tıpkı hayatın keskin gerçeklerini insanın yüzüne vurur gibiydi. Soğuk, uzak. Ve belki de gerçek. "Beyrut'ta sana söylediklerimi hatırlıyor musun? Tüm bunlar için seni uyarmıştım. Her ne kadar bu dostça uyarı bana sıkı bir yumruğa mâl olsa da buraya geldiğinde olacaklardan söz etmiştim. Gördüğün gibi söylediklerim bir bir çıkıyor. Bizim dünyamız bu. Eğer Valentino'nun kadını olacaksan buna alışsan iyi olur."

Haklıydı. İlk kez Luigi'ye hak veriyordum. Bir çocuk gibi davranmaktan vazgeçmeliydim. Verdiğim kararın arkasında durmalıydım. Aksi hâlde buraya kadar gelmemin, burada olmamın bir anlamı yoktu. İnsan sevdiği kişiyi tüm renkleriyle kabul etmeliydi. Bu renk siyah olsa dahi.

Abisine kötü bakışlar yollayan Pietro bana döndüğünde yapıcı bir davranış sergilemeye ısrarla devam ediyordu. "Sen bu söylenenleri düşünme. Gerçek aşkın önünde kimse duramaz." Ayağa kalktı ve Luigi'ye otoriter, soğuk bir şekilde baktıktan sonra "Bizim işlerimiz var, gitmeliyiz." diye ekledi. Onu ilk kez bu kadar ciddi ve otoriter görüyordum ama bu ona yakışıyordu.

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now