⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 18

25.4K 1.4K 107
                                    

-18-

❝Lâl❞

Yatakta gözlerim kapalı bir biçimde hareket ederken üzerimden kamyon geçmiş gibiydi. Tüm vücudum ağrıyordu, sanki temiz bir dayak yemiştim. Gözlerimi açmaya çalışsam da bu hiç kolay olmadı. Göz kapaklarım birbirine yapışmıştı sanki. Ağzımda bok gibi bir tat vardı ve hiç iyi hissetmiyordum.

Zar zor da olsa gözlerimi araladığımda çırılçıplaktım. Üzerimdeki çarşafı vücudumda tutarak yatakta doğrulduğumda sersem gibiydim. Odanın bir köşesinde koltuğa oturmuş, kollarını kavuşturmuş bir biçimde beni seyreden adamla göz göze geldim.

Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Soğuk bakışları beni dövüyordu sanki. "Uyandın demek." Yine de üzerime titrediğini her hâlinden anlayabiliyordum. "İyi misin?"

Belli belirsiz evet dercesine başımı salladım. Çarşafa sarılmış bir biçimde karmakarışık bir kafayla içinde bulunduğum durumu sorguluyordum. Ölmek istemiştim. Becerememiştim. Karşımdaki adamın öfkesiyle utanç içindeydim. "Ben... Neden çıplağım?"

"Gece kustun. Üstünü çıkarmak zorunda kaldım. Giydirmeye çalıştım ama izin vermedin."

Başımı yerden kaldıramıyordum. İnanılmaz bir baş ağrısıyla durduğum yetmiyormuş gibi bir de utancımı gizlemeye çalışıyordum. Onunla göz göze gelemiyordum. Bana öfkesiyle yüzleşmek istemiyordum ancak onun kolay kolay konuyu kapatacağı yoktu.

Buz gibi soğuk bir ses tonuyla sordu. "Ne zamandır kullanıyorsun?"

"Bağımlı değilim ben."

Öfkeyle karışık alaycı bir ses tonuyla "Tabii ya, eminim öyledir." diye karşılık verdi. Nasıl gücendiği ortadaydı. "Zaten herkes öyle söyler."

"İster inan, ister inanma. Bağımlı değilim. Yıllardır kullanmıyordum." Gözlerim yeri inceler gibi dalgın dururken derin bir nefes aldım. "Üniversite yıllarında birkaç kez kullandım hepsi bu. 7 senedir ilk defa kullandım."

"Beni sakın aptal yerine koyma Lâl, ya da adın her neyse. Sakın beni kandırabileceğini düşünme bile. Âşık olabilirim ama aptal değilim. Yıllardır bu işlerin içindeyim."

Bana âşık olduğunu bu şekilde duymak istemiyordum. Kimse böyle hayal etmezdi sonuçta. Ancak ne diyebilirdim ki, işlerin bu hâle gelmesi benim suçumdu. "İstediğin teste girebilirim, bağımlı olmadığımı görebilirsin."

Valentino ikna olmuş gibiydi, sonuçta o da sürekli kullanıcı olup olmadığımı anlayacak kadar bilgili biriydi. Ayağa kalkıp kollarını cam pervazlarına dayadı ve dalgınca "Kendini öldürmek istedin." dedi sayıklar gibi. "Benim ne durumda olacağımı düşünmeden... Kendini öldürmek istedin." Aniden arkasına dönerek gözlerime baktı. O gözler... Alev alevdi. "Bu doz aşımı ya da basit bir zehirlenme değil. Bu bir intihar! Uyuşturucuyla alkolün aynı anda alınmaması gerektiğini çocuk bile bilir!"

"Valentino, bak ben... Çok yorgunum. Kafam çok karışık. Ne diyeceğimi bilmiyorum."

"Uyuşturucu komasına girdiğinin farkında mısın Lâl? Bunlar rüya ya da hayal değil, gerçekten oldu! Sen 3 gecedir komadasın, Lâl! Ölmek üzereydin! Ölebilirdin! Kendinde değildin, terastan atlamaya çalıştın. Son anda çekip kurtarmasaydım belki de..." Sertçe yutkundu. Gökdelen gibi bir otelin en üst katından aşağıya atlarsanız ne olur? Ben söyleyeyim, paramparça olursunuz. İç organlarınızı yerden toplarlar. Ben bunu yaşamıştım ve hayatta belki de bana en değer veren adamın yüreğini ağzına getirmiştim. Bencilce ve korkakça. Şuan inanılmaz bir biçimde kızmasına hak veriyordum. "Neden yaptın bunu? Neden? Neden ölmek istedin Lâl?" Öfkesi tırmandıkça tırmanıyordu. Öfkeyle eli cam pervazlarına vuruyordu. "Ya sana inanamıyorum! Mükemmel saatler geçirdikten sonra bir uyanıyorum, yanımda huzurla uyuman gerekirken sen intihar ediyorsun!"

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now