Ep.127 "Bu mutluluğuna şahit olmak öyle güzel ki"

Start from the beginning
                                    

"Bir şey mi diyeceksin oğlum?"

"Şey, evet."

"Hayırdır inşallah."

Gülümseyip kafa salladım.

"Hayır."

İyice merak geldi bakışlarına. Ben de gülümseyip söyleyiverdim.

"Aybüke hamile. Bir çocuğumuz olacak. Baba olacağım."

Babamın ifadesi gevşedi anında. Gözlerini açıp şaşkınca baktı. Ardından kocaman gülüp sarıldı bana.

"Oğlum, tebrik ederim. Çok, çok sevindim."

Ben de babama sarılıp gülümsedim.

"Teşekkür ederim, baba."

İlk defa baba diyordum ona. Yıllar sonra ilk defa. Çok tuhaf gelmişti birden söylemek ama iyi de hissettirmişti. Babam da başta şaşkınca kalıp ardından daha sıkı sarıldı bana.

"Oğlum, canım."

Gözlerimi kapatıp başımı omzuna yasladım. Affetmek istiyorum onu. İçimdeki bütün kırıklıklar geçsin istiyorum. Onu yeniden seveyim, yeniden güveneyim istiyorum. Bunun için çabalıyorum. Babam da çabalıyor. Onu affedelim diye çabalayıp duruyor aylardır. Bunu gerçekten istiyor, biliyorum artık. Vicdanını rahatlatmak için değil, gerçekten pişman olduğu için affedilmek istediği için döndü. Benim de, her ne kadar bu zamana kadar inkar etsem de, ihtiyacım var baba şefkatine. Baba olacak olmam daha bir duygusal yaptı sanki beni. Sadece evlat olarak değil, baba olarak da bakabiliyorum sanki duruma. Bir babanın evladı tarafından görmezden gelinmesi korkunç bir şey olmalı. Hatasını farkeden bir baba da, zor da olsa affedilebilir olmalı. Yavaşça kaldırdım başımı. Babamdan ayrılıp yanağıma süzülen gözyaşlarımı sildim. Babam da ağlamıştı ama bir yandan da kocaman gülümsüyordu. Ellerini yüzüme getirip şefkatle baktı.

"Aslan oğlum benim. Demek baba oluyorsun ha? Bugünleri görmek de varmış, çok şükür."

Gülümseyerek baktım ben de babama. Babam ardından ellerini yüzümden çekip gözyaşlarını sildi. Toparlanıp gülümsedi.

"Teşekkür ederim oğlum. Bana yeniden bir şans verdiğin için, bana yeniden baba dediğin için teşekkür ederim. Ayrıca çok mutlu oldum. Dede oluyorum ben de."

Gülüp eğdim başımı. Babam da gülümseyip devam etti.

"Neyse, ben gideyim artık. Tuttum seni kapıda. Aybüke'ye çok selam söyle. Tebrik ettiğimi söyle."

"Şey, baba, içeri gelip sen söylemek istemez misin?"

Babam minnetle gülümsedi. Elini omzuma getirip sıktı.

"Çok isterim."

Ben de gülümseyip kenara çekildim. Babam da ceketinin kenarlarını tutup düzeltti. Ardından yavaş adımlarla girdi içeri. Ben de kapıyı kapatıp arkasından yürüdüm. Birlikte salona geçince hafifçe öksürüp herkesin bize bakmasını sağladım. Bütün bakışlar bize dönünce gülümsedim.

"Babam, bebek haberini alınca Aybüke'yi tebrik etmek istedi."

Benim baba dememe hepsi şaşırıp baktılar. Aybüke kocaman gülümseyip kalktı ayağa. Annem de dudaklarını birbirine bastırıp gülümsedi. Gencay başını eğip önüne baktı. Berfin de gülümseyerek bakıyordu. Aybüke yaklaşıp önümüzde durdu.

Mavi AyWhere stories live. Discover now