38. Uzaklardan Gelen Mesaj

4.2K 431 238
                                    


İyi geceler sevgili arkadaşlar. işlerim dolayısıyla cuma günü paylaşacağım bölümü şimdiden paylaşıyorum. İyi okumalar herkese...


Neşe'nin söylediğine çaktırmamaya çalışarak gülen Hasan Ağa'yı gören Berfe gözleri dolarak sandalyesinden kalktı.

"Kusura bakmayın bu akşam daha fazla eğlenceniz olamayacağım."

Karısının doğru düzgün bir şey yemeden kalkmasına hele de ailesinin tavrına içerleyen Bekir çıldırmış bir boğa gibi Neşe'nin üstüne atıldı.

"Kalk lan masadan. Karımın yemek yiyemediği masada sen rahat rahat yemek mi yiyeceksin?"

Bekir'in kıza sarsması üzerine duruma müdahale etmek için yerinden kalkan Hasan Ağa ve Meryem Hanım ne kadar uğraşsalar da kızı oğullarının elinden alamadılar. Sinirle annesini iten Bekir kadının yere düştüğünü görmedi bile. Sadece Neşe'ye odaklanmış bir şekildeydi. Yere düşen karısını kaldırmaya çalışan Hasan Ağa oğlunun kızı var gücüyle sarsmaya devam ettiğini fark edemedi. Meryem Hanım yerde baygın bir şekilde yatarken Berfe ise sinemaya film izlemeye gelmiş gibi izliyordu olanları. Sonra bir anda Bekir'in Neşe'yi duvara doğru fırlattığını gördü. Adam gözü dönmüş bir şekilde dengesini kaybedip yere düşen kıza tekme attı. Bekir'in tekrar tekme atmasına ise Berfe engel oldu. Yere düşen kızın üzerine doğru atılan kadın kocasına bağırdı.

"Allah aşkına o hamile ne yapıyorsun? Kendi çocuğuna nasıl kıyarsın Bekir?"

Bütün bu olaylar bir iki dakikadan fazla sürmemişti, ancak etkisi çok fazla olan bir olaydı. Hasan Ağa kapıyı açıp "Mustafa" diye seslenirken annesinin yerde olduğunun bilincine varan Bekir ne yaptığını anladığında iş işten geçmişti.

Hızla annesinin yanına eğilen oğlunun karısına dokunmasına izin vermeyen Hasan Ağa "Senin gibi evlat olmaz olsun" diye Bekir'i kınadı. Odaya gelen Mustafa ve Dilan'ın yardımıyla arabaya taşınan Meryem Hanım hastaneye götürülürken Bekir odada karısıyla tek başına kalmıştı.

Bütün bu olanların suçlusu olarak gördüğü Neşe'yi odada göremeyen Bekir çıldırmış bir şekilde bağırarak merdivenleri çıktı. Neşe'nin odasının kapısını açmak için elini uzattığında kapının kilitli olduğunu anlayınca daha da delirdi. Kapıyı açamamanın verdiği hırsla kapıyı tekmelemeye başladı.

"Aç lan kapıyı. Soyunu siktiğimin karısı aç şu kapıyı. Neşe sana diyorum eğer o kapıyı kendi isteğinle açmazsan öldürürüm seni, şerefsiz aç şu kapıyı."

Bekir her saniye yeni küfürler sıralarken koluna usulca dokunan karısıyla sövgüsüne ara vermek zorunda kaldı.

"Bekir'im canım kocam gel harap etme kendini. Gel hastaneye gidelim. Şimdi önemli olan tek şey annem lütfen sakin ol. Biz burada oyalanırken kadına bir şey olursa sonra bunun vicdan azabıyla yaşayamazsın benim aslan kocam. Haydi gel."

Karısına olur anlamında başını sallayan Bekir tekrar kapıya yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Anneme bir şey olursa kaçacak delik ara kendine."

Mustafa'dan annesinin nerede olduğunu öğrenen Bekir konaktan çıkmadan önce avluda bağırdı.

" Fatma abla, Dilan buraya bakın. Sakın ola yukarıdaki şerefsize yemek götürmeye kalkmayın. Kimse ağız tadıyla bir lokma yiyememişken ona yemek taşıdığınızı anlarsam çalışacak başka kapı arayın kendinize. Anlaşıldı mı?"

"Oğlum sen ne dersin o kız hamile."

"O zaman hamile kadın gibi edebiyle otursun. Bu son lafım Fatma abla beğenmezsen kapı orada."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora