56.BÖLÜM *BİZİM*

Start bij het begin
                                    

"Seni bir daha bu evin yakınlarında görmeyeceğim lan."diye bağırdı. Kolumdan tutup eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Can'ı ilk defa bu kadar öfkeli görüyordum ve ben korkmaya başlamıştım.

Eve girip beni de içeriye soktu ve kapıyı sert bir şekilde kapattı. Çıkan sesle birlikte irkilerek bir adım geri gittim. Can bana döndü.

"Can..."

"Sus Ece."dedi bağırarak. İrkildim. Gözlerim dolmaya başlamıştı ve ben Can'ın, Yiğit'in söylediklerine inadığından deli gibi korkuyordum. Can ellerini saçlarından geçirip tekrar bana baktı. Bana doğru yaklaşınca istemsiz bir şekilde bir adım daha geri gittim. Kaşlarını çatıp yerinde durdu.

"Benden korkuyor musun?"

Hiçbir şey demedim. Çünkü ondan şu an korkuyordum. Can derin bir nefes aldı.

"Ece korkma benden. Sana zarar vermem."dedi bana doğru gelerek. Zarar vermeyeceğini biliyordum ama elimde olan bir şey değildi. Yerimde durdum. Tam önümde durunca beni kendisine çekip sarıldı. Kollarımı hemen beline sardım. Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Can, Yiğit'in söyledikleri doğru değil."dedim.

"Onun söylediği hiçbir şeye inanmıyorum. Benim öfkem onu eve almana."dedi kaşlarını çatarak.

"Sadece beş dakika konuşmak istedi."dedim mırıldanarak.

"Ben de sadece beş dakika onu dövmek istiyorum."dedi homurdanarak. Gülümseyip kafamı göğsüne yasladım. Bir süre öyle kaldıktan sonra Can benden ayrılıp konuşmaya başladı.

"Hazırsan çıkalım."dedi.

"Çantamı alıp hemen geliyorum."dedim. Can evden çıkınca odama gidip çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım. Evden çıkıp kapıyı kapattım. Yiğit gitmişti. Can'ın yanına gittim. Gülerek kolunu omzuma attı ve yürümeye başladı. Ben de gülümsedim. Bana inanması kadar güzel bir şey yok.

Dolunay'ın Ağzından

Anıl'ın aşağıdan "Dolunay geliyor musun, ben gideyim mi?"diye bağıran sesini duyunca çantamı alıp koşarak odadan çıktım. Valla bırakır beni burda. Merdivenleri koşarak inmeye başladım.

"Sen düş, ben o zaman göreceğim seni."diye homurdandı Anıl. Gülerek son basamağı da inip Anıl'ın yanına gittim.

"Gidebiliriz."dedim gülerek.

"Nereye?"dedi Anıl kaşlarını çatarak.

"Okula Anıl, nereye olabilir?"dedim gülerek.

"Yok ya. Seni bu etekle o okula götüreceğimi mi sanıyorsun?"dedi alayla.

"Anıl saçmalama. Hadi yürü gidelim, geç kalacağız."dedim kaşlarımı çatarak.

Kollarını göğsünde birleştirip sırıttı.

"İyi ben kendim giderim."dedim arkama dönüp kapıya doğru ilerleyerek. Kapıyı açmamla kapanması bir oldu. Arkama dönünce Anıl'la burun buruna geldim. Yutkunup gözlerimi kırpıştırdım.

"Dolunay gidip üstünü değiştirir misin?"dedi sakin bir ses tonuyla.

"Hayır efendim değiştirmiyorum." dedim kaşlarımı çatarak.

"Bak Dolunay biri bakacak sonra ben onu döveceğim ve biz müdürün odasına gideceğiz. Sonra ben o okulun müdürüne de bağıracağım ve biz komple disiplinlik olacağız. Bunun olmasını mı istiyorsun güzelim?"dedi sırıtarak. Anıl'ın söylediklerini idrak ettikten sonra sırıttım.

KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu