bölüm 35

7.5K 310 36
                                    

Mutluluk sizce ne?

Bu soru dünyanın her yerinde sorulsa milyonlarca farklı cevap alınacaktır. Kimine göre para kimine göre iş kimine göre cocuk kimine göre yeni dogan bebek...

Bana bu soru sorulsa şu an yanımda uyuyan adam derim. Benim mutlulugumun tanımı ondan ibaret. Gülüsü yüzü agızı burnu elleri kolları kısaca onu var eden her sey bir bütün olarak benim mutlulugum.

Uzun süre kendime bunun yasak bir iliski oldugunu dile getirsem de ask bir anlam karmasası oldugu icin bu da karmakarısıktı. Onun her seyi benim zaafımdı. Ne kadar güclü dursamda onun yanında tüy kadar gücsüzdüm.

Bana gelecegim ol demesi su dünyada ki askı anlatan en güzel tanımlamaydı. Ne kadar sey yasansada bu adam yanımda durmayı secmisti.

Onun yanı benim icin kösk saray yada cennetti. Dogru tanım cennet.

Büyük acılardan dogup ilk adımı mı ona atmıstım. Ona Yürümeyi düserek ögrenmistim.

Hayatımdaki rolüm su an yerini bulmustu. Ben kendi senaryomun bas tacıydım. Bunu bana hissettirense yanımda ki o adam.

Hos geldin dünyama.. hos geldin hayatıma.. ve hos geldin bize..

Merhaba ögretmenim... :)

Günlügümü kapatıp sokuldum yanına. Coktan uyumustu benim yatagımda benle. Yatınca kollarını belime sarıp kendine cekti. Uyku tutmamıstı mutluluktan olsa gerek bende acıp günlügümü yazdım. Öyle cok yazmasamda arada bir yazıyordum. 

Saat sekize gelirken alarmı calmaya basladı. Gidecekti ve ben yine yalnız kalacaktım. Hem de bu halde. Yatagımı kenarında ki komidine uzanıp alarmı kapattı. Tekrar basını yastıga gömdü. Uyumadıgımı farketmemisti. Bu heyecanla uyumakta imkansızlık ötesi.

Bes dakika sonra tekrar calan alarmı yine kapattı. Bu sefer uyumak yerine bana baktı. Öyle masum bakıyordu ki dünya tersine dönecekti. Savas olacak harp cıkacaktı. Zaman hızla akıp giderken ben onun kollarında huzur bulacaktım.

"Günaydın saram"

Uykudan uyanan o gözler beni etkisi altına almıstı. Bir gün gecmesine ragmen hala inanamıyordum.

"Günaydın"

Gülümseyerek cevap verdim. Yataktan kalkarken pijamalarımı cekistirip ilerledim. Hafta sonu olabilirdi kahvaltı yapmadan ise gidemezdi.
Bu bizim ilk kahvaltımız. Pazar kahvaltısı.

"Nereye"

Odadan cıkacakken döndüm.

"Kahvaltı hazırlamaya madem beni götürmüyorsun. Yemek yiyelim öyle git"

"Gel buraya"

Yine o masumluguyla bana bakarken nasıl gelmeyecektim ki. Yani gidiyorum gitmem gerek.

Elimi tutup yataga yatırdı. Sıkıca sarılıp saclarımdan öptü. Bu haline alısık degildim. Hatta bu halini ilk kez görmüstüm.

"Hazırlama bu gün dısarda yeriz. Seni bırakır öyle giderim"

Nasıl bir isse hafta sonu gidiyor. Üstüne üstlük bir de benimle yemek yiyor. Acaba mafyaya falan mı bulasmıstı. Ah sara o zaman sekreterinin sesini niye duydun. Mafyaların sekreteri olur mu. Ne biliyim olmaz gibi. Herneyse ya...

"Olur"

Hazırlanmam icin yanımdan kalkıp gitmisti. Ne giyecegini merak ediyordum sonucta uyumlu giyinmemiz gerekirdi. O benimdi.

Merhaba Ögretmenim (Tamamlandı. )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin