97. BÖLÜM

2.4K 330 69
                                    

Depoya varıncaya dek ağzımı açıp tek kelime laf etmedim. Chas ve Nia olanları öğrendikten sonra bir müddet şaşkın şaşkın beni seyretmişlerdi, düşündükleri kadar masum olmadığım gerçeği onları hayli sarsmış olmalıydı. Fakat sonrasında, ikisi de toparlanıp bana bunun Dünya’nın sonu olmadığı gibisinden bir şeyler söylediler, bunu onlardan saklayarak doğru olanı yapmadığımı, dolayısıyla da bu konuda utanıp sıkılmanın bana bir fayda sağlamayacağını savundular.

Ne var ki, ben yerin yedi kat altına gidip bir daha yüzeye çıkmamayı ciddi ciddi düşünmeye başlamıştım. Bu durumu Dan’le paylaşmak bile beni çok tedirgin etmişti, kaldı ki şimdi Clifford kardeşlerin de hakikatten haberdar olması, beni hepten huzursuzluğa sevk etmiş ve ruhumun daralmasına neden olmuştu.

“Kendini bu kadar perişan etmene hiç gerek yok,” Dan Rodmill Yolu’nda yan yana yürürken dördümüzün de duyacağı bir sesle bana hitap etti. “Babandan bunu saklamanı anlıyorum, doğru değil ama niçin bunu yaptığını anlayışla karşılıyorum.

Fakat Chas ve Nia’dan olanları gizlemenin bir manası yok Cath.

Eminim ikisi de seni tarafsız gözlerle eleştirip değerlendirme yetisine sahiplerdir, öyle değil mi?”

Ceketimin yakasını kaldırıp enseme siper ederken iki kardeşe baktım. Bakışlarımın ağırlığını hisseder hissetmez başlarını salladılar.

“Kendi isteğinle Gölge – Ruha dönüşmedin Cathie,” dedi Chas çıkmaz sokağı kontrol ederken. Yol boştu ama artık her an bir yerlerden saldırı ve baskın beklediğimiz için diken üzerinde hareket ediyorduk. “Buna mecbur bırakıldın.

O yüzden bu dönüşümün sonuçlarından da kendini sorumlu tutma.

Senin sonuna kadar direneceğinden şüphem yok.

Ki bunu yaptın da.

Teninin bembeyaz kesildiğini, hasta gibi terler döktüğünü unutmadım.

Ama bunu tekrar tekrar yaşamana gerek yok.

Gurur duyulacak bir şey olmadığını biliyorum, hatta bundan nefret ediyorum, fakat Dan haklı. Senin güçlü olman gerek.

Kral ve diğer Tyalaria senden daha üstün olduklarını düşünmemeliler.

Bunun için de ne gerekiyorsa yap.

Eğer bir yardımım dokunacaksa, benim de hazırda beklediğimi unutma.”

Titrek bir gülümsemenin eşliğinde ona başımı salladım, Chas’in çok ters bir tepki vermeyeceğini içten içe biliyordum zaten ama beni asıl korkutan Nia’ydı. Onlarla aynı fikirde olduğunu davranışlarıyla göstermek istese de, henüz hiçbir yorumda bulunmamıştı.

“Ya sen Nia?” dedim daha fazla bekleyemeyerek. “Sen bu konuda ne düşünüyorsun?”

Dişi Dewrion beline dek uzanan saçlarını dalgınca parmağının ucuyla kıvırıyordu. Bakışları uzaklara dalıp gitmiş, belli ki aklı tamamen başka yerlerdeydi.

“Özür dilerim ama bu mevzu beni Chas ve Dan’e oranla daha fazla etkiledi,” dedi en sonunda suskunluğunu bozup. “Biliyorsun, yıllarca anne ve babamız Gölge – Ruhların esiri olarak yaşadılar. Küçük yaştan itibaren ruhları bir düşman belleyip, onların her hareketinden nefret etmek üzere yetiştirildim.

Şimdi sen… Tıpkı onlarınki gibi bir gereksinim duyunca…” yüzümün aldığı şekli görünce bana doğru uzandı ama içgüdüsel olarak ondan kaçıp Dan’e biraz daha sokuldum. “Üzgünüm Cathleen. Amacım seni üzmek değil. Lütfen beni yanlış anlama.

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapDove le storie prendono vita. Scoprilo ora