82. Maymun da Ağaçtan Düşer

4.1K 476 243
                                    

Mattia Cupelli / Love Lost

Arkadaşlar sınava gireceğim için 20-21 Aralık tarihine kadar  bölüm paylaşamayacağım. Bazı Hatalar Affedilmez de finale üç aşağı beş yukarı yirmi bölüm falan kaldı. Bu yolculukta bana eşlik eden herkese şimdiden teşekkür ederim. Hatalarım varsa kusura bakmayın, bölümü kontrol etmeden paylaştım. 


Geçen altı ayın sonunda hala yoğun bakımda bulunan Bilge, girdiği sayısız ameliyatlardan bihaber uyumaya devam ediyordu. Bu süre zarfında kritik süreç atlatıldıktan sonra Mehmet Çınar Güven'in imkânları ile İstanbul'da bulunan bir hastaneye nakledilmişti Bilge. Bütün bu olaylar yaşanırken Canan da Amerika'daki işinden istifa etmişti. Her ne kadar herkes bir şekilde günlük hayatına dönse de bir ayakları hep hastanedeydi. Fırsatını bulunca Bilge'yi görmeye giderek genellikle uzaktan görüyorlardı. Bazen de aldıkları ufak izinlerle Bilge'nin odasına girip onunla konuşuyorlardı. Herkes kendine göre bir şeyler anlatıyordu. Mehmet Çınar ise gün içinde çalıştığı için fırsat bulamasa da her akşam Bilge'nin yanına uğruyordu. İçine girdiği derin suçluluktan kurtulamayan genç adam bu süreçte oldukça kilo vermişti.

"Uyan artık. Sen uyuduğundan beri mevsimler değişti. Sonbahar yerini ilkbahara bıraktı. Yeniden doğuş mevsimindeyiz, lütfen uyan ve yeniden doğ."

Ne kadar konuşursa konuşsun Bilge'den en ufak bir tepki alamayan Mehmet Çınar bir kez daha hayal kırıklığına uğrayarak odadan çıktı. Eve döndüğünde kendisini bekleyen dedesinin ciddi ifadesi ile yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu anladı.

"Az önce evi aradılar. Tuğçe cezaevinde saldırıya uğramış."

Bıkkınca nefesini veren Mehmet Çınar "Neden bu kadar ağır işliyor bu mahkeme süreci? Şimdiye kadar yapmak istemedim, ama artık yeter dede. Bu boşanma davasının bir neticeye bağlanması için gücümü göstermem gerekiyorsa bunu yapacağım. En ufak olayda kocası sıfatıyla beni aramalarını istemiyorum artık," dedi.

"Bilge nasıl?"

"Öğlen gördüğünden farklı değil."

Torunun bütün bu olanlardan dolayı kendini suçladığını bilen Mehmet Ali dede üzüntüyle başını salladı.

"Seni rahatlatmak için söylemiyorum, ama artık kendine gelmen lazım. Kemal öldükten sonra benim tedavim için benimle İstanbul'a döndün sen. Sonrasında o kadının başımıza açtığı işler yüzünden sağlam kafayla düşünecek zamanımız olmadı. Artık geçmişi bırak oğlum. O çocuğun uyandığı zaman yanında olacak güçlü insanlara ihtiyacı olacak. Git, bir aynaya bak. Ruh gibisin, şimdi güçlü olma zamanı."

"Kendime kızıyorum. Tuğçe'nin tuzağına bu kadar kolay düştüğüm için kendime kızıyorum."

"Maymun da ağaçtan düşer."

Şaşkınca dedesine bakan Çınar "Ne?" diye sordu.

"Yani diyorum ki, herkes hata yapar işin uzmanı bile. Her hata da insan kendini bıraksaydı dünyanın hali nice olurdu? Mesela öğrenciler en ufak hatada okumaktan vazgeçselerdi dünyada lise mezunu öğrenci bile olmazdı. Hata var, hata var.  Mühim olan dünyanın en kötü hatasını bile yapsan bir daha aynı hatayı tekrar etmemen. Bu seni iyi biri mi yapar mı? İşte bu tartışılır. Birini öldürüp pişmanım dediğinde o insan hayata geri dönüyor mu? Dönmüyor, ancak en azından ikinci birinin canını yakmamak lazım. İşini kaybettin diye artık işim yok iyisi mi bir daha çalışmayayım deme lüksün yok. Hayatta kalmak istiyorsan çalışacaksın. İnsan olmak istiyorsan da hatalarından ders çıkaracaksın. Hatta bazı konularda hata yapma lüksünün bile olmadığını bilerek yaşayacaksın. Misal uyuşturucu tehlikelidir bunu öğrenmek için uyuşturucu kullanmana gerek yok. Bu tür hataları yapma lüksün yok fakat insan olduğunu unutma oğlum. Senin de herkes gibi hataların var."

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now