⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 10/1

50.3K 2.5K 209
                                    

-10/1-

Lâl

Gözlerimi araladığımda uçaktaydım. Bakın, abartmıyorum. Gerçekten gözlerimi açtığımda nereye gittiğini bile bilmediğim bir uçaktaydım. Ve karşımda o adam vardı. Beni izliyordu. Siz buna inanabiliyor musunuz?

Uzandığım koltuktan doğruluğumda gözlerimi kırpıştırdım. Rahatlamış bakışlarla "Nihayet uyandın." derken oldukça iyi görünüyordu Valentino. İçgüdüsel olarak belli belirsiz gövdesine dokundum yoklarcasına. Bir şeyi yok gibiydi. Bu içimi rahatlatmıştı. Gözlerimi kaparken elime gelen kan lekesini düşündüm. Ellerim vücudumda gezindi ister istemez. Herhangi bir yerim yaralanmamıştı. Bakışlarım tekrar Valentino'ya döndüğünde görünürde herhangi bir yaralanma yok gibiydi.

Yolcu koltuğunda oturan adamın "Harika haber, yurt genelinde kutlarız artık bunu." sözüyle arkama döndüğümde bunun elindeki dergiyi kurcalayan Luigi'den başkasının olmadığını gördüm. Alaycı ve pek umursamayan bir tavır hâkimdi yüzünde. Benden pek hazzetmediğini anlamak için çok da zeki olmaya gerek yoktu.

Valentino'nun iğneleyici bir ifadeyle "İyi fikir. Söylediğin iyi oldu, iner inmez kutlamalara başlarız." sözü üzerine aralarındaki sözlü çatışmanın arasında kalmıştım bilinçsizce. Bakışlarından birbirilerine tepkili oldukları anlaşılıyordu.

Ortada dönen muhabbetlerin arasında kafam allak bullaktı. Valentino'yla tartışırken bir anda kurşunlar havada uçuşmaya başlamıştı ve gözlerimi açtığımda hiç bilmediğim ve nereye gittiğine dair bilgim olmayan bir uçaktaydım. Ne düşünmem bekleniyordu acaba? Uyku sersemi bakışlarla "Neresi burası?" diye sordum. Aksi bir ses tonu takındığımın farkındaydım ama sanırım içinde bulunduğum durum göz önünde bulundurulursa çok da ayıp etmiş sayılmam değil mi? Tabii ki dalga geçiyordum. Aklım başıma yeni yeni geliyordu sanki.

Valentino ise oldukça sakin ve soğukkanlı bir tavırla "Uçaktasın." yanıtını verdi.

Gerçekten çok aydınlatıcı bir yanıt. Çünkü ben asla uçakta olduğumun farkında değildim hani öyle aydınlandım ki anlatamam. "Sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Öfkeyle ayaklandığımda onun tavırlarında pek de bir değişim yoktu. Aynı sakinlikle beni dinliyordu. "Şuan beni kaçırıyorsun, farkında mısın?"

Omuz silkerken kollarını kavuşturmuş, kaşlarını kaldırarak yanıt verdi. "Bence sakıncası yok. Sonuçta yapmadığım bir şey değil."

"Ne hakla yaparsın bunu ya? Ne cesaretle? Bana fikrimi sordun mu?"

"Sordum. Ama pek olumlu bir yanıt değildi hatırladığım kadarıyla." Umarsızlığı canımı sıkıyordu doğrusu. Her konuya karşı bu kadar umursamaz yaklaşıyorsa onu çok az şaşırtıyor olmalıydı. Çatışma sırasında bir an bile panik yaptığını görmedim. Aslında bu beni neden bu kadar şaşırtmıştı onu da bilmiyordum. Sonuçta adamın yaşam tarzı belliydi. Bu tür olaylarla çok sık karşılaşmış olmalıydı. Soğukkanlı duruşu beni korkutsa da bu duygunu öfkemi bastıramadığı açıktı.

Burnumdan soluyordum sakinleşmeye çalışırken. "Nereye götürüyorsun beni?"

"Beyrut."

Beklediğim gibi bir yanıt almamıştım ama nereye gittiğimizin ne önemi vardı ki? Delirecektim. Birkaç saniye gözlerimi kapayıp sakinleşmeye çalıştım. "Pekâlâ, şuan gitmek istiyorum."

Luigi bu durumda bana laf sokma fırsatını kaçıracak gibi görünmüyordu. "Emredersiniz prenses."

Ellerini iki yana açarak etrafına bakındı Valentino. Alaycı bir tavrı olması beni daha da çıldırtıyordu. "Uçmayı biliyorsan benim için sakıncası yok."

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now