"Şşş... damat bey yakışıyor mu sana isyan etmek daha dırdır çene çalıyorsun. Ayakkabıya para verirsen o zaman tekme tokat dalarım sana. Bin liradan baslar." Dudagını eline götürüp hışlamak nedir lan.

Hala alkol kokuyorlar içmeyecegime söz vermistim. Içseydim eminim kafam bir milyon olurdu. Bu mutlulukla o mutluluk karışınca daha mutlu olup sorunsuz olurdum.

"Siktir lan ayakkabı kırk lira bile degil. Terlikle evden çıkar yeni ayakkabıları alırım. Digerleri kalkmadan duşa gir. Anasinı satim ben evleniyorum siz dağıtıyonuz!" söylenerek iki gündür Murat'gilin evinde kaldığımdan bildiğim salona girdigimde arkamdan söylene söylene Murat geliyordu.

"Biz senin yasını çekiyoz dostum. Banada ayakkabı al o zaman!" erkeklerle aynı evde kalmak ne zormuş. Erkek olarak buna kanaat getirdim. Hayvan gibiler.

"Murat siktir git abi. Icip icip sızıyorsunuz duşa girinde cıkalım. Ayakkkabın yok sanki " geç kalmak istemiyorum nikahımın yapılacağı aşk yuvamıza. Sikim aklımı Arda aşk yuvası diyordu aklıma taktı puşt.

"Damat bey hic cekilmiyorsun anten mi takalım illa!" Arda'yı al Murat'a vur hic mi çekilmez iki insan. Zorunlu olmasam evi terkederim lan. Hiç yoktan Ömer biraz ağır. Berbat berbat espriler yapıyor Arda'ya katlanmak bile zorken Murat'a katlanmak daha beter.

"Murat siktir git oğlum espri yapma sen. Sokarım seni duşa boğarım." Kanepeye yayılıp Arda'nın ayağını ittim. Sızmıslar kanepeye. "Bir gün herkes banyodan kurtulacak !"ömerin yanında yerini alıp kafasını kanepenin sert başlığına koyup sızınca sabır çektim. Sabah sabah saçmalayıp uyuya kalıyordu. Annem bile ben yerine Sara'ma annelik yapıyordu. Bilmiyordu ki Sara'mdan daha vahim durumum.

Amerikan tarzı mutfaklarına girip bir sürahi soğuk su aldım. Yetmez diye dolaptaki buz kalıplarından da attım. Buz kalıbının olduğunu dün Arda pezevekinden dolayı öğrendim. Çay içerken kahvaltıda yandım demiştim. "Iç abi iç hararetini alır. Buz gibi olursun. Evlenmeden " diye berbat bir sözcük kullanıp buzlu çayı Murat'la kollarımı tutup tepeme diktirmişti Ömer sayesinde kurtulmuştum. Yarısı bogazimda kalsa da

Buzlu suyu çalkalayarak mutfağa döndüm. Suyu dökmeye ilk Arda'dan başlamak için kanepenin basında durup dağınık saçlarının üzerine buz gibi suyu döktüm. Onlar şakadan anlamaz eşsek sakası yapacaksın ki rahat etsin içleri.

"Siktirrrrrr lannn dondum !" dişlerini takırdatarak acınca sırıttım. Gözlerini ovalayıp direk kalktı.

Murat ve Ömer'in başına gittim. En büyük kutlama Ömer'inki ayakkabımı saklamış ibne. Muratın yüzüne bir damla değer demez. "Amina koyim lan ! Kar mı yağıyor!" diye hareket etmişti. He kar yagıyor dümbük. En son Ömer'e sıra gelince Arda küfretmeyi bırakmış bana kızarık gözleriyle bakıyordu.

"Ömer !" Kolunu itekledim. Ama oralı bile olmamıştı. "Lan Ömer kalksana!" Elimdeki sürahiyi dökmek ve dökmemek arasında kaldım.

"O öyle mi uyanır len ?" Murat yüzü ıslak bir şekilde Ömer'in üzerine geldi. "Aşkım uyansana bebegim." Yanagını oksayınca tiksinerek yüzümü buruşturdum. Aramızda dört yaş fark olabilirdi. Ama bu boktan durum biraz tuhaftı.

"Öpsene beni bebeğim" murat Ömer'in saçını okşayınca "siktir git Murat sevgilim mi var len benim!" demisti. Gözleri kapalı olsa da Murat'tan daha akıllı oldugu bir gerçekti.

"Abi kalk diyorum ya lan !" Murat'ı tınlamayıp yan dönüp yattığında. Sürahi daha sıkı tuttum. Murat bacak arasını işaret edince ayakkabımın intikamını almak icin buzlu suyu bir anda döktüm.

"Siktim seni Semih! Cocuğum olmayacak... Dondum olum lan..! Lannn laaannnn... kalerifor nerde.." sersemce kalkınca yaygarayı bastım gülerek. Pijamasının önünü tutup evde dolanırken Murat tutmuştu gülerek.

Merhaba Ögretmenim (Tamamlandı. )Where stories live. Discover now