"Evet, en büyük kızım Leyla."

"Ben kızını ne yapayım?" diye sordu Haşim Bey ciddiyetle. Adamın kızını teklif etmesi kızdırmıştı onu bir yandan. 14 yaşındaki kendi kızını düşündü. O kadar narin ve savunmasızdı ki, onu tanımadığı bir başkasına verme düşüncesi bile Haşim Bey'i çılgına döndürüyordu. Ama karşısındaki adam kumar borcunu ödeyebilmek için kızını teklif ediyordu, hem de ne amaçla olduğunu bile bilmeden!

"Oğlunuz hala evlenmedi. Bu sene de artık döneceği herkesin dilinde. Bir torun için oğlunuzun evlenmesi gerekmez mi beyim?" diye sordu Resul hiç çekinmeden. Bir yolunu bulup kurtulması gerekiyordu bu borcundan. Yoksa elinde avucunda ne varsa satmak zorundaydı.

"Ben, senin kızını alarak seni mükâfatlandırmış olurum Resul. Hem kızını hiç görmedim, eli ayağa düzgün müdür bilmem? Oğlum Amerika'lardan gelecek, senin kızı beğenip de koynuna alır mı?"

"Bilmem ki Beyim? Bir bakın görün isterseniz," dedi Resul çaresizce.

"Peki bakalım, dediğin gibi olsun." Pek hevesli görünmemek niyetindeydi. İlk önce kızı kendisi görüp, sağlıklı mı değil mi diye bakacaktı. Daha sonrada oğlunun beğenebileceği bir kız olup olmadığını değerlendirecekti.

"Sağolun Beyim, elimde avucumda birşey yok. Olsa, böyle bir teklif söylemezdim" Resul, Haşim Beyin yanında durmuş ellerini ovuşturuyordu başı öne eğik bir şekilde.

Haşim Beyin yüzü ifadesizdi. "Pazartesi akşamı hanımla çayınızı içmeye geliriz."








***








İki katlı, önü bahçeli bir evde oturan Şener Ailesi yine her akşamki gibi bahçeye yemeği hazırlıyorlardı. Üç kızı ve bir küçük oğlu olan Resul'ün bu akşam içi sıkıntıyla doluydu. Dalgın dalgın önündeki kül tablasına bakıyordu.

Eşi Emine Hanım kocasını öyle görünce merak edip yanına oturdu. Yüzünün ifadesizliğini izledi bir süre. Daha sonra dayanamayıp sordu.

"N'oldu Resul, iyi görünmüyorsun."

Resul bakışlarını karşısındaki kül tablasından eşine çevirdi. Kadın biraz endişeli görünüyordu. Kocası pek sık düşünceli gözükmezdi. Kesin bir şey oldu diye düşündü.

Resul, kendi kızı olmadığından rahatlıkla eşine dönüp dün geceyi açıklamaya başladı.

Kadın kocasının dediklerine inanamayıp kısık bir çığlık attı. Kısa bir sürede kızları başında toplandı. Emine hanım, Leyla'sına baktı. İlk kocasından olan Leyla'sı. Araba kazasında kaybettiği Mehmet'inden kalan tek hatırası, Leyla'sı.

"Nasıl yaparsın bunu Resul! Kız ile oğlan birbirini görüp etmeden. Hani bana söz vermiştin bir daha kumar oynamak yok diye!" Emine hanım gözyaşlarına boğulmuştu. Kızını acımasızlığıyla söz edilen Haşim Bey'e gelin verecekti.

"Anne n'oldu?" diye sordu Leyla endişeyle. Babasının yine kumar oynadığını duyunca üzülmüştü.

"Haşim Bey'ler Pazartesi akşamı seni görmeye gelecekler, beğenirlerse oğullarına alacaklar" dedi babası rahatlıkla. Yüzü hala ifadesizdi.

Leyla bu sözlerle adeta durduğu yere çivilenmişti. Gözleri yaşlarla doldu. Evlenmek mi? Kiminle? Diye soruyordu kendine içinden. Boğazında düğümlenen çığlıkları açığa çıkarmak ve isyan etmek istiyordu. Ama maalesef babasının acımasızlığı karşısında nutku tutulmuştu.

Hırçın Ve Öfkeli Ela GözlerWhere stories live. Discover now