14 -Terk-

12.7K 755 288
                                    

Playlist: Leman Sam - Kıyamam Sana, akustik (Kesinlikle bölümün şarkısı)
Murat Dalkılıç - Derine, akustik
Son kısım için: Mabel Matiz - Gel

Video: Ney Taksimi - ilgili kısımda dinleyin

Dış bağlantı: Sema ayini

  _____________

Hayatta bazen birşeye odaklanırsınız. Ve kendinizi doğruluğuna inandırırdığızda, gerçekliğini sorgulamazsınız. Sınava hazırlanan bir öğrencinin aklında sadece kazanmak vardır. Bu hayatına yön verecek, geleceğini belirleyecektir. Düşüncelerini kazanmaya endekslediğinde, isteyip istemediği geri planda kalır. Hayatının en önemli unsuru bu sınavdır. Gecesini gündüzüne katar, kendini isteklerinden soyutlar, ruhun ihtiyaçlarını kısıtlar. Ama nihayetinde bir sınavdır. Tüm hayatınız, birkaç saate ve onun getirisi birkaç yıla adapte edilecek kadar basit değildir, oysa çabalarsınız. Çocukken büyümek ister, bunun uğrunda istemeseniz de yemek yer, sevmesenizde uyursunuz. Büyüdüğünüzde ise emeklerinizin karşılığında aldığınız şey daha zor bir yaşam ve acı olur.

Kağan'a olan hislerim, ailesiyle tanıştıktan sonra başka bir boyut almıştı. Anneme anlatmak için sabırsızlanıyordum ancak ketum tutumu bunu engelliyordu. Hafta sonunu iple çekmiştim, bugün Kağan gelecek ve herşeyi anlatacaktık.

"Nisa, aşağıya gelsene, kapıdayım" mesaja gülümseyip, aynada üstüme çeki düzen verdim. En sevdiğim elbiselerimden birini giymiştim. Su yeşili şifon elbise ne zaman giysem mutlu hissettirirdi. Elbisenin rahatlığının aksine çok rahat etmesem de saçlarımı toplamamıştım çünkü Kağan, salık olduğunda daha güzel gözüktüğümü söylüyordu.

"Anne birazdan geliyorum" anneme seslenip kapıdan çıktım. Birazdan yalnız dönmeyecektim, emrivaki yapmak nasıl sonuçlar doğuracaktı emin değildim ancak cesaret edip tekrar anneme söyleyememiştim. En kolayı bu şekilde olacaktı.

Merdivenleri ikişer ikişer inerken havalanan saçlarım enseme çarpıyordu. Kalbim heyecandan göğüs kafesimi zorluyordu. Ellerim belki ilk kez terliyordu. Herşey daha güzel olacaktı, akşamları dışarı çıktığımızda yanımda olabilecekti, 'kendine dikkat et' mesajlarını atmak yerine elimi tutacaktı. Apartmanın kapısını açarken, titreyen ellerim sebebiyle biraz zorlanmıştım. Merdivenin başında onu gördüğümde gözlerim sevinçle parladı "Merhaba"

"Merhaba" dedi Kağan yüzünde zoraki bir tebessümle. O an gözüme çarpan şeyle şaşırdım. Daha net görebilmek için gözlerimi kısıp, merdivenlerden inerek ona doğru yürüdüm.

"Yüzüne ne oldu senin?" Telaşla ona yaklaşırken, gördüğüm görüntü ürkütücüydü.

"Kavga ettim"

"Kendine hiç dikkat etmiyorsun. Niye kavga edersin ki?" diye söylendim. Bir kez daha böyle yaralı görmüştüm. Onu merdivenin karşısındaki banka oturttum ve yüzünü incelemeye başladım. Tek gözünün etrafı mosmordu ve dudağının kenarı patlamıştı. Kağan'ı böyle görmek içimi parçaladı. Bakışlarındaki manayı çözemiyordum ama benimkiler endişeyle titriyordu. Yaşlar sırasını bekler gibi dizilmişti göz pınarlarıma.

"Ne yapmışlar sana böyle. Kim yaptı bu kötülüğü?" Elimle dudağına dokunduğumda yüzünü buruşturup hafifçe inledi.

"Acıyor mu?" Onun acısı kendi acımmış gibi canım yanmıştı. Elimi acelece yüzünden çekerken, bileğimden tuttu. "Öpersen geçer"

Utançla ona bakan gözlerimi çekip başımı yere eğdim, dudaklarımı ısırıyordum. Kalbim tüm bedenime hükmetmek istercesine, vücut ısımı yükseltmişti. Onu öpmek istiyordum ama bu işler nasıl yapılır bilmiyordum.

MAATTEESSÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin