64. Berfe

3.9K 430 170
                                    

Odanın içinde sinirle bir sağa bir sola yürüyen Bekir, daha fazla zarar vermemek için Neşe'yi banyoya kilitlemişti. Genç adam içinde oluşan karmaşa yüzünden kendine hâkim olmakta zorluk yaşıyordu.

"Yine başa döndüm. Tam her şey yoluna girdi diyorum, ama olmuyor. Bu kız, bana inanmaz ki artık."

Sinirlerinin iyice bozulması yüzünden içinde oluşan ağlama isteğine daha fazla karşı koyamayan Bekir yıllardır yapmadığı kadar içli ağlamaya başladı. Banyo kapısının kilidini açıp Neşe'nin karşısına geçip yere oturdu. Korkudan sesini çıkarmayan Neşe ise karşısında çocuklar gibi ağlayan Bekir'e bakmamak için başını öne eğip, kendi bacaklarına baktı. Her yeri kemer izleriyle kızarmış olan bacaklarının acısına dayanmakta zorlanan Neşe, Bekir'in aksine gözyaşlarını sessiz bir şekilde serbest bırakmıştı. Uzun bir zaman boyunca karşılıklı ağlayan Bekir ve Neşe'nin sebepleri çok farklıydı. Bekir, içinde oluşan karamsarlık ve engel olamadığı karanlık duyguları bile bastıran endişe ve korku ile baş edemiyordu. Uzun zaman sonra ilk defa inanılmaz derecede korkan Bekir, aldığı ilaçlara rağmen deli gibi atan kalbine ve aklından geçen düşüncelere engel olamamanın korkusuyla daha da çok ağlamaya başladı. Daha sonra Bekir hayatında daha önce yapmadığı bir şeyi ilk kez yaptı. İçindeki karmaşayı Neşe'nin görmesine izin verdi. Bekir'in kurduğu cümleler ile Neşe karşısındaki adamın sıkıntılarının dosyada yazandan daha ağır olduğunu fark etti.

"Korkuyorum ölesiye korkuyorum. Tıpkı annem gibi olmaktan korkuyorum. Biliyor musun, babam evli olduğu kadının nasıl bir canavar olduğunu bilmiyor. İkisinden de nefret ediyorum. Abimden de nefret ediyorum, beni bu cehennemde bıraktığı için nefret ediyorum. Anlamıyorum ki ilaçları da alıyorum, ama yolunda gitmeyen bir şeyler var. Aklımda beliren korkunç düşünceler çok kısa bir süre beni terk etti. Tıpkı senin gibi onlar da beni bıraktı. Ama sonra ne oldu bak, önce düşüncelerim geri geldi sonra da sen. Sence Meryem Kara'nın derdi ne? Sana vurmak istemedim. Ben kendime hâkim olamadım. Bazen kendimi tanımakta zorlanıyorum. Çok korkunç şeyler görüyorum. Aklımı yitirecek kadar çok korkuyorum. O zaman en çok senden nefret ediyorum. Çünkü bütün bunlara sen neden oldun. Eğer sen doğmasaydın benim çok güzel bir hayatım olacaktı. Geldin, hayatıma sıçtın. Gördüğüm rüyaları sen görseydin keşke. Neyin cezasını çekiyorum ben?"

Ağlaması biten Bekir bu kez de Neşe'yi incelemeye başladı. Neşe ise bütün korkusuna rağmen "Biliyor" dedi.

Kızın neden bahsettiğini anlamayan Bekir "Neden bahsediyorsun" diyerek kızı daha iyi duyabilmek için bütün dikkatini Neşe'nin üzerinde yoğunlaştırdı.

Oldukça kısık bir sesle Bekir'in sorusunu yanıtladı Neşe.

"Baban her şeyi biliyor ama bilmemezlikten geliyor. Onun bildikleri ile bilmek istedikleri arasında derin bir fark var. O yüzden olanları değil, olmayanları doğru kabul ediyor."

Neşe'nin söyledikleri ile gerçekten de babasının tam olarak bu şekilde davrandığını fark eden Bekir bozulan sinirleri yüzünden oldukça korkunç bir sesle güldü. Ancak gülmekten çok can çekişiyor gibi duran Bekir bir anda "Beni bırakamazsın, o yüzden de bu odadan çıkmayacaksın" dedi.

Ayağa kalkan Bekir, yüzünü yıkadıktan sonra Neşe'ye döndü.

"Eğer az önce sana anlattıklarımı birine anlatırsan seni öldürürüm. Şimdi kalk, yüzünü yıka sonra da burnuna bakalım."

Elini kaldırmaktan aciz olan Neşe, ikinci bir dayak dalgasına maruz kalmamak için ayağa kalkmaya çalıştı. Canı o kadar yanıyordu ki cildinin üzerine binlerce iğne bastırılıyor, bir taraftan da ateşle cayır cayır yakılıyormuş gibi hissediyordu. Karşındaki kızın ayağa kalkmakta zorlandığını gören Bekir, kıza doğru yaklaştığında Neşe'nin ani bir refleksle kollarını karnına sandığını fark etti. Bunun farkına varmak Bekir'in içinde geri dönüşü olmayan bir yıkıma yol açtı. Karşısında duran ufak tefek kadının tek derdi bebeğini korumaktı ve bunu yeni kavrayan Bekir içinden kendine küfrederek banyodan çıktı. Daha sonra odadan da çıkan Bekir, odanın kapısını dışardan kilitledi. Bekir'in odadan tamamen çıktığını anlayan Neşe, yürümeye ilk defa başladığında bile atmadığı kadar küçük adımlarla yatağa doğru ilerledi. Yüzünü yıkamak umurunda bile değildi. Yüzünde kuruyan kan onu zerre kadar rahatsız etmiyordu. Tek derdi sonsuza kadar uyumaktı. Ancak vücudun ağrısı o kadar fazlaydı ki bütün halsizliğine rağmen bir türlü uyuyamadı. Acıdan sürekli inleyen Neşe, karnında hissettiği ani hareketle elini karnına koydu. Gözlerini kapatıp sadece bebeğine odaklanan genç kız, annesinin ona öğrettiklerini uygulamaya çalıştı. Aklına güzel düşünceler getirmesi ve onlara odaklanması lazımdı. Aklına gelen tek güzel düşünce ise varlığını hissettiren oğluydu.

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now