Kırk Dördüncü Bölüm

15.4K 638 29
                                    

Baran geceyi geçirmiş olduğu misafir odasının ortasında aynanın önünde duruyordu. Derin bir nefes aldıktan sonra damatlığının siyah kumaş pantolonunu aldı ve üzerine geçirdi. Daha sonra beyaz parlak gömleğini kaslı kollarından geçirip üzerine giydi. Sıra siyah papyonunu takmaya gelmişti. Baran uyandığından beri sakin olmaya ve sık sık derin nefes almaya çalışmıştı. Ama yine de heyecanına yenik düşmeden edemiyordu. Haftalardır en başta istemediği bir evliliği sabırsızlıkla gerçekleşmesini bekliyordu.

Her ne kadar olumsuz gelişmeler olsa da, bu evliliği istiyordu. Son günlerde şunu fark etti; o Leyla'sız yapamaz hale gelmişti. Onu düşünmemeyi denedi günlerdir. Ama her saniye onun hırçın gözleri gözünün önüne geliyor duygularına hakim olamıyordu. Onu yakınında hissetmek istiyordu.

Genç kızın sadece ona ait olmasını istiyordu. Onun yanında nefes almasını istiyordu.

Bu düşünceler tüm yüreğini meşgul ederken son olarak askıda olan parlak lacivert ceketini giydi üzerine. Gözleri karşısında duran yakışıklı adama kaydı. Kendini beğenerek ukala bir şekilde gülümsedi ve lacivert ceketinin siyah detaylı yakasını düzeltti. Leyla'nın ısrarla krem rengi damatlığını beğenmeyip bunu seçmesini hatırladı ve gülümsedi. Güzel meleği onu kıskanmıştı. Baran hatırladığı sahneyle keyiflendi ve bu anın tadına sonuna kadar vardı.

Çekici bir gülümsemeyle kendini süzdü. "Baran, damatlığını seçen kişi zevkliymiş," dedi gülümseyerek.

O sırada kapı tıklandı. "Gir," diye cevap verdi keyifli bir ses tonuyla.

"Yakışıklı damadımız ne zaman odasından çıkacak? Berbere gideceğiz daha. Damat tıraşı zamanı.." Emre'nin güler yüzü kapının arkasından aydınlandı. Ruh hali sesine yansımıştı.

Baran Emre'nin tarafına döndü ve "Nasılım?" diye sordu.

Parlak kaliteli kumaş Baran'ın çelik gibi bedenini sarmıştı. Beyaz ipek gömeleği yanık teniyle tezatlık içerisindeydi. Nasıl olabilirdi?

Emre bilmiş bir gülümsemeyle, "Düğündeki bütün genç kızlar senden gözlerini alamayacaklar. Leyla'nın durumuna şimdiden acıyorum."

Baran Leyla ismini duyunca birden gerildi. Tuhaf bir kıskançlıkla düğündeki erkeklerin ona nasıl bakacaklarını düşündü aynı zamanda. Bu durum gerginliğini attırmaktan başka bir şeye yaramayacaktı.

Son kez üzerini kontrol ettikten sonra, "Gidelim," diyerek kapıya yöneldi.











***








Genç kızın heyecandan elleri titriyordu. Derin bir nefes alarak gözlerini yumdu. Sıcak basmıştı, çok gergindi. Gelinliğin içinde tüm özgürlüğü kısıtlanmıştı. Çaresizce inledi ve yanında duran arkadaşına baktı derin düşüncelerle.

Günlerdir beklediği an gelmişti. Her genç kızın olmak istediği durumdaydı. Evleniyordu... Sevdiği adamla mı? Evet sevdiği adamla... Baran'la... Hangi ara onu sevdiğini itiraf ettin sen kendine Leyla? Ona delicesine öfkeliyken, telefonlarını açmazken onu nasıl sevdiğini söylersin?

Onu özlüyordu. Kızgın olmasına rağmen onu görmek için sabırsızlanıyordu. Sevmiyor muydu? Çaresizlik içinde kıvranıyordu. Bedenin bir tarafı sanki yanında yoktu. Eksik hissediyordu kendini. Bir parçası başkasındaydı...

"Hadi ama biraz sakinleş..." Zeliş'in sakin ses tonu genç kızı daha da gerdi.

"Dışarıdalar değil mi?" Sesinin titrediğini fark etti.

Hırçın Ve Öfkeli Ela GözlerWhere stories live. Discover now