Elli Dördüncü Bölüm

14.4K 504 21
                                    


"Ben de geliyorum Mardin'e..."

"Ne dedin?"

"Ben de geliyorum dedim."

"Sanırım şaka yapıyorsun, çünkü Mardin'e bizimle gelmen mümkün değil. Seni yanımda görürlerse başım derde girer."

"O zaman beni yanında görmemelerini sağlarız."

Zeliş, sıkıntıyla bir of geçti. "Neden peşimi bırakmıyorsun?"

Soner elinde telefon, pencereden dışarıyı izlerken kendi yansımasına baktı ve güldü. Neden peşini bırakmıyordu? Bu gerçekten güzel bir soruydu. Bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyordu ama Zeliha'nın yanında olup onun gözlerindeki ışıltıya dalmayı istediğini biliyordu. Ve bu onun peşinden gitmek için yeterince geçerli bir sebepti onun için.

"Ben Mardin'e Hasankeyfi görmek için gideceğim. Belki beni gezdirmek istersin, daha önce görmedim..."

"Ya ben anlatamıyorum ya da sen anlamamakta ısrar ediyorsun. Seninle hiçbir yere gidemem! Sen gezmek istiyorsan buyur kendi başına Mardin'e gidip gezebilirsin.."

Yüzüne kapatılan telefonla şaşkına döndü Soner. Bu kadar sert çıkışacağını tahmin etmemişti. Ya da tahmin etmek istememişti. Soner, ısrarla ikisinin geleceği için kapılar açarken genç kız hiç düşünmeden kapıları yüzüne kapatıyordu. Ama babasından pes etmemeyi öğrenmişti. Bu yüzden telefonundan asistanını arayıp Mardin'de bir Otel'de yer ayırtmasını istedi. Bu akşam onlar yola çıkar çıkmaz arkalarından gidecekti. Nasıl olsa orada bir yolunu bulur Zeliha'sını ikna ederdi. Bunu tüm kalbiyle umuyordu...







***







Leyla, odasında eşyalarını yeni valizine düzenli bir şekilde yerleştirirken kapı tıklandı. "Girebilirsin," diye seslendikten sonra kapı açıldı ve Ayşe içeriye girdi.

Genç kız içeriye gireni görünce bir anda rahatsız oldu. Onu görmeye tahammülü yoktu. Yatak odalarında bir dakika bile durmasını istemiyordu.

"Ne var Ayşe?" diye sordu soğuk bir ses tonuyla.

"Baran Bey'in valizini hazırlamak için geldim." Zorunlu olarak Bey diye bahsediyordu Baran'dan. Ayşe, şimdiye kadar ona hiç Bey diye hitap etmemişti. Küçüklüğünden beri arkadaşlardı onlar. Ama Esma Hanım onunla samimi bir şekilde konuşmasını yasaklaşmıştı.

Leyla oturduğu yataktan kalktı ve sert bakışlarını genç kıza yöneltti. "Gerek yok canım, ben hazırlarım onun valizini."

"Peki ama Baran Bey valizini hazırlamamı benden istedi." Ayşe hiç çekinmeden uzatıyordu meseleyi. Baran'ın söylediklerini dile getirerek karşısındaki kızı daha da öfkelendirmeyi planlıyordu. Oldukça da başarılı olmuştu. Çünkü Leyla kaşlarını çatmış ona bakıyordu.

"Senin yapacak başka işin yok mu Ayşe? Kocamın valizini ben hazırlarım. Şimdi çıkabilirsin." Leyla'nın sahiplenici tavrı genç kızı da şaşırtmıştı. Daha farklı bir tepki bekliyordu. Aralarının bozuk olduğunu bildiği için bu konuda da umursamaz davranacağını düşünmüştü.

Ayşe, başka hiçbirşey söylemeden çıktı odadan.

"Valizini hazırlayacakmış!"






***







Baran şirketten döndüğünde öncellikle mutfağa gitti. Deli gibi acıkmıştı. Fatma Abla'nın akşam yemeği için neler hazırladığını merak ediyordu. Mutfağa girip Ayşe'yle karşılaştığında gülümsedi. Genç kız tezgahın üzerinde duran iki büyük bardağa soğuk limonata dolduruyordu.

Hırçın Ve Öfkeli Ela GözlerWhere stories live. Discover now