73 - Öpsen de Geçmez

1.7K 111 95
                                    

Çok beklettik biliyorum. Ve yorumları okuyacağımı söylemiştim ancak bölümü attığım gün kayınvalidem vefat etti. Aynı ay içinde kuzenim doğumda bebeğini kaybetti. Hikaye ile tuhaf bir bağım olduğunu her zaman hissettim ancak sizin dakikalar içinde okuduğunuz satırları yıllar öncesinden kurgulamıştım, şimdi kaleme aldıkça yansımalarına gerçek hayatımda bu kadar yakından tanık olmak ürperti veriyor.

..
Başta Selçuk Üniversitesindeki okurlarım olmak üzere Matty'i hala takip eden ve heyecanla bölüm bekleyen tüm okurlarıma teşekkür ederim. Bir gün buluşmak dileğiyle.

____________

Playlist:

Manuş Baba - Aşkın Kederinden
Kazım Koyuncu - Hoşçakal

LP - When we're High
Zafer Güler - Ah Sen Bilmedin
84 - Kendime Yalan Söyledim
Yeninur Ada - Yarsız Olur mu?

Müslüm Gürses - Nülifer
İzel - Kızımız Olacaktı

_____________

Kimden; Laf Cambazı

"İlkim seni sevdi"

"Ben de onu çok sevdim. Sen babanın hayat neşesi misin fıstık?"

"Kafasını sallıyor"

"Neden konuşmuyor?"

"Dünyanın kötülüklerine kırgın, gözleriyle anlatır derdini"

"karışık çerez"

"Bu saatte yemek mi yiyorsun?"

"Hayır ya, yatakdayım. Dünya'yı kast etmiştim, karışık çerez gibi. İyilik, kötülük, güzellik, çirkinlik, doğrular, yanlışlar, hatalar.. Her şeyden bir parça, hepsi iç içe. İyiler mi çok kötüler mi emin değilim o yüzden"

"Dünya Yin-Yang gibidir. İki zıt durum; siyah ve beyaz. Her birinin içinde başka bir zıtlık daha. İnsan da öyle"

"Dünyada iyilik ve kötülük bir arada bu doğru. Ama insanlar iyiler ve kötüler olarak ikiye ayrılır"

"Hayır, insanlar da iyilerden ve kötülerden oluşur. iyiler de kötülük yapabilir.. Ama bu onu kötü sınıfına sokmaz"
......

İlkim'e hiç bu kadar yakın olmamıştım. Parmaklarım sahildeki minik çocuğa uzandı.

Bir yıl önce; Seyhun'u en özelime, hayallerime davet ettiğimde; onun benimle paylaşacağı sırrın bir çocuk olacağı aklıma gelmezdi. O gün Ada'mda güneş yavaş yavaş batarken, babasının bacakları arkasına saklanmış utangaç bir kız çocuğu ile tanışmıştım. Siyah küt saçları, yuvarlak bebeksi yüzü ve çekingen duruşuyla iki üç yaşlarında minik tatlı bir kızdı karşımda tahayyül ettiğim. Konuşmadan hislerini ifade eden mavi gözleri ile ilk defa kıskançlığı tatmama sebep olmuştu.
Derya'dan aldığı mavi gözler.

Çocuklara ilgi duyan biri değildim, İlkim'i gözümde sevimli kılan en büyük şey Seyhun'un ona verdiği değerdi. O İlkim'i sevdikçe ben sevmiştim. Birbirimize söyleyemediklerimizin tercümanı olmuştu İlkim, sarılıp uyumak için bahanemiz olmuştu. Zaman gelmiş Seyhun'un yokluğunda yalnızlığıma yoldaş olmuştu. Seyhun'a her geçen gün amansızca bağlanırken bu annesiz kıza anne olma hayalleri kurmuştum.

O kadar yakındım ki; bir adım atsam dokunacaktım, bir adım uzaklaşsa denize karışacak.

Artık sadece Seyhun'un gözlerindeki parıltı değildi İlkim. Tek onun kalbine heyecan vermiyordu. Çok daha fazlasıydı, Seyhun'un hissedip hissedebileceğinden çok daha fazlası. Kanımdı, canımdı, her şeyim olmuştu, oluyordu. Bakış açımı değiştiriyor, hayatı sorgulatıyordu bana. Benden başka bir ben var ediyordu ruhumda varlığıyla.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin