Yirmi Dokuzuncu Bölüm

19.1K 691 10
                                    


Yumdum gözlerimi

Karanlıkta sen varsın

Karanlıkta sırtüstü yatıyorsun

Karanlıkta bir altın üçgendir alnın ve bileklerin


Yumulu göz kapaklarımın içindesin sevdiceğim

Yumulu göz kapaklarımın içinde şarkılar

Şimdi orda herşey seninle başlıyor

Şimdi orda hiçbir şey yok senden önceme ait

Ve sana ait olmayan


Nazım Hikmet RAN.






"Leyla! Leyla... Neredesin? Leyla... Leyla, seni seviyorum. Gel, ne olursun gel..."

Elini uzattı. Dokunamadı. Gidiyordu sevdiği arkasına bakmadan. Kalbini parçalara ayırıp ayrılıyordu ondan. Acımasızca... Hiçbir şey söylemeden. Sorularına cevap vermeden, gidiyordu...

"Leyla... Leylaaaaaa..."

Yatağında ter içinde kıvranırken, yumulu gözleri açıldı. Nefes nefese doğrulmaya çalıştı. Odasındaydı, yatağında. Derin bir iç çekişten sonra hafifçe sendeleyerek ayağa kalkmaya çalıştı. Gördükleri sadece bir kabustu. Sadece onu derinden etkileyen bir kabus...

"Neler oluyor sana Baran? Neler oluyor..."

Yavaş adımlarla banyoya gitti. Su içinde kalmış olan beyaz tişörtünü çıkardı üzerinden ve yere attı. Lavaboda yüzünü yıkarken gözüne küçük bir toka takıldı. Avuçladığı suyun ellerinden akmasına izin verip, üzerinde beyaz bir kalbi olan tokayı aldı eline.

O tokaya dokunduğu anda bir şeyler oldu içinde. Bir etkilenme. Leyla'nın tokasıydı bu. Bu akşam burada banyo yaptıktan sonra unuttuğu tokasıydı. Öyle tahmin ediyordu.

Tokanın kıskacında özgürlüğü için savaşan iki kahvreengi saç telini gördü Baran. Dokunmak için yanıp tutuştuğu o saçlar...O uzun ve dalgalı saçlar. Onların kokusunu içine çekebilmek için gün saydığı saçlar...

"Çok yakında, parmaklarımı dalgalı inciler arasında gezdirip kokusunu istediğim kadar içime çekebileceğim. Ve sen beni bırakıp hiçbir yere gidemeyeceksin... Beni bırakıp gitmeyeceksin. Gitmeyeceksin..."

Sözler sert ve bir o kadar da sesliydi. Baran gördüğü rüyanın hala etkisindeydi. Aynada bir süre dağılmış olan saçlarına ve kararmış yeşil gözlerine baktı.





***







"O adam şimdi nerede, ne yapıyor hemen bilmek istiyorum. Yarım saat içinde detaylı bilgilerle yanımda ol." Baran'ın sert ve otoriter sesi şirketteki odasında yankılanıyordu.

Hızla kapattı telefonu. "Umarım ilk uçakla Urfa'dan toz olmuşsundur Ahmet, umarım... "

O adamı bir kez daha görmeye tahammülü yoktu. Bir kez daha Leyla'yı onun yanında görmeye sabrı dayanmazdı. Sabrı damlalar halinde hızla azalıyordu.

Yarım saat sonra görevlendirdiği genç adam panikle odaya girdi. Yetiştiremeyeceğinin endişesindeydi. O kopkoyu gözlerin gazabına uğramak istemiyordu. Saatine baktı tekrar. Vaktinde buradaydı. Derin bir oh çekip hızlı bir adım attı masaya doğru.

Baran, elinde çevirdiği gümüş kalemi masaya bırakıp başını kaldırdı.

"Evet, dinliyorum."

Genç adam tereddütle, "Oturabilir miyim?" diye sordu.

"Tabii."

Masanın karşısına yerleştirilmiş iki geniş krem rengi koltuklarından birine oturdu. Elinde ince bir dosyayı gösterdi.

"Çalıştığı şirketle ilgili bilgiler toparladım. Hepsi burada." Elindeki siyah dosyayı Baran'a uzattı.

Baran, kasılmış yüz hatlarıyla başını hafifçe salladı ve aldı dosyayı. Kapağını açıp birkaç bilgiye baktı.

"Şu anki durumuyla ilgili bir şey biliyor musun?"

"Evet, Baran Bey. Patronu Soner Giderok'la beraber Grand Urfa Hotel'de kalıyorlar. İpek Bulvarın orada."

"Biliyorum orayı. Kaç günlük rezervasyon yapmışlar peki?"

"Üç günlük. Şu anda Otel'deler efendim."

"Geri dönüş biletleri hazır mı?" İki gün sonra kesin olarak gideceklerine emin olmak istiyordu.

"Evet, Pazar akşamı saat 18:35'de uçakları kalkıyor."

"İyi. Bu şirket kaç yılında kurulmuş?"

O sırada dosyayı inceliyordu Baran. Genç adam hiç beklemeden cevap verdi. Anlaşılan, dersine iyi çalışmıştı. "Giderok Şirketi 1998 yılında kurulmuş, gün geçtikçe başarılı karlı işlerin sonucunda isminden çok söz ettirmiştir. Yunan bir şirketle son projelerinde ortak çalışıyorlar."

İlgiyle dinleyip, bilgileri analiz ederken düşünceli bir ifadeyle dosyadaki okuduğu son cümleleri anlamaya çalıştı.

"Son aldıkları ihale büyük kazanç sağlamış. Ahmet'in payı ne kadar bu şirketin başarısında?"

"Son ihaledeki başarıda onun etkisi çok büyük Baran Bey. Bu sektörde yeni olmasına rağmen iyi bir başlangıç yapmış. Soner Giderok çok memnun."

"Bu kadarı şimdilik yeterli. Teşekkürler."

"Rica ederim Baran Bey."




Hırçın Ve Öfkeli Ela GözlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin