♣♣♣ EK BÖLÜM III ♣♣♣

2.7K 353 56
                                    

Chas ne zaman bir şeylerden kaçmak ve kendinden geçip hissizleşecek kadar sarhoş olmak istese, ayakları onu belli başlı birkaç bara doğru yönlendirirdi. Bugün de o günlerden biriydi. Hem de bu zamana dek hiç bu denli kendi içinde kaybolmayı dilememişti. Önceden, anne ve babasının yokluğuyla baş edebilmek adına da bu tür isteklerde bulunmuştu ama şimdi durum farklıydı.

Artık onlara kavuşmuştu. Yıllar sonra da olsa, yeniden hep birlikte aile olabilmişlerdi.

Fakat Eira ve Vincent Clifford’un yokluğu bile, şu anda duyduğu acıya benzer bir zehri zerk edememişti damarlarına.

Kinnerton Sokağı’na vardığında, defalarca uğradığı bara doğru yöneldi. Orayı seviyordu; ahşap duvarlardaki boy boy çerçeveleri, ortamın otantik havasını ve en çok da eskiyi çağrıştıran iç tasarımını… Çünkü kendisi de eskiye özlem duyuyordu. Mesela bundan dokuz-on gün öncesine dönebilse, harika olurdu.

Gerçi bunun eskiye özlem duymakla pek alâkası yoktu, bunun için birkaç yüzyıl öncesine gitmeyi dilese, ancak o zaman bu isteği makul karşılanırdı. Fakat Chas’in o kadar geçmişte gözü yoktu. Daniel vurulmadan öncesine gidebilse, onu o durumdan kurtarabilse, işte o vakit her şey bambaşka olabilirdi.

Arkadaşı hiç ölmemiş olurdu…

Onun ardından yas tutmamış olurdu…

Ve…

Ve Cathie’yi tamamen kaybetmemiş olurdu…

Evet… Bu sonuncusu, kanayan yarasıydı; zira tüm bu olup bitenlere rağmen, Dan yeniden hayata dönmüştü. Şimdilik onun için kaygılanması gerekmiyordu.

En yakın arkadaşı artık yanı başındaydı.

Ama hayat sağ gösterirken soldan vurmuş, kardeşi dediği adamı ona sunarken, kalbine hükmeden genç kızı ellerinden çekip almıştı.

Bundan böyle Cathie’yle kavuşmalarının imkânı yoktu.

Tabii Dan ölmediği müddetçe…

Ki böyle bir şeyi asla istemiyordu.

Dan’in yaşamının yanında kendi isteklerinden ve hayallerinden vazgeçmesi gerekmişti. Hem de bir çırpıda.

Chas de kendisine dayatılan bu kadere boyun eğmişti. Binlerce kez lanet ederek.

Lanet…

“Sen lanetin ta kendisisin zaten.”

Öyle demişti Druid. Sıradan insanlardan nefret eden biri gibi görünse de, Chas’in içine düştüğü durum karşısında ona acır gibi bakmış ve bu cümleyi dile getirmişti.

Cathie’nin pek çok şeyi olabilirdi Chas; omzuna rahatlıkla başını yaslayabileceği bir dost, kimseyle paylaşmaya cesaret edemediği gizlerini saklayan bir sırdaş veya onu ömrünün sonuna dek, hatta ondan sonrasında da sevip koruyacak bir sevgili…

Ama o; bunlardan hiçbirinin yerini alamamış, tam tersine, en kötüsü olmaya zorlanmıştı.

Kız için nefret edilecek biriydi artık. Kendisine baktığında, güzel yüzünde gördüğü hayal kırıklığıyla ve pişmanlıkla yüzleşmek, binlerce Gölge – Ruh’la savaşmaktan daha zor, daha yıpratıcıydı.

Bardan içeri girer girmez, ortamın sıcaklığı karşısında titredi. Bu gece burası pek kalabalık değildi, şöyle bir baktığında, mekândaki en genç kişinin kendisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirdi.

Taburelerden birine yerleşip, onu kör kütük sarhoş edecek bir içki sipariş etti. Kendisinden geçmek istiyordu, çünkü bu acıyla başka türlü baş etmenin yolunu bilmiyordu.

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapМесто, где живут истории. Откройте их для себя