"Seni Ynys Môn'a götürüyorum," Sthenis dağılmış saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirmek için hamle yaptı ama ben başımı geriye doğru çekince kaşları havalandı. Ne yani? Bana dokunmasına izin vereceğimi falan mı sanıyordu? "Orasının neresi olduğu hakkında bir bilgin var mı?"

Aklıma hemen Ynys Cysgodol geldi. Gölge Ruhların kendi formlarında hüküm sürdükleri, anayurtları olan Gölge Adası...

Chas bu konuda benimle bir şeyler paylaşmıştı. Hatta onu hevesle dinlediğimi gördüğünde gözleri memnuniyetle kısılmış ve bana daha fazla bilgi verebilmek için detaylı bir konuşma yapmıştı.

Her dakika onu zikretmek psikolojim açısından iyi miydi, bilmiyorum fakat genç Dewrion'u düşündüğüm her an kendimi biraz daha rahatlamış ve sakin hissediyordum.

Deniz kıyısında, huzur içinde kumlara uzanmış gibi, sütliman bir histi bu...

Eh, bu durumda onu anmanın ruhuma iyi geldiğini kabul etmem gerekiyordu...

İç çekip Sthenis'e bezgin bir bakış attım. Ona cevap veremeyeceğim bariz belliyken ne diye bana soru soruyordu?

Gözlerimden aklımdan geçirdiklerimi okumuş olmalı ki, bir kez daha bezi çekiştirerek dudaklarımı serbest bıraktı.

"Senden bir yanıt bekliyorum," dedi jilet gibi ütülenmiş olan pantolonundaki olmayan tozları silkelerken. Onu iğrenerek izlediğimi anladığında başını kaldırdı ve gözlerimiz birbirine kenetlendi.

Doğrusu tek bir kelime bile etme niyetinde değilim, fakat Sthenis gözlerime odaklanmış bakışlarıyla her ne yaptıysa dudaklarımı aralanmış hâlde buldum.

"Bilmiyorum," dedim sanki kilometrelerce koşmuşum gibi, sesim soluk soluğa çıkmıştı. "Ynys Cysgodol'la alakalı bir yer mi?" diye öylesine sordum hemen akabinde.

"Demek adamızın Galce adını biliyorsun," etkilenmiş gibi görünmese de şaşırdığı belliydi ve dudakları büküldü. "Sanırım Dewrionlar sana bizler hakkında birtakım şeyler anlatmışlar, öyle değil mi?"

"Evet, anlattılar," deyip kestirip attım.

Birden bire değişip asabileşen vaziyetim karşısında gevrek bir kahkaha attı.

"Eee," derken bana göz bile kırptı ve bu hareketiyle midemi bulandırdı. "Ne kadar büyüleyici varlıklar olduğumuzu anladın mı Cathleen? Dewrionlar umarım hakkımızı verecek şekilde anlatmışlardır Gölge – Ruhları sana."

"Kesinlikle öyle," onunla ters düşecek bir şey dile getirmediğimi duyunca yüzü merakla aydınlandı. Hah! Birazdan söyleyeceklerimden sonra da bu kadar ilgili duracak mıydı acaba? "Sizin gelmiş geçmiş en büyük asalaklar olduğunuzdan ve kendinize konak canlı olarak insanları seçtiğinizden bahsettiler. Dünya hayatıyla tanımlanan ömrünüz boyunca bunu yapmak mecburiyetinde olduğunuzu falan söylediler. Bedavadan geçinmek dedikleri şey galiba tam olarak bu.

Ve haklısın, bence de bu büyüleyici bir şey. Sizin gibi iki gramlık beyne sahip varlıkların düşünüp de böyle bir yol bulması takdire şayan doğrusu."

Tam da tahmin ettiğim gibi, suratı giderek kararmaya ve benim açımdan tehlikeli bir hâl almaya başladı ama korkmuyordum. Karşısında kekeleyen, o ne derse yapmaya hazır bir genç kız olduğu zannına kapılmamalıydı zira.

Parmaklarını açıp kapayarak ve kesik ama sık nefesler alarak kendisini kontrol etmeye çalıştı. Aşırı derecede sinirlenmiş olduğu aşikârdı. Ne güzel! Ona böyle bir hissi yaşatmış olmanın verdiği tatmin duygusunu anlatmanın sahiden de mümkünatı yoktu.

VÂRİS : GÖLGE - RUH SERİSİ - Birinci KitapWhere stories live. Discover now