23 -Umut-

11.5K 694 699
                                    

Duyuru: Size güzel haberlerim var. Hikaye için facebook ve whatsapp grupları oluşturuldu.

Bu bölümün detay resimlerini facebook grubunda bulabilirsiniz. Bölüm ekledikçe ve vakit oldukça detay resimleri ve alıntılar ekleyeceğim. Grubumuzun adı, Maatteessüf / Wattpad. İlgili linki dış bağlantıya ekledim. Grupla ilgilecek olan kişi @Gamze-Merve

Whatsapp grubuna katılmak isteyen olursa @sahiplenmekgerek ile iletişime geçebilir.

Gruplarda yardımcı olan iki güzel insana da sonsuz teşekkürler.

*

Playlist: İndila - S.o.s (Mutlaka dinleyin)

James Blunt - You're Beautiful (Son kısım için- Bölüme uyumlu)

Multimedya: Ağaç Ev/Balkon

______________

Gece, saçma ve gereksiz rüyalarla geçmiş, sonu yine ölümün kıyısında kabuslara dönüşmüştü. Zorla uyanarak ablamı aramama rağmen odada yalnız olduğumu fark edince, peluş ayıma sarılıp kendi kendimi teskin etmeye çalışmıştım. Ablam muhtemelen balkonda yatmıştı, ben de ışık açık uykuya direnmiştim.

Güneş, karanlığı bir elbise gibi gökyüzünden sıyırırken kabusların korkunçluğu da silinmişti. Dün istemeden de olsa fazla gerilmiş olmalıydım. Uzun zamandır kabus görmüyorken bu geceki koşuşturmacamın başka anlamı yoktu.

Önce Seyhun beliriyordu yatağımın ucunda, elimden tutup beni dışarı çıkarıyordu. Çekinsem de, onunla birlikte yürüyordum. Sokakta bilmediğim yerler görüyordum, yavaş yavaş herşey yabancılaşıyordu. Seyhun, buranın İzmir olduğunu söylüyordu, gayet sakin bir ifadeyle.

Ardından festival gibi bir yer beliriyordu ve renkli ortama rağmen geriliyordum, etrafımızda dönen dünyayı bırakıp Seyhun'a bakıyordum. Öyle güzeldi ki, yüzünün her detayı ilk kez fark ediyor gibi büyülüyordu beni. Çok yakışıklıydı. Ela gözlerini gözlerime diktiğinde kalbim tekliyordu, sevgi dolu bir ifadeyle bana doğru eğiliyordu ve nefes almayı dahi unutmuş gibiydim. Beni öpmek üzereyken ben değişerek sarı saçlara sahip oluyordum ve kendime baktığımda Derya'yı görüyordum. Hemen ardından ordan sıyrılıp, ikisine uzaktan bakıyordum ve Seyhun Derya'yı öpüyordu. Yüreğimde gerçekcesine hissediyordum sızısını. Ardından can sıkıcı bir tartışma beni çıkmaza sokuyordu, sorunu çözemiyordum. Boğucu karanlık ve nefessiz kalan göğsümle boğuşuyordum.

Tekrar gözümde canlanan kabusu kafamdan atmaya çalışarak yataktan kalktım. Kabus görmemeliydim, bir şeyleri çok kafaya takıyordum. Aynaya geçip kendime baktım, gözlerimin altındaki morluklar sinir bozucuydu, yan profilden içe çökük yanaklarım da öyle. Sefa nadir olarak bana kızardı ve güzelliğime şükretmemi hatırlattı. Görüntüme gülümseyip yanımda olan herşeye şükrettim.

Amaçsız günüm, başka planlarla yön değiştirdi. Ben uyurken ablamlar çoktan yazlığa gitme kararı almışlardı. Bu değişiklik benim için de iyi olurdu, belki de bu yüzden düşünülmüştü.

Annemle babamsa ertelenmiş balayına gittiler, annemin bakışları kırgın olsa da endişesini dile getirerek, beni daha çok mahçup etti. Ben ona sebepsizce, beni düşündüğü için bağırmıştım yine de benim için endişeleniyordu. Annelik dedikleri bu olsa gerek.

Vedalaşırken ikimiz için de buruk bir sarılmaydı ama özür dilemeye cesaret edemedim. Birinden ayrılmak, hep huzursuz bir şeyler uyandırır içimde. Yokluk ve boşluk hissi insanın acizliğini yüzüne vurur.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin