On Beşinci Bölüm

20.8K 803 7
                                    




 
İki genç kız asansöre doğru Baran'ı takip ederken fısıldaştı. "Bu kadar kendini beğenmiş olmak zorunda mı!" Leyla, önünde rahat adımlarla yürüyen Baran'a baktı.

"Bu genetik bence. Haşim Amca da öyledir... Ama Esma Teyze onun hakkından iyi geliyor..."

Leyla, Baran'la evli olacakları zamanı düşündü. Aynı evde, aynı odada! Baran'la nasıl baş edeceğini gerçekten bilmiyordu. Hala onun hakkında birçok şey bilmiyor, ama öğrenmek için istemeyerek de olsa içinde bir merak kıpırtıları oluşuyordu.

Arabadayken, nihayet Baran sessizliği bozdu. Leyla, kalın ama yumuşak sesi duyunca bir rahatlama hissi duydu.

"Sizi annemin önerdiği mağazaya götüreceğim. Fazlasıyla çeşit bulunduğu için, kolaylıkla karar verebileceğini düşündü..."

Cevap ya da bir yanıt...Hiçbiri yoktu. Herhangi bir karşılık vermeden Leyla, camdan sokağın yoğunluğunu izliyordu.

"Umarım, en kısa zamanda bir gelinlik seçebilirsin,"diye devam etti Baran, yanıt alamayınca. Farketmeden dişlerini sıkıyordu.

Nihayet Leyla, başını Baran'a çevirdi. Kurnaz bir gülümsemeyle, "Umarım," diye cevap verdi.

"Çarşıdan sonra bir yere uğramam gerekiyor, sizi Otel'e bırakırım hazırlanırsınız."

Zeliş, özellikle sessiz kalıp iki arkadaşını zorunlu olarak birbirleriyle sohbet etmesini istiyordu. Onun için bu kadar süre sessiz oturmak bir mucizeydi ancak büyük bir çaba göstererek sıkıcı olsa da kendini tutmaya çalışıyordu.

"Tamam." Leyla, Baran'ın samimiyetsiz davranışlarını karşılıksız bırakmıyordu.






***






Baran'ın bahsettiği mağaza, üç katlı büyük bir binaydı. Sadece gelinlik, abiye türü kıyafetler bulunuyordu. Dekorasyonu beyaz olan bütün mağazanın oldukça çekici bir görünümü vardı. Fazlasıyla ışıklandırma mevcut olduğundan, kolaylıkla ilgli çekiyordu.

Leyla içeri girer girmez mankenlere giyindirilmiş birkaç gelinlik gözüne çarptı. En baştaki bel kısımında parlak taşlarla donatılmıştı. Eteği kabarık tüllerle tasarlanmıştı.

Leyla, yavaş yavaş mağazada ilerlerken, Baran da ona eşlik ediyordu sessizce.

"İnanmıyorum! Selin, ne yapıyorsun burada?" Zeliş'in hayret dolu sesi duyuldu arkasında. Bir kıza sarılıyordu şimdi.

"Zeliş, sen Urfa'da değil miydin tatilde?"

"Öyleydi, arkadaşımla beraber üç günlüğüne geldim sadece. Tesadüfe bak, burada ne yapıyorsun?"

Zeliş, İstanbul Üniversitesindeki sınıf arkadaşına sorarak baktı.

"Ablamın nişanı var, birşeyler bakmaya gelmiştim. Bu arkadaşın mı?"

Selin, Leyla'yı göstererek sordu. Aynı zamanda Baran'ı süzüyordu çok belli ederek.

"Evet, Urfa'dan çok yakın arkadaşım Leyla ve nişanlısı Baran. Bu da Üniversiteden arkadaşım Selin."

El sıkışma, tanışma faslı bittikten sonra Selin tekrar Zeliş'e döndü. "Karşılaşmışken bir kafede oturup birşeyler içelim, özledim seni hasret giderelim biraz."

Zeliş, Leyla'yı göstererek, "Malesef, arkadaşıma gelinlik seçme konusunda yardımcı olmalıyım."

"Lütfen, sadece yarım saatcik. Şurada bir kafe var, biraz oturduktan sonra tekrar geri dönersin."

Hırçın Ve Öfkeli Ela GözlerWhere stories live. Discover now