⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 33/1

16K 898 113
                                    

-33/1-

❝Lâl❞

Güzel bir İstanbul gezisinden sonra akşam Kız Kulesi'nde hoş bir yemek yedik. Her tarafımızın adam kaynaması dışında bir sorunumuz yoktu ama buna da alışmıştım sanırım. Valentino adamlarını uzaklaştırıp belli bir mesafede tuttuğunda yemek ve sohbetimiz keyifli sürmüştü. Yemekte masanın üzerinde duran elimi tutup hiçbir şey söylemeden gözlerime bakışı aslında bir sürü söze bedeldi. Dans etmek istemiştim ve tatlı bir müziğin hoş tınısında onunla sarmaş dolaş dans etmiştik. Hafif çakır keyiftim ama akşamın keyfini her anlamda çıkarıyordum. Şehrin ve hayatın stresinden, kargaşasından uzak, güzel bir akşamdı.

Eve geldiğimizde ise üzerimde hafif bir yorgunluk olmasına rağmen koluma giren adamın yardımıyla merdivenleri çıkmıştım. "Ben sarhoş değilim, kendim çıkabilirim."

Valent'in çocuk eğler gibi "Elbette değilsin." deyişi üzerine adamın kollarının arasından çıkıp kendi kendime birkaç adım attıktan sonra yeri boylamakla karşı karşıya kalmıştım. O esnada beni yere düşmekten kurtaran yine onun kolları olmuştu ve manidar bir ses tonuyla eklemişti. "Sadece birazcık yardıma ihtiyacın var."

Ben de görünen köy kılavuz istemediğinden dolayı baş ve işaret parmağımla göstererek "Birazcık." diyerek onaylamak zorunda kaldım. Onun yardımıyla yatağa uzandığımda Valentino'yu kollarından yakalayıp kendime çektim. Ellerim bu kez ceketinin yakalarına uzanıp onu yakalarından kendime çekerken dudaklarına bakıyordum. "Sen hep mi bu kadar yakışıklıydın yoksa ben kafayı bulduğum için mi inanılmaz yakışıklı görünüyorsun?"

Bu sözüm üzerine keyifle güldü adam. Ağzıma geleni söyleyen biri olduğum yetmiyormuş gibi içki beni daha da dürüst bir insan hâline getirmişti. "Yatağımı paylaştığım kadının hakkımda bunları düşünmesi onur verici gerçekten." Uyaran bir ses tonuyla ekledi. "Ama pek iyi değilsin sanırım. Bu gece dinlensen iyi olacak."

Bense adamın sapığı gibi yakasını bırakmıyordum. Dudaklarım dudaklarına yaklaşırken aniden midem bulanmaya başladı. Kusacak gibi olduğumu anlayan Valent beni kollarımdan tutup lavaboya götürdü. Biraz kusunca rahatladım. Deveye cilve yap demişler, dokuz çadır devirmiş. Adamı öpeyim derken neredeyse üzerine kusuyordum. Rezillik. Neyse ki bu adam benim her türlü rezilliğimi görmüştü.

"Bu kadar içersen böyle olur."

"O son iki kadehi gerçekten içmemeliydim." Midem allak bullaktı. Ama kusmadan öncesine göre gayet iyiydim. Valentino beni yatağa yatırdığında ne ara uyuduğumu hatırlamıyorum. Yatağa yatırıp kıyafetlerimi çıkardıktan sonrası yoktu bende.

Sabah uyandığımda ise berbat hissediyordum. Ağzımın içi çorak bir tarla gibiydi, kupkuruydu ve komodine uzanıp biraz su içtim. Tüm bunları yaparken gözlerim hâlâ kapalıydı. Tekrar başımı yastığa koyup biraz daha kestirdim. Bu kez gözlerimi kulağıma çalınan su sesiyle araladığımda yatakta döndüm. Valentino yanımda yoktu. Duşta olduğu su sesinden anlaşılıyordu. Usulca yataktan kalkıp haylaz bir çocuk gibi banyoya yürüdüm. Kapıyı aralayıp içeri girdiğimde oradaydı. Muhteşem vücuduna çarpıp yeri boylayan suyu vücudunda gezdirirken kolundaki kaslar istemsizce gerilip meydana çıkıyordu. Tamamen şeffaf sayılabilecek duşa kabinde görünen kusursuz kalçası ve göbeğinden göğsüne kadar yayılan kaslarına bakmaktan kendimi alıkoyamadım. Onu özlemiştim. Varlığını içimde hissetmeyi ve onunla bir olmayı. Bana hissettirdiği çılgınca tutkuyu özlemiştim.

Bir anlığına duştaki adamın gözleri bana çevrildiğinde bakışlarıma dikkat kesildi. "Günaydın. Beklediğimden erken uyanmışsın."

Bense başımı sallamakla yetindim. Üzerimdeki siyah iç çamaşırlarımı usulca soydum. "Sana eşlik etmemde bir sakınca yoktur umarım."

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now