⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 34/2

13.2K 813 94
                                    

-34/2-

❝Lâl❞

Yatağa uzanmış kitap okurken dakikalardır ortadan kaybolan Valent'in nerede olduğunu merak ediyordum. Muhtemelen alt katta işle ilgili telefon görüşmeleri yapıyor olmalıydı. Kitapta bir sonraki sayfaya geçtiğimde yavaş yavaş uyku çöküyordu. Aynanın önünde oturmuş saçlarımı tararken içeri Valentino girdi. Herhâlde işleri bitmişti. Elinde sıcak su torbasını görünce meraktan sormadan edemedim. "Hayırdır?"

"Vücudunu sıcak tutman gerekir diye düşündüm."

Sıcak su torbasını bana uzattığında gönlümü çalmıştı yakışıklı şeytan şey. Bazen beni çıldırtacak şeyler yapıp öfkelendiriyorken bazen de şuan olduğu gibi ondan beklenmeyecek bir şey yapıp kalbimi fethediyordu. İmalı bir bakışla "Seni kara listeden çıkarmam için bir rüşvet mi bu?" diye sorduğumda başını öne eğip güldü. Böyle ne kadar karizmatik olduğunu bir bilseydi eğer... Sıcak su torbasıyla yatağa uzandım sıcak bir sesle "Teşekkür ederim." diyerek ancak normalde hatırı sayılır derecede sancım olmasına rağmen bu kez gayet rahattım ve ağrı yaşamıyordum.

Valentino da yanıma uzandığında şımarık bir şekilde koynuna sokuldum. O da bu anı bekliyormuş gibi kollarıyla sardı beni. Çenesini başıma yasladığında iç geçirdi.

Aklından ne geçtiğine dair en ufak bir fikrim yoktu ve merak ediyordum. "Ne düşünüyorsun?"

"Nasıl tatlı bir baş belası olduğunu."

İsyan eder gibi "Ben ne yaptım şimdi? Olduğum yerde duruyorum." derken onun gülüşleriyle istemsizce tebessüm ettim.

"Keşke her zaman bu kadar uslu bir kız olsan."

Sinir olmuş bir biçimde "Biliyor musun ben magazincilere küstüm." dedim öyle durduk yere.

"Neden?"

"Haberlerimizi yaptılar ya; benim en çirkin fotoğraflarımı koymuşlar, seninse en yakışıklı fotoğraflarını." Gözlerimi devirdim tripli bir ifadeyle. "İnadına yapıyorlar sanki." Onun katıla katıla gülüşlerine karşılık devam ettim. "Şimdi görenler ne diyecek? Tipsiz kıza bak, taş gibi adamı nasıl ayartmış bu tiple diyecekler hep. Öyle sinir oluyorum ki o fotoğrafları basanlara dava açasım var."

"E yalan mı? Ayartmadın mı beni? Barda gelip öptün, kendine âşık ettin. Yalan bunun neresinde?"

Aniden başımı kaldırıp şakayla karışık tokatladım onu. "Ne yani, tipsiz miyim ben? Bak Valentino şunlarla bir olma çok fena kuruluyorum ha!"

Beni sinirlendirmekten son derece zevk aldığı gözlerinden okunan adam ise kahkahalarla gülmeye başladı. "Tamam, sadece şakaydı." Sağ eliyle çenemi kavrayıp beni kendine geçti, burnumu ve dudaklarımı öptü. "Sen dünyanın en güzel kadınısın, kötü fotoğrafını basmış olmaları gibi bir şey söz konusu olamaz."

"Allah'tan ağzın iyi laf yapıyor yoksa dalacaktım sana neredeyse."

Sıcak su torbasının altındaki karnıma koydu elini. "Ağrıyor mu?"

"Hayır. Normalde olur ama bu kez ağrım yok." Çenesini başıma koydu ve beni kollarıyla saran adama iyice sokulup uykuya dalmıştım. O gece bebek gibi uyumuştum.

İki gün boyunca İtalyanca derslerim ve tempolu sporlarım dışında pek aksiyonlu şeyler yaşamadık. Ve sanırım bu sakinliği, huzuru özlemiştik. Çünkü bir araya geldiğimizden beri pek de sakin günlerimiz olmamıştı itiraf etmek gerekirse. Bu süreçte Valentino'nun da sıcak bakması üzerine reklam teklifini kabul etme kararı almıştım.

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now