15. Neşe'ye Ne Olacak?

4.9K 500 73
                                    

Neşe ile Hatice nineyi havaalanına götürmek için erkenden kalkan Bekir, annesinin Neşe için hazırlattığı kahvaltıya bakarak "Bize böyle sofralar hazırlanmıyor Meryem Hanım" diye annesine takıldı. Gözü saate takılınca misafirlerini uyandırmak için odanın kapısına gelip usulca kapıyı tıklattı. Ses gelmeyince bir kez daha tıklatıp seslendi. Yanıt alamayınca daha sesli bir şekilde kapıya vuran Bekir neredeyse bağırarak "Neşe" derken hala yanıt alamayınca endişelenip hızlıca kapıyı açtı.

Kızı ve Hatice nineyi uyuyor sanan  Bekir yatağın ucuna yaklaşıp tekrar seslendi. Ses gelmeyince yatağın başucuna doğru yürürken uyanık vaziyette ki Neşe'yi görünce şaşırdı.

"Neden ses vermedin Neşe Hanım? Uçak saati yaklaşıyor, kahvaltı hazır."

Cevap vermeyen kıza iyice yaklaşan Bekir usulca Neşe'nin koluna dokundu, ancak hiçbir tepki alamayınca endişelendi. Kızı daha şiddetli bir şekilde sarsıp "Neşe, canım hadi şakayı bırak. Hiç komik değil. Beni duyduğunu biliyorum" dedi.

Neşe ise heykel gibi kıpırdamadan yatıyordu. Ne yapacağını şaşıran Bekir o an da gürültüye rağmen uyanmayan Hatice nineye seslendi.

"Ninem Allah aşkına bari sen kalk."

Yatağın diğer tarafına giden Bekir Hatice ninenin eline dokundu. İşte o zaman Bekir ne yapacağını bilemedi. Yirmi üç yıllık ömründe ilk kez bir ölüye dokunuyordu. Hatice ninenin eline, yüzüne tekrar tekrar dokundu. Bunu yaparsa sanki kadın tekrar ısınıp canlanacak gibi.

Dakikalar boyunca gelmeyen oğlunu merak eden Meryem Hanım da kapısı açık odadan içeri girince yatakta yatan Neşe ve Hatice kadını gördü. Hatice kadının elinden tutan ve kıpırdamadan ayakta duran oğluyla birlikte bir terslik olduğunu anladı. Hızla yatağa yaklaşan Meryem Hanım yatakta dünyayla bağını koparmış Neşe'yi ve ölümün soğukluğu ile kaskatı kesilmiş Hatice kadını görünce odadan dışarı çıkıp bağırmaya başladı.

"Yardım edin, ambulansı arayın, Hasan, Hasan..."

Gördükleriyle üzülen Hasan Ağa odaya giren onca insana karşın tepki vermeden yatan Neşe'nin başka bir odaya taşınması için çalışanlarına emir verdi. Neşe'nin başkaları tarafından kucaklanmasını istemeyen Bekir kızı kucağına aldı ve kendi odasına götürdü. Defalarca Neşe'nin saçlarını öptü.

"Bir ses ver Neşe'm. Bana bak kurban olduğum."

Oğlunun peşinden odaya gelen Hasan Ağa "Kemal'i aramamız lazım. Hem Hatice Nine için hem de sarı kızımın durumu hakkında" dediğinde derin bir nefes alan Bekir konuşmaya başladı.

"Bu kızın bu halde olmasının sebebi benim. Kemal amca defalarca onun psikolojisi hakkında bizi uyardı. Ne diyeceğiz, gel bak kızın kafayı sıyırmış yine hem..."

Suratına yediği tokatla babasına bakan Bekir ağlamaya başladı.

"Ben daha fazlasını hak ettim. Şu halime bak bu kıza yaptıklarım yüzünden durmadan ağlar oldum. Dayanamıyorum baba."

"Yeter Bekir kendine gel. Şimdi pişmanlıklar zamanı değil. Şimdi güçlü olma zamanı. Bu kızın bizim gücümüze ihtiyacı var. Kendine gel evladım. Sakın babanın yüreğine  bir ateş de sen yakma oğlum. Buna dayanamam."

Bir taraftan oğluna sarılan Hasan Ağa odaya giren Meryem Hanıma "Çocuklar sana emanet" diyerek dışarı çıktı. Hatice ninenin odasına giren adam eline aldığı telefonla Kemal'i aradı. Durumu anlattı. Neşe'nin durumu için ne yapabileceklerini sordu.

Duydukları ile derin bir üzüntü yaşayan Avukat Kemal telefonu kızının yanına götürüp sesi dışarı vermesini istedi. Söylenilenleri yapan Hasan Ağa kızın yakınına gelince Kemal'e konuşabileceğini söyledi.

Kızına seslenen Kemal, Diyarbakır'a gelmek için hemen yola çıkacaklarını söyledi Neşe'ye. Onu ne kadar sevdiklerini anlattı. Kızının yapmayı istediği her şeyi yapacaklarına dair vaatlerde bulundu. Tıpkı sabah Neşe'nin ninesine verdiği sözler gibi sözler verdi, ancak kız en ufak bir  tepki vermedi babasına.

Telefondan Bahar Hanımın ağlama sesi gelirken, konak çalışanlarından Fatma'nın sağlık görevlilerinin geldiğini haber vermesiyle telefonu kapatan Hasan Ağa gerekli işlemler için odadan çıktı.

Hasan Ağa, Hatice nineyi kontrol eden sağlık görevlilerine Neşe'nin durumunu söyleyip muayene için doktoru Bekir'in odasına götürdü. Telefonla tekrar Kemal'i arayıp Neşe'nin daha önceden tedavisini üstlenen Bahar Hanımla odada bulunan doktorun konuşmasını sağladı.

Doktor aldığı bilgiler doğrultusunda Neşe'nin hastaneye yatırılmasına karar verdi.

"O deli değil ne demek psikolojik yardım alacak. Onu hiçbir yere götüremezsiniz. O daha çocuk ve ninesinin cesedini görünce şoka girdi. Bir şey yapın kendisine gelsin."

Bekir'in ani çıkışı ile kızan doktor yine de tek kelime etmedi. Hasan Ağanın araya girmesiyle Neşe ve Hatice nine hastanenin farklı katlarına götürüldü. Neşe'nin refakatçisi olmak isteyen Meryem Hanım kabul görmeyen isteğiyle hastaneyi bir birine katarken en sonunda kocasının sert tepkisiyle eve dönmeyi kabul etmek zorunda kaldı.

Eve gelen Meryem Hanım çalışanlarına yapılması gerekenleri söyleyip odasına gitti. Karısının peşinden giden Hasan Ağa odaya gelince eşyaları kırıp döken kadını görünce sert bir şekilde konuştu.

"Kendine gel Meryem. O kadar dert arasında bir de seninle uğraşamam. Git Bekir'e sahip çık kadın. Oğlunun sana ihtiyacı var. Gerekli işleri birinin yapması lazım, ancak görüyorum ki senin bana yardım etme niyetin yok."

Oğlunun iyi olmadığının farkında olan Meryem Hanım banyoda elini yüzünü yıkayıp Bekir'in odasına çıktı. Yatağa oğlunun yanına uzanan Meryem Hanım dakikalarca oğlunun saçlarını okşadı. Annesinin rahatlatıcı varlığıyla huzursuz bir uykuya dalan Bekir rüyasında geçmişinde yaptığı ve kimselere söyleyemediği korkunç sırla tekrar yüzleşti. Rüyasında Mehmet Öğretmenin yanında bu kez Hatice nine de vardı. Ne kadar koşarsa koşsun yaptığı kötülükten kaçamayan Bekir çığlık atarak uyandı.

"Ben böyle olsun istemedim. Böyle olsun istemedim. Allah'ım yardım et bana."

Oğlunun kendi kendine konuşmasını bugün yaşadıkları olaylara yoran Meryem Hanım teselli amaçlı oğluna sarıldı.

"Her şey yoluna girecek aslanım. Yaşam kadar ölüm de gerçek. İnsan zamanla gördüğü ölümlere bile alışıyor."

Annesini duymayan Bekir nefes alamadığını hissedip odadan çıktı. Konaktan deli gibi ayrılıp saatlerce arabasıyla gezdi. En sonunda yaptığının farkına varıp eve geri dönmeye karar verdi.

Konaktan içeri girdiğinde küçük bir çocuk gibi ağlayan babasını görünce Neşe'nin başına bir şey geldiği düşüncesiyle konuştu.

"Ne oldu baba? Neşe'ye bir şey mi oldu? Konuşsanıza yavv. Ne oldu?"

Oğluna bakan Hasan Ağa "Can kardeşim öldü. Sırdaşım öldü. Daha ne olsun. Yüreğim yanıyor. Bir günde üç ölüm çok fazla kalbim dayanmıyor. Kemal'im öldü" dedi büyük bir üzüntüyle.

Meryem Hanıma bakan Bekir "Hangi Kemal?" diye sordu.

"Avukat Kemal amcan ve karısı buraya gelirken trafik kazası geçirmişler. İkisi de ölmüş."

Aldığı cevapla aklına gelen tek soruyu dile getirdi Bekir.

"Peki, şimdi Neşe'ye ne olacak?"

Bazı Hatalar Affedilmez!  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now