77 / Sakin Bir Hatun

151 20 33
                                    

Çok uzadığı için prk yazma hevesim kalmadı sizden ricam bitirebilmek için beni teşvik etmeniz ve bol yorum yapmanız.

Lütfen ciddi manada bol yorum yapın.

Yazmaya yazmaya Börü yazım dilini unutmuşum!

Neyse idare edin farklılık görürseniz.

Tüm operasyonlar bitmişti. Plazada canlı bomba olayı henüz gerçekleşmemişti ve hatta iptal edildiği duyumunu almıştık. Bu yüzden de Mirzat itini tutuklamak işini erkene çekmiştik. Bu nedenle şuan karşılıklı bir şekilde , restoranın birinde oturuyorduk. Üstümde v yaka , yakaları dantelli olan siyah bir badi vardı. Altımda ise aynı şekilde siyah , yüksek bel kumaş pantolonumla beraber önü açık siyah topuklu ayakkabılarım vardı. Derin ve sıkıntılı bir nefes çekip etrafıma baktım. Bugün 2 Mayıs'tı. Yarın da doğum günümdü. Ve ben Azer'le beraber olmak yerine bu götelekle yemek yiyordum. Daha doğrusu o yiyordu.

"Yemeğini beğenmedin mi?"

Bakışlarım onu buldu. Dayanamıyordum. Dilimi , zorla kırmızı ruj sürülen dudaklarımda gezdirdim.

"Derdin ne Mirzat? Ne istiyorsun?"

Hafifçe tebessüm etti.

"Derdim sadece seninle yemek yemek Karaca. Ama sen memnun değilsin."

Gözlerimi devirdim. Gözlerimi devirdiğim yerde ise bir masa ve masada sivil polislerin oturduğunu gördüm.

"Şartın akşam yemeğiydi , yiyoruz. Daha ne istiyorsun? Ye işte yemeğini."

Kendi kendine güldü.

"Bu yüzden seni o tanıştığımız yemekten beri unutamıyorum Karaca. Dik başın , sivri dilin , sözünü esirgemez hallerin... Bir Türk kızı demiştim hatırlıyorsun değil mi? O sensin."

Büyük ve iğrenç bir nesneye bakıyormuşum gibi bakmaya devam ettim. Kulağıma ise kulaklıktan şu ses doldu.

"Sikicem şimdi tanıştığınız yemeği!"

Turan abimdi. Öyle bir katılıyordum ki sana Turan Kara. Şaşar kalırdın.
Ama tek merak ettiğim bu konuşmaları duyan Azer'in tepkileriydi. O gün mühimmat deposunda söyledikleri bir an olsun bile aklımdan çıkmamıştı. Ve nedense içimde ona karşı dinmeyen bir alev ateş bir şeyler vardı. Şuan görevdeyken de aklımda olması sinir bozucuydu.

"Aklın nerede senin?"

Çakacaktım şimdi bir tane görecekti aklım neredeyi! Azer'deydi aklım! Nerede olacaktı başka!?

"Çok mu merak ediyorsun aklım nerede?"

Başını aşağı yukarı salladı.

"Sende değil emin ol."

Tabağımdaki minik sebzeye çatalımı batırıp ağzıma götürdüm. Birazdan karşımda oturan bu iti tutuklayacaktım. Çok mutluydum.

"Mirzat?"

"Efendim canım?"

Sinirle gözlerimi yumdum.

"Canına sokacağım ben bu piçin ha!Kemal! Bir şey yap lan!"

Turan abi bi' sus be abi!

"Askerliğini nerede yaptın sen?"

Sessizlik oldu masada.

"Di-diyarbakır'da..."

Bıçağımla eti kesmeye çalışırken konuştum.

"Hmm.. Ne olarak?" Kestiğim eti çatalıma takıp ağzıma götürürken soruma ekleme yaptım. "Sizin değiminizle militan olarak mı?"

BÖRÜWhere stories live. Discover now