67 -Tanıdık Yabancı-

5.6K 403 321
                                    

Playlist:

Mehmet Güreli - Kimse Bilmez
Cem Adrian - Sarı Gelin (Live)Wiz Khalifa - See You Again
Katy Perry - Roar

__________

Aralanan kirpiklerim boş yatağın soğukluğu ile titredi. Sevmiyordum onsuz uyanmayı; beni seyreden güzel ela bakışları olmadan, 'hadi uyan' diyen tatlı sedası kulaklarıma dolmadan, bazen de çoktan uyanmış giyiniyorken gitmemesi için onu yatağa çekiştirmeden...

Dün gece konuşmamıştık, yemek de yememişti. Aynı evde sessiz sinema oynamıştık bakışları bile benden yana dönmemişti. Yatakta ona sarıldığımda huzursuzca öne çekmişti kendini.. "Gitme" diyebildim sadece, korkuyla.. Öyle uyumuştuk, aynı yatakta ayrı iki beden... Kırgın iki yürek, kelimelerin gereksiz kaldığı saatlerde.

Bir kez daha onsuz bir sabaha günaydın diyordum şimdi, yokluğu ile güneşin parlaklığı bile içimi ısıtamazken. Her zaman düşkündüm Seyhun'a, ama artık daha çok. Öyle alışmıştım kokusuyla uyuyup uyanmaya. Onsuz sabahlar eksikti, kendimden kopan bir parçayı arar gibi tedirginleşiyordu yüreğim onu göremediğinde. Aksıyordu gün tembelleşiyordu beynim amaçsızlığı adımlarcasına.

Uyuşuk düşüncelerimi toparlamaya çalıştım, bir çözüm bulmalıydım. Taylan meselesini halletmeliydim önce. Seyhun, uzak dur demişti, ama şu an ben bir şey yapmazsam abisini dinlemeyecekti.

Elime aldığım telefonda numarasını tuşlasam da yabancı hattına şu an ulaşamayacağım aşikardı. Aklıma gelen fikirle WhatsApp'tan yazdım. Cevap beklerken hazırlanmaya başladım. Bir işi daha elime yüzüme bulaştırmıştım, batırdığım gibi de temizleyecektim. Yorulmuştum artık her gün başka bir stresle karşı karşıya gelmekten.

Beynim aralıksız çalışan bir motor gibi fazladan mesai yapıyordu. Öyle ki, geceleri uyuyabilmek için zihnimdekileri çıkarıp rahatlamak istiyordum. Biraz nefes almak istiyordum. Kocamla güzel vakitler geçirip, pastalarımı yapmak, akşam eve döndüğümüzde birbirimize günümüzden bahsedip, karşılıklı çaylarımızı yudumlamak.

Kulağıma dolan melodi sesiyle telefona uzandım. Kayıtlı olmayan bir numaraydı.

"Alo?" cevap vermesini bekledim. "Kimi aramıştınız?"

"Seni, söyle Nisa" Kalın dinç erkek sesiyle sorum cevap buldu. Mesajımdan dolayı aramış olmalıydı 'Acil bir durum var' yazmıştım.

"Buluşmamız gerek"

"Bence sen 'acil' kavramının anlamını bilmiyorsun" Mesajıma gönderme yaptı, göz devirdiğine emindim. Tek nefesle sıraladım:

"Bir kafede oturup konuşalım. Benim de bilmem gereken şeyler var, Seyhun'u ikna edebilmem için. Görünen o ki, seninle konuşmayacak"

"Neden acaba?" İmayla beni suçladığında nefes verdim.

"Senin umursamaz tutumunun da çok yapıcı olmadığı aşikar"

"Yalanının üstüne böyle mi çıkıyorsun? Her şeyi biliyor dedin bana!"

Çıkıştığında sıkıntıyla açıklamaya çalıştım:

"Tamam, bak hatalıyım ama öyle söylemek zorundaydım. Dün sabah konuşmama izin verseydin anlatacaktım durumu sana. Ama o kadar tuhaftın ki... Sonuçta sen onu terk edip gittin ve Seyhun'un duygusal bir insan olduğunu da biliyorsun. Oysa ondan çaldığın şeylerden haberin yok gibi davrandın.. Açıkçası bunca yıl görüşmediğim abim geri gelse, ve hiç bir şey yok gibi davransa, durumu bilsem bile tepkili olurdum"

Bir kaç saniye cevap vermedi. Ses tonumu sakinleştirip açıkladım.

"Ben ondan bir şey saklamak istemiyorum, ama duyduklarımdan da emin değilim, yani neyin nasıl olduğunu falan.. Ortalığı karıştırmak değildi amacım seni çağırırken. Ben sadece, her ne yaşandıysa, abisinden duymasını istedim. Çünkü annenin ölümünden onu suçladığını sanıyor. Ondan nefret ettiğin için gittiğini düşünüyor"

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin