45. BÖLÜM

4.9K 553 92
                                    

Kulenin dışına attığım ilk adımda, Gölge – Ruhların askeri birliğinin bireyleri, bellerinin her iki yanında asılı duran kılıçlarını çektiler ve başlarının üzerine kaldırarak çapraz şekilde birleştirdiler.

Metalin birbirine çarpması sonucu ortaya çıkan o tiz ses nedeniyle yutkundum. Sanki bir savaşa gidiyorduk ve az önce Sthenis ya da herhangi bir ruh, askerleri motive etmek için son konuşmasını yapmıştı. Evet, ortamda aynen böyle bir hava vardı.

"Byddin Cysgodol; bizim göz bebeklerimiz," Sthenis sol tarafımdan eğilerek, keyifle kulağıma fısıldadı. Babamı çekiştirerek benden biraz daha geride beklemesi için zorlayan Lorin'e doğru atıldığımı fark edince de elbisemin sırt kısmından kavradı ve beni tekrar yanına çekti. Doğrusu kızgın olmasını falan bekliyordum ama o aksine neşeli bir ifadeyle sırıtıyordu. Az önce konuşmasını bölen ben değilmişim gibi sakince ama daha da enerjik bir şekilde anlatımına devam etti. "Her daim onlar gibi savaşçılar yetiştirdiğimiz için övünmenin sonuna kadar hakkımız olduğunu düşündüren, mükemmel neferler.

Kraliyete bağlılar, bunu biliyor muydun?"

"Bir kralınız mı var?" dedim öylesine. Meraktan değil de, sadece konuşmak için ağzımdan dökülen birkaç kelimeymiş gibi fazla özenmeden dile getirmiştim sorumu.

"Evet, elbette bir kralımız var. Nasıl ki normal insanlar bu dünyada bir lidere ihtiyaç duyuyorlarsa, biz Gölge – Ruhlarda da aynı durum geçerli.

Ve tıpkı sizde yöneticileri korumak için hazırda bekleyen korumaları olduğu gibi, bizde de bu konumda görev alanlar var," karşımızdaki orduyu gösterirken dudakları memnuniyetle kıvrıldı. "Byddin Cysgodol; Gölge – Ruhların kralının korumalarıdır. Öncelikli vazifeleri budur.

Bu dünyadaki Ross The Red ve onların devamı olan Red Branch Warriors'lar gibi..."

Sanırım bu noktada benden hayranlık dolu bir bakış, birkaç sözcük ya da o türde bir eylem bekliyordu. Fakat ona istediğini vermedim. Aksine, gözlerimi zırhlı ruh birliğine dikerken umursamaz bir tavırla omuzlarımı silktim.

"Zaten sizden de demokratik bir yönetim anlayışı beklenmezdi," derken dönüp hızlıca yüzünde gezdirdim bakışlarımı. "Her şeyi dayatmayla, son sözü ben söylerim tavırlarınızla şekillendirmeye çalışıyorsunuz.

Besbelli Monarşi doğanızla bire bir uyum sağlamış.

Hiç şaşırmadım."

Arka taraftan, babama ait olan bir kahkaha sesi duyuldu. Başımı geriye çevirdiğimde, Lorin'in onu hareket edemeyeceği şekilde tutuyor olmasına rağmen başını sallayarak beni onayladığını gösteren bir işaret göndermesi üzerine ben de gülümsedim.

"Ağzın iyi laf yapıyor Cathleen, hakikaten. Her durumda söyleyecek bir şey illaki buluyorsun," yanağımdan bir makas aldığı esnada kaskatı kesildim. Bu tavrı o kadar insancaydı ki, bir an aklım işlevini yitirmiş gibi kalakalmıştım şaşkınlıkla. "Tam da babanın kızısın.

Kendisini mahcup etmeyecek olmandan dolayı sanırım çok memnun olacak."

Onun canı cehenneme! diye avaz avaz bağıracakken sustum. Sthenis'in bana zarar vermeyeceğini biliyordum, fakat yıllarca babam bildiğim adama yapabilecekleri konusunda hiçbir çekince yaşamayacağı da gün gibi aşikârdı. Beni onunla cezalandırmak isteyeceği kesindi, bu sebeple ses çıkarmamanın daha akıllıca olacağı konusuna inandırdım kendimi.

"Her şey tamam mı?"

Birkaç saattir sesini duymadığım Cynbel, Druid ve Dryadeslerin önünde, ellerini birbirine kenetlemiş vaziyette bize doğru yaklaşıyordu. Âdeta içimi gördüğüne inandığım keskin bakışları kısaca yüzümde gezindikten sonra, gözleri yanımdaki Gölge – Ruh'a döndü.

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapWhere stories live. Discover now