57 - Özgür -

12.3K 777 1K
                                    

Playlist:
Yalın - Sabır Taşı
Yalın - Kader Ne Söylüyorsa
Yalın - Sevenin Yanlışı yazılır mı?
Tuna Kiremitçi - Bana Sebepsin
Yalın - Sonsuza Dek

____________

Yalın - Sabır Taşı

Yeni başlayan günün ayazından sıcacık ortama girdiğimde, aşık olduğum hamur kokusuyla sarmalandım. Gözlerim aşina olduğu mekanı özlemle gezerken adımlarım beni vuslata doğru ilerledi.

"Günaydın güzel bayanlar"

Gülüşün yüzümde büyük bir yer edinirken, neşem sesime canlılık katmıştı.

"Kızlar, Nisa gelmiş" Ayşenur neşeyle diğerlerine seslendi, aynı zamanda hızla boynuma sarıldı. "Nerelerdesin sen Allah aşkına?"

"Hoşgeldin. Gözümüz yollarda kaldı valla"

"Hoşbuldum. Ben de sizleri çok özledim inanın"

Coşkuyla birbirimize sarıldık. Onları ne kadar özlediğimi fark ettim. Pastaneyi özlediğim gibi. Kısa sürede buraya alışmıştım. Hayat böyleydi, bir şeye alışmak kolaydı, sevmek kolay. Ayrılmak ve yokluğunu kabullenmek bir o kadar zordu.

"Ee ne yaptınız yokluğumda, anlatın bakalım. Vizeleri verebildiniz mi? Pastalar ne alemde? Üstün bey beni kovacak mı? Fatih böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?"

Kızlar gülüşürken Beyza cevapladı. "Sakin ol, tek tek gel. Asıl sen anlat bakalım, Konya'da bir şeyler olmuş Nurlana'dan duyduk"

Utançla dudağımı dişlerken gülüşüm inadına büyüyor gibiydi. Nurlana muzipçe gülümsedi.

"Düğün bitəli iki gün oldu, səni yəni görməyi nəyə borçluyuq acəba?"

"Gecikmiş bir balayı yaşamış olabiliriz"

Cümle kemirdiğim dudaklarımın arasında neşeyle karışık utançla gevelendi.

"Ooooo" kızların sevinç nidaları arasında bir yandan işe koyulurken, ayrı kaldığımız sürelerin hesabına koyu bir sohbete dalmıştık. Yarım saat içinde Ramazan ustanın fırından çıkardığı tazecik mis kokulu ekmekleri çayla birlikte yedik. Kızlar zor zamanlardan sonra elde edebildiğim mutluluğumu paylaşmış, kendileri yaşamış kadar sevinmişlerdi.

Belki de bir şeylerin güzelliği onu elde etmek için çabaladığınız zamanda yatıyordu. Emeksiz yemek olmuyordu. Sabretmenin verdiği huzur, kolay elde ettiğimiz şeylerde yoktu.

Üstün beyle, aldığım uzun izin hakkında konuşmuş ve yokluğumu hissettirmeyen Fatih'e gün boyu teşekkür etmiştim.

İşimi tamamlayıp pastaneden çıktığımda paltomun kapişonunu başıma çektim ve ellerimi soktuğum cebimin birinden çıkardığım telefonun ekranını açtım.
'Özgür Süvari' ismine bakarken gayri ihtiyari gülümsedim. Kişileri soyadları ile kaydetme alışkanlığım yoktu, hatta mesafeli bulur sevmezdim de. Ama Özgür'ün soyadı ismiyle öyle uyumlu ve manidardı ki. Birlikte her okuduğumda beyaz atın üstünde asil bir süvari olarak canlanıyordu gözümde. Kıvırcık saçları hafif rüzgarda dalgalanıyor, mütevazi gülüşü ağırbaşlı duruşunu tamamlıyordu. Özgür ismi ne kadar asi ve fervasız gözükse de, Süvari soyadı ona sorumluluk katarak, ayakları yere basan bir karakteri yansıtıyordu. Bir isim, sahibine bu kadar uyabilirdi.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin