33. Haydi! İstanbul'a

4.5K 404 266
                                    


Anne ve babasının bağırıp çağırmasından büyük bir keyif alan Bekir yine de mutlu değildi. Neşe'nin ruh gibi onlara bakması, evliliğine hiç tepki göstermemesi canını sıktı. Resmi nikâh şansı kalmayan Neşe'nin bu duruma isyan etmesi gerekmiyor muydu? Bu kız ondan esirgediği gülüşünü dalga geçer gibi kumasına sunuyordu. Gerçekten de normal biri değildi küçük karısı.

Oysa karşı karşıya kaldıkları tabloya tek sevinen Neşe'ydi. Artık Bekir'den kurtulması için bir nedene ihtiyacı yoktu. Adam evlenmişti, yaşasın!

Herkes kendi düşüncelerine boğulmuşken Hasan Ağa'nın sesi ortalığı inletiyordu.

"Ben aklını başına topla diye yolladım seni. Bu iş nasıl oldu? Hangi ara anlaşıp evlendiniz?"

Babasının sorusuyla konaktan kovulup otele geri döndüğü günü hatırladı Bekir...

Sinirle geldiği otelde akşama kadar kaldıktan sonra yemek için dışarı çıktığında onu görmüştü. Ailesi ile birlikte bir yerden dönüyordu ya da gidiyordu. Ne kadar da güzeldi. Kalbi özlemle doldu. Annesinin o kızla birlikte hayatını sikmediği günler ne kadar güzeldi oysa.

Bir şekilde onunla konuşmalıydı da nasıl?

Aradığı fırsat ertesi gün karşısına çıktı. Otelden çıkıp caddenin karşısına geçtiğinde kendine doğru yürüyen kızı gördü. Plan yapmasına gerek kalmadan karşılaşmışlardı.

"Berfe"

"Bekir"

"Nasılsın?

Adamın sorusuna üzgün bir şekilde karşılık verdi kız.

"Sence nasıl olmalıyım? Beni yarı yolda bıraktığın için teşekkür mü etmeliyim sana? Utanmadan nasılsın diye soruyorsun?"

"Ne desem boş değil mi? Özür dilerim. Gerçekten özür dilerim. Hayatımda yaptığım en büyük yanlış senden vazgeçmekti."

"Neye yarar pişmanlığın neye yarar söylesene Bekir iş işten geçmiş... Buraları bilmez gibi benimle görüştün, bir sene peşimde koştun ve öylece bıraktın. Sana olan kırgınlığımı ifade edecek cümle bulamıyorum."

İnanılmaz derecede pişman olan Bekir "Keşke zamanı geri alabilsem" dedi.

"Kusura bakma Bekir, ancak evli bir adamla konuşmam hoş değil. Allah'a emanet ol. Her şeye rağmen mutluluklar dilerim karınla."

O kadar olaya karşın kendisine mutluluklar dileyen kızın iyi kalbi karşısında utanmıştı genç adam. Kızın gitmeye niyetlendiğini anlayınca resmen yalvarır gibi konuştu.

"Gitme Berfe azcık daha konuşalım."

"Ne konuşacağız ki Bekir, bak seninle konuştuğumu gören insanlar yanlış anlar."

"Otelde kalıyorum. Helin'den yardım istesen. Birlikte gelirsiniz. Kimse yanlış anlamaz ha Berfe. Seninle mutlaka konuşmalıyım çok önemli."

"Ben seninle konuşmak için peşinde kıvrandım günlerce. Cenazede destek olmak istedim sen ne yaptın? Hiç cevap verme Bekir ben söyleyeyim. Beni kınadın, gurursuz olmakla suçladın."

"Her şeyin farkındayım. Lütfen yarın gel hatta bir yolunu bulursan bugün gel."

Adamın söylediklerinin saçmalığına güldü kız ve ardından sordu.

"Burası Paris mi Bekir? Otele falan gel demeler. Beni gören olsa hakkımda ne der hiç düşündün mü bunu?"

Kızın söyledikleri ile gerçeğin farkına varan Bekir sustu. Berfe üzgün bir şekilde Bekir'e bakıp yürümeye devam etti.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now