16. Evleneceksiniz!

5.6K 482 113
                                    

Hasan Ağa cenaze işlemleri ile uğraşırken Meryem Hanımın aklındaki tek şey Neşe'yi hastaneden çıkarmaktı. Üç kişinin ölümüne üzülmüş olsa da sonunda Neşe'ye kavuşma düşüncesiyle duyduğu mutluluk yüzünden suçluluk hissediyordu.

Resmi işlemler, cenaze töreni derken geçen günlerin ardından Meryem Hanımın bıkıp usanmadan dile getirdiği isteği sonunda gerçekleşiyordu. Doktorun da onay vermesiyle Neşe tekrar Kara ailesinin şefkatli kollarına dönüş yapmıştı.

Geçen zamanla birlikte Berfe cenaze için geldiği konakta Bekir'le tekrar barışmanın yollarını arıyordu, ancak evdeki herkesin bütün ilgisi Neşe'nin üzerindeydi. İlk defa nefret hisleriyle ruhu sarmalanan Berfe panikle ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Kardeşinin yaptıklarından sonra annesi ve babası kız kardeşine şiddetli bir şekilde kızmışlardı. Ya kardeşi doğru söylüyorsa? Neşe gerçekten Bekir'in kalbinde bir kadın olarak yer etmeye başladıysa? En iyisi Neşe'ye yakın olmaktı. Bekir'i bu kadar severken kaybedemezdi.

"Hadi güzel kızım aç ağzını, senin için en sevdiğin yemekleri yaptırdım. Hadi anasının güzel kuzusu."

"Meryem çocuğu bu kadar zorlama."

"Ne diyorsun sen Hasan Ağa baksana yavruma süzüldü iyice. Talihsiz yavrum be..."

Karısının düşüncesizce konuşmasına sinirlenen Hasan Ağa son derece kısık sesle "Ağzından çıkanı kulağın duysun kadın. Çocuk sadece ninesinin üzüntüsü yüzünden böyle farkında değil misin? Aklını kaybetmedi. Konuştuğumuz her şeyi anlıyor. O yüzden ağzından çıkanları tart" diyerek odadan çıktı.

Meryem Hanım üzüntüyle odadan çıkarken kendine doğru gelen Berfe'ye şaşkınlıkla baktı. Bu kız hangi yüzle geliyordu.

"Başınız sağ olsun Meryem Teyze. Yapabileceğim bir şey var mı? Bilirim bacım yüzünden kızgınsınız, ancak benim aklımdan öyle bir şey geçmedi hiç. Bekir'in kız kardeşi yerine koyduğu öksüze kol kanat germemiz gerekir. O çocuk bana yenge dedi. Ben onun günahına girmem asla."

"Bacın yanlış yaptı. Neşe herhangi biri değil. Bu evin kızı, oğullarım neyse Neşe de o. Keşke bacın bilip bilmeden konuşmasaydı. Ben kızıma yapılan yanlışı unutmam. Yeterince açık mı?" diyen Meryem Hanım taviz vermez bir şekilde kıza baktı.

"Açık son derece açık, ancak bacımın hatasını bana kesmeyin. Bekir yüzüme bile bakmıyor. Ben onu sevmek dışında ne yaptım ki? Ben buraya belki Neşe'ye faydam dokunur diye geldim. Bekir'in kıymetlisi benim için de kıymetlidir. Başka türlüsü mümkün mü?"

"Bak kızım şimdi olaylar taze. Başımızda yeterince sıkıntı var. O yüzden bırak Bekir kendini toplasın."

Meryem Hanımın kibarca kendine kapıyı göstermesi ile gitmekten başka yolu kalmayan Berfe son bir çabayla "Tamam, Meryem Teyzem. Ama ne olursa olsun yapabileceğim bir şey olursa haber vermen yeter. Neşe benimde bacım sayılır. Allah'a emanet olun" diyerek konaktan ayrıldı.

"Bacısı sayılırmış. Aman eksik kalsın. Senin bacının neye benzediğini gördük."

Annesinin kendi kendine konuştuğunu gören Bekir "Seni yine kimler kızdırdı anam. Kendi kendine konuşur oldun?" dedi.

Kafasında bin bir düşünceyle oğluna bakan Meryem Hanımın günlerdir tek odak noktası oğlunun sorusuydu. Neşe'ye ne olacak? Aslında aklında bir takım düşünceler şekillenmeye başlamıştı lakin vakit bu tür düşünceler için erkendi. Yoksa değil miydi? En iyisi geç olmadan bir karar vermeleriydi galiba.

"Gel hele oğul. Seninle konuşacaklarım vardır."

Annesini takip eden Bekir girdikleri odanın kapısını kapatan annesinin yanını işaret etmesiyle oturdu.

"Annem ne der diyeceksin, ancak en hayırlısı olsun isterim oğlum. Ben bir karar verdim. Geçen Neşe'yi sordun. Şimdi yaşı daha küçük ancak hep böyle kalacak değil. O yüzden derim ki Neşe'yle evlen. Onu bu saatten sonra bırakmayalım oğlum."

Annesinin söylediklerine şaşıran Bekir itiraz etti.

"Ana o kız daha çocuk. Hem..."

"He oğlum he çocuk olduğu için mi yanından hiç ayrılmıyorsun? Kendinden başka kimsenin kucağında taşımasına izin vermiyorsun. Farkında değilsin, belki yaşı küçük diye konduramıyorsun, ancak ben de babanla evlendiğimde büyük sayılmazdım. Yine de doğrusu olsun diye biz on sekiz yaşına kadar bekleyelim."

Aklına gelen Berfe ile yüreği sıkışan Bekir aslında bir süredir aklının karışık olduğunun farkındaydı. Neşe ile ilgili her şey inanılmaz derecede hoşuna gidiyordu da yaşı aklına gelince o bacım sayılır diyordu kendi kendine. Oysa aynı Bekir,  Neşe'nin kendisine "Abi" demesinden nefret ediyordu.

Meryem Hanım oğlunu iyice işlemek için tekrar konuştu.

"Oğlum aklın Berfe'de ise o iş olmaz anla bunu artık. O kızın densiz olan sadece bacısı değil. Teyzesi, anası, kuzenleri hepsi kendini bilmez. O ailede işe yarar diyeceğin tek insan belki de babaları. Yol yakınken vazgeç bu işten oğlum. Bak Neşe'ye arkasında canını sıkacak kimse yok. Onun tek ailesi biziz. Ne güzel işte kendi istediğin gibi yetiştirirsin karını. Sana karışan kimse olmaz."

Annesinin dedikleri son derece mantıklı geldi, fakat hala emin değildi Bekir. Beyni düşünmekten patlama noktasına gelmişti. 

Oğlunun kafa karışıklığını gidermek için ne kadar gerekiyorsa o kadar konuşmaya kararlı olan Meryem Hanım "Bak oğlum Berfe güzel kız, ama Allah için Neşe'ye hiç alıcı gözle baktın mı? Değil Berfe onun gibi kaç tane kıza bedel güzelliği var. Üstelik çok daha genç. Bugün burun kıvırıyorsun, ancak üç dört seneye Neşe'nin çok fazla talibi olur o zaman sen de kedinin ciğere baktığı gibi bakar kalırsın. İyi düşün."

"Doğru dersin ana birkaç sene sonra tam anlamıyla çocukluktan çıkınca gerçekten de çok daha güzel olacak belli de lakin o kız bana abi derken olmaz."

"Bak oğlum şimdilik bu konuştuklarımız aramızda kalsın babanın haberi olmasın. Sen iyice düşün taşın tekrar konuşuruz tamam mı?"

Zaten bilinçaltında olan düşünceleri annesinin sesli dile getirmesi ile heyecanlanan Bekir diğer taraftan bu düşüncenin yanlış olduğunu söyleyen aklıyla savaş halindeydi, ancak annesi o kadar çok konuşuyordu ki fark etmeden tam da annesinin istediği gibi düşünüyordu.

"Bu saatten sonra başka biriyle evlenmene ölsem izin vermem. Bu eve gelecek gelin Neşe olacak. Hem bu evin kızı hem gelini olacak. Ha dersen ki ben Neşe'yle evlenmem. Tamam, ona da tamam. O zaman abin evlenir. Üstelik eskiden ikisinin arası çok daha iyiydi. Aslına bakarsan sen sana söylediklerimi unut. Neşe için abin çok daha iyi olur."

Annesinin dedikleriyle çıldıran Bekir "Abimle mi? Olmaz ana. Bu laflarını bir daha duymayayım. Neşe benim bunu aklına yaz" diye resmen kükreyerek odanın kapısını çarparak dışarı çıktı.

Oğlunun abisiyle olan rekabetini bilen Meryem Hanım yaptığı konuşmanın verdiği olumlu sonuçla güldü. Kendi kendine kısık sesle konuştu.

"Seni benden daha iyi kim tanır oğlum. Bu kız senin kaderin sen farkında değilsin. O yüzden boşuna direnme çünkü eninde sonunda ne olursa olsun yola geleceksin. Evleneceksiniz kesinlikle evleneceksiniz!"

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now