70 -İlkim-

1.6K 124 46
                                    

Playlist:
Jason Walker - Down
Bahadır Sağlam - Sınırırımız Gökyüzü
Bora Duran - Sen de Gidersen
Emre Aydın - Bu Yağmurlar
84 - Yorma
Yalın - Sesinde Aşk Var

_____

Gözlerimi yumduğum her an karşıma dikilen sahne mantığımın sınırlarını zorluyor, o ana dair yeni yeni idrak edebildiğim detaylar ise kendimi parçalara ayırma isteğimi kamçılıyordu. Ben Özgür'ü öpmüştüm. Ben Seyhun yerine, Seyhun sanarak Özgür'ü öpmüştüm. Bedenim tuhaf bir titremeyle irkildi. Seyhun'un kıyafetlerini giyiyordu, onun maskesini takıyordu, saçları Seyhun gibi kısaydı, traş olmuştu... Ya dudakları? Dudaklarımın değdiği dudakları!

"Kafayı yiyeceğim Nurlana cidden! Nasıl bu kadar aptal olabilirim? Ben nasıl bir başkasını öpebilirim ya? Öz-"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Beynimin içinde dönüp duran ismi dile getirmeye utanıyordum. Dişlerimin arasında parladığım dudaklarımın acısını umursamadım. Bitkin bir nefes dudaklarımdan havaya karıştı.

"Seyhun olduğuna o kadar emindim ki... Onun gibi görünüyordu. Ben... Durup düşünmedim bile.. Düşüncelerim arapsaçıydı zaten o an fazlasıyla telaşlı ve sabırsızdım. Farkına varamadım..." içimi çektim. "Karşımdaki adamın kim olduğunu sorgulamadım. Oydu, biliyordum güya.. Ben.." Aklıma bebeğim geldi. Onun müjdesiyle içim kıpır kıpırken diğer her şüpheyi yoksaymıştım o an "..tüm sorunlarımız bitsin istemiştim..." Konuşmak, anlatmak, anlaşmaya çabalamak yerine öpeyim geçsin istemiştim sadece... Öpeyim her şey düzelsin.

Göz pınarımdan azad olan damla yanağıma yol buldu.

"Aptal Nisa" Sonsuzuncu kez parmaklarımı alnıma vurdum, muhtemelen kızarmış olan bölgenin sızısı kalbimdeki ağrının yanında önceliksizdi. Sıkıntıyla ayağa kalkmamla başıma şiddetli bir ağrı saplandı. İçimi kemiren sorulardan yerimde duramıyordum.

"Ortada bir saçmalık var anlayamıyorum, bi insan neden kılık değiştirir ki? Zaten Özgür'ün o değişik hali, saçları sakalları falan..." gözümü kapatıp aklıma gelen anı savuşturmaya çalıştım. "Neden birbirlerinin yerine geçerler cidden delireceğim!" Sesim tüm bedenimle beraber titredi. Onu öperken olmasını umduğum ve hissettiğim her duygu şu anki gerçekliği ile ruhumda sarsıcı bir yer ediniyordu. Heyecanla, aşkla, hatta ürkekçe dokunduğum dudakları, tutkulu olmasını dilediğim öpücüğü hiç ait olmayan bir adamla paylaşmıştım.

"Sakinleş artık. Bir yanlış anlaşılma olduğu ortada, illa ki çözülecek"

Beni teselli etmeye çalışarak oturmam koltuğa doğru ilerletti.

"Telefonunu neden açmıyor o halde?" Hışımla elimdeki telefonu kanepeye savurdum. Saatlerdir Seyhun'a ulaşamıyordum.

Baloda daha yaşadığım şoku atlatamamışken beni öylece bırakıp gitmişti. Ne bir şey sormuş, ne açıklamaya vaktim olmadan ortadan kaybolmuştu.

Bir anda kendimi içinde bulduğum kaosta mantığım allak bullak olmuştu, eve nasıl geldiğimi bile hayal meyal anımsıyordum. Özgür'le değil konuşmak yüzüne bakacak cüretim yoktu. Üstelik her geçen saniye öfkem utancıma ağır basıyordu. Neden tepki vermemişti ki? İtiraz etmemişti. Evet ben konuşmasın diye ağzını kapatmıştım, sonrasında belki biraz hızlı gelişmişti her şey ama... Aah! Düşündükçe delirecektim. Kimin daha suçlu olduğunun ne önemi vardı? Kimin daha dikkatsiz ya da şaşkın...

Dudaklarımı intikam alırcasına dişlerimin arasında ezmeye devam ediyorken ağrıyan başımı ellerimin arasına aldım. Telefonun çalmadığı her an daha büyük bir çıkmaza sürükleniyordum.

"Nurlana, Fatih'i bir daha ara"

Egemen, Seyhun'u bulacağına söz vererek beni eve bırakırken Nurlana ve Fatih'i kapının önünde bulmuştuk. Nurlana kendisini affettirmek için gelmiş ve onu dinlemezsem diye Fatih'i yanında getirmiş görünüyordu, o an ona kafa yoramayacak haldeydim. Sonuç olarak Fatih Egemen'le gitmişti.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin