89. Mutluluk

3.5K 411 781
                                    

MFÖ/Hep Yaşın 19


💗💗Aranızda İskender'in Asya'sını hala okumayan var mı?💗💗


Hatalarım varsa kusura bakmayın. Hiç kontrol etmeden paylaşıyorum. 



Mert, Bilge'yi kolundan tutarak çıkışa doğru yönlendirdi.

"Silah, sesi yakından geldi. Şimdi panik yapmadan yürüyoruz. Çınar Bey, bu tarafa geliyor."

Bilge kucağındaki bebekle yürümeye çalışırken, Mert ise genç kıza destek olmaya çalışıyordu. Düşünme yetisini kaybetmiş gibi kendine söylenen her şeyi itiraz etmeden yapan Bilge, nereden geldiğini anlamadığı bir duygu yoğunluğu ile ağlamaya başladı. Mert, ağlayan kızın kucağından bebeği alıp yürümeye devam etti. Karşıdan gelen araba yanlarında durduğunda Mert, hemen arabaya doğru hareket etti. Arabadan inen Çınar ise Bilge'nin ağladığını görünce dayanamayıp kızı kolunun altına alıp "Gel," dedi.

Arka koltuğa Bilge'yi oturttuktan sonra hemen yanın oturup bebeği kucağına aldı. Mert arabayı çalıştırdığında Çınar, bebeğe bakarak ağlayan Bilge'yi omuzlarından sarıp saçlarından öptü. Çınar'ın şefkat dolu tutumu ile birlikte adama sarıldı. Eve varana kadar hem Bilge de bebekte ağladı. Bebek arada susup dinleniyordu, ancak Bilge hiç ara vermeden ağlamaya devam etti. Eve vardıklarında Mehmet Ali Güven'in şaşkın bakışları altında Bilge'nin odasına çıktılar. Yatağına oturan Bilge, ellerini bebeğe uzatınca Çınar, küçük bebeği genç kıza uzattı.

"Aç olmalı. Bebek için mama ve bez almak lazım. Mehmet Ali'nin yeni doğduğu zaman kullandığı kıyafetleri ve eşyaları hâlâ odasında sanırım bebeği bu gecelik idare eder. Ben şimdi aşağı inip gerekli ayarlamaları yapayım."

Bilge, kucağındaki yeni doğmuş bebeğe odaklandığı için Çınar'ın dediklerinin fakına varmadı bile. Bebek ağlamaya devam edince ayağa kalkıp odanın içinde gezinmeye başladı. Aradan on dakika geçmeden odaya Çınar ve dedesi birlikte girdiler.

"Canan'ı çağırdık. Uzmanlık alanı olmasa da bebeği muayene etmesi iyi olur. Bilge çocuğum, bebeği bulduğunu polise haber vermemiz gerekiyor."

Ağlaması şiddetlenen bebeği nasıl susturacağını bilemeyen Bilge, Çınar'a baktığında genç adam bebeği kucağına alıp battaniyesini açtı. Çınar'ın yaptıklarını dikkatli hareketlerle izleyen Bilge, kundaktan çıkan kâğıt parçasını genç adamdan önce aldı. Okuduklarının ağırlığına dayanamayıp odadan çıktı. Mehmet Ali dede, torununa bakıp "Sen bebeğe bak. Ben, Bilge ile konuşayım," dedi. Bir süre Bilge'yi aradıktan sonra bahçedeki kameriyede bulduğu genç kızın yanına oturdu. Cebinden çıkarttığı mendili Bilge'ye verip "Merak etme temiz," dediğinde Bilge, gülmekle ağlamak arası bir ses çıkarttı.

"Şimdi o mektupta neler yazdığını dedene anlatacak mısın?"

Bakışlarını yerden kaldırmayan Bilge "O bebeğin annesine de tecavüz etmişler. O kıza..." konuşmasını tamamlayamayan Bilge, daha ha şiddetli ağlamaya başladı. Kızın rahatlaması için konuşmadan bekleyen yaşlı adam, eve doğru koşturarak giden Hüseyin ve Canan'ı görmesine rağmen yerlerini belli etmedi.

"Ben, o bebeği kimseye vermem."

Bilge'nin söylediği cümleyle birlikte Mehmet Ali dede, kızı üzmek istemediği için anlayışlı bir ses tonuyla "Neden?" diyor sordu.

"Bebeğin annesinin adı Ahsen'miş. Baba bir anneleri ayrı olan abisinin tecavüzüne uğramış. Aşiret denen ve kendilerini Tanrı ile eş tutan yaratıklar kızın hamileliği belli olunca hem bebek hem de kız hakkında ölüm kararı çıkartmışlar. Bazı akrabalarının yardımı ile İstanbul'a gelmiş. Adamlar kızı bulmuşlar. Mektupta ne olur bebeğime sahip çıkın yazıyordu. Benim göremediğim sevgiyi kızımdan esirgeyemeyin, kızımı bulurlarsa onu da öldürürler Allah rızası için onu saklayın yazıyordu."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now