78. Mehmet Kemal

3.5K 442 401
                                    

Emine Hanım yerdeki döşeğin üzerinde kendinden geçmiş bir şekilde yatan Bilge'yi görünce ağzından çıkan çığlığa mani olamadı. Kapının önünde donmuş halde duran adamları kenara itekleyip "Yavrumm" diye feryat ederek kızın yanına koşturdu. Bekir ise ayazda kalmış gibi titrerken bir taraftan da ağlıyordu. Bilge'ye dokunan Emine Hanım kızın teninin hâlâ sıcak olduğunu fark edince "Bakacağınıza yardım edin," diye bağırdı. Dizlerinin üzerinde duran Bekir dizlerinin ve ellerinin üzerinde küçük çocuklar gibi emekleyerek Bilge'ye yaklaştı. Gözlerini açan Bilge ise inleyerek Bekir'e baktıktan sonra tekrar gözlerini kapattı. Bilge'ye bakarak ağlayamaya devam edin Bekir'in dünya ile bağlantısı çoktan kopmuştu. Kapıdaki çalışanların da şoka girmiş olduğunu gören Emine Hanım, yanındaki torununa iki kez tokat attı.

"Kendine gel. Şimdi sırası değil."

Çalışanlara dönen Emine Hanım "Çabuk arabayı hazırlayın ve Başhekim Murat'ı arayın. Durumu anlatın. Hazır beklesinler," dedikten sonra Bilge'ye baktı. Kendinde olmayan kızın kolundaki kesikler derin olmamakla birlikte korkunç görünüyorlardı.

"Bilge yavrum aç gözünü kızım."

Hâlâ donuk bir şekilde bakan Bekir'e bu kez şiddetli bir tokat atan Emine Hanım " Bu kızı defalarca bu hale kendin de getirmemişsin gibi... Kendine gel," dedikten sonra Bekir'den fayda olmadığını anlayan yaşlı kadın çalışanlara seslenmek için dışarı çıktı.

"Fevzi çabuk buraya gelin."

Çalışanlarla birlikte depoya doğru yönelen Emine Hanım, deponun kapısından kucağında Bilge ile çıkan Bekir'i gördü.

"Çabuk dış kapıyı açın sallanmayın."

Bekir'in kucağında kendinden geçmiş bir halde duran Bilge'nin saçları hafif bir esinti ile hareket ederken kızın saçlarındaki kurumuş kanı gören Emine Hanım ağlamamak için kendini zor tuttu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bekir'in kucağında kendinden geçmiş bir halde duran Bilge'nin saçları hafif bir esinti ile hareket ederken kızın saçlarındaki kurumuş kanı gören Emine Hanım ağlamamak için kendini zor tuttu. Eski gelini Fatma aklına gelen Emine Hanım "Bu kez olmasın Allah'ın diye dua ederek arabaya bindi. Yol boyunca Bilge'nin başını kucağında tutan Bekir duygularından arınmış bir halde duygusuzca oturdu. Artık ne ağlıyordu ne de depoya ilk girdiği anda olduğu gibi titriyordu. Oldukça hızlı bir şekilde hastaneye ulaşan araçtan çıkarılan Bilge sağlık görevlileri tarafından sedyeye alınırken Bekir, kızın bacaklarından sızan kanı görünce "Bacakları yaralanmıştır değil mi? O hamile, çocuğuma bir şey olmaz değil mi?" diye bağırırken bir taraftan da ağlıyordu. Bilge'yi kaçıncı kez şiddete uğramış halde gördüğünün sayısını unutan Başhekim Murat bu kez risk altında olanın sadece kız değil de aynı zamanda bebek de olduğunu fark etti. Yanındaki hemşireye "Kadın doğumdan Doktor Esra Hanımı bulun hemen. Gelen hastanın takibi ile kendisi ilgileniyordu," diye talimat verdi. Bekir ise acilin kapısı önünde Emine Hanıma sarılıp kimseleri umursamadan ağlıyordu.

"Dua edelim. Hem torunum için hem de Bilge için dua edelim oğlum. Güçlü olmak zorundasın."

Ninesine sarılmayı bırakan Bekir ağlamaktan kızarmış gözleri ile "Bugün gerçekten bitirdiler beni. Bir insan kaç kez ölür ki? Beni her şekilde öldürdüler," dedikten sonra bilgi almak için bankoya doğru ilerledi. Doktor Esra ise kendine gelen kızla göz göze geldiğinde kanının çekildiğini hissetti. Kendi kızının can güvenliği için düşünmeden ateşe attığı kız gördüğü onca şiddete dayanamamıştı. Jinekolojik muayene sonucunda Doktor Esra konuşmadan gözleri ile kendini takip eden kıza ne diyeceğini bilemedi. Bebeğin durumunu görmek için ultrasonla kızın karnına bakmak için kıyafetini sıyırdığında gayriihtiyari çığlık attı. Kızın karnında oldukça yeni olan kızarıklıkları görünce gözlerinin dolmasına engel olamadı. Gerekli muayeneyi yaptıktan sonra diğer odaya giderek doktorlarla durum değerlendirmesi yaptı.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin