Elli Dokuzuncu Bölüm

13.9K 607 31
                                    




Sanki iğneler batıyor tenime,
Baştan aşağı ürperten, bir sızı duyumsuyorum
Sanki beni ele geçirmişde, bedenime ve ruhuma sahip olmuş bir şey
Buram buram, iliklerime kadar hissediyorum
Sonra hissettiğim o sızı fırtınasının kollarında buluyorum kendimi
Acıyla süklüm püklüm oluyor ruhum.
Sanki bir bıçak tüm bedenimi eşelemiş.
Kan revan içinde kalmışım
Sanki ruhumuda kırıp dökmüş umarsızca
Aşkın sınavlarından biriyse bu
Ben sınavların en büyüğüne tabi oluyorum.
Ruhumuda içine katıp yaşadığım anlar
Çoktan son bulmuş.
Uyuyarak geçirdiğim büyülü yolcululuğun son zamanlarında uyanmışım gibi
Parmak çoktan şıklamış ve oyun bitmiş...
Bana kalan ise o amansız acı oluvermiş.
Boğazıma oturan bir yumru var, hissediyorum
Kalbime oturan bir karaltı var, anlıyorum
İkisinde de kurtulamıyorum ...
Bakma be adam! Bakma!
Bakma ona öyle...
Çok mu özledin? Çok mu sevmiştin?
Sus, sus bir şey söyleme!
Yalan mıydı yoksa yaşadıklarım, yaşattıkların...
Sus, ne olur sus bir şey söyleme!
Her ne söylersen inanacağım çünkü
Sus, gözlerinin ışıltısında kaybolduğum adam sus!
Yüreğimdeki çığlıklar susmuyor
İçimde olan depremler bitmek bilmiyor
Yüreğimdeki feryatlar durmuyor
Elimde değil sevdiğim , elimde değil...
Korkuyorum, güzel gözlü adam.
Beni sevmemenden o kadar çok korkuyorum ki
Sev beni, sevmezsen artık gözlerinde olamazsam ölürüm ben...
Seni seviyorum güzel yürekli adam
Seni seviyorum
Bakma ona öyle, ne olur bakma...
Korkuyorum çok...
Yüreğimde büyüyor sızı
Korkuyorum çok...


Nur Sevinc okuyucum tarafından hikayem için yazılmıştır.




Urfa'ya döneceğim... Genç kızın sertçe söylediği sözler Baran'ı korkutmuştu. Ne Urfa'sı, ne gitmesi? "Hiçbir yere gidemezsin!" diye karşılık verdi genç adam otoriter bir ses tonuyla. "Şimdi beni dinleyeceksin, benim söylediklerimi duyduktan sonra karar verirsin ne yapacağına. Ama şimdi beni dinleyeceksin!" Son sözlerini üstüne basa basa söylemişti Baran.

Leyla, başını dikleştirdi. Kararında çok ciddiydi ve Baran'ın söylediklerini dinlemeyi düşünmüyordu. Geçmişte yaşadıkları aşklarını mı anlatacaktı? Onu nasıl sevdiğini, en yakın arkadaşıyla onun uğruna kavga ettiğini mi anlatacaktı? Bunları dinlemeyi istemiyordu.

"Ben anlatacaklarını duymak istemiyorum."

"Olanları tam olarak bilmiyorsun, bunun için anlatıklarımı dinlemeye mecbursun. Oturur musun?" Salonun sağ tarafında duran koltuklardan bir tanesini gösterdi o sırada.

Sonunda dinlemeye karar veren Leyla hala inadını sürdürerek, "Böyle iyiyim ben, sen anlatmaya başla. Eğer yalan anlatırsan, gider Alagül denen kızla konuşur her şeyi öğrenirim!" Sonunda içini rahatlatan tehditini savurdu ve sessizce Baran'ın anlatacaklarını bekledi.

Baran, hırçın meleğinin yüz ifadesini gördüğünde gülümsemeden edemedi. Böyle ciddi bir durumda bile gülebildiğine inanamıyordu. Az önce karısı ona tırnaklarını göstermiş saldırmaya hazır bir şekilde duruyordu ama şimdi ise sessizce onun söyleyeceklerini büyük bir inatçılıkla bekliyordu. Onu daha fazla sinirlendirmeden sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Alagül'le dediğim gibi ortaokul arkadaşıydık ama ben liseye gittiğim zamanlarda da görüştük. Doğukan da bizimleydi... Alagül'e ben her zaman arkadaş gözüyle baktım Leyla... O benim arkadaşımdı... Ama onun beni sevdiğini Amerika'ya gitmeden birkaç ay önce öğrendim. Doğukan'ın hep Alagül'ü sevdiğini biliyordum o yüzden o kıza karşı nasıl başka duygu hissedebilirim ki? Doğukan, Alagül'ün beni sevdiğini duyduğunda beni suçladı. Ona ihanet ettiğimi düşündü ama öyle değildi işte... O benim her zaman için arkadaşım, kardeşimdi... Zaten Amerika'ya gittikten sonra ondan bir haber almadım. İlk defa gittiğimden sonra seninle beraber onu burada gördüm..."

Hırçın Ve Öfkeli Ela GözlerWhere stories live. Discover now