41/ Sana Sormadım Karaca

361 39 166
                                    

Baran arabayı evimin önünde durdurduğunda arabadan indik.

"Yani artık senin de başını bağladık öyle mi?"

Güldüm.

"Biraz öyle oldu."

Tam yürüyecektim ki karşıdan koşarak Ömer'in geldiğini gördüm.
Elinde ki poşetle yanımıza vardığında sırıtarak bize bakıyordu.

"Hayırdır lan?" diye bir tepki vermişti Baran. Ömer ise elindeki poşeti havaya kaldırıp:

"Bu ilan-ı aşk meselesi sizi acıktırmadı mı? Çünkü beni acıktırdı."

•••

Merdivenlere oturmuş bir şekilde yarım ekmek acılı kokoreçimi yerken Ömer ve Baran'ın benim hakkımda kararlaştırdıklarını dinliyordum.

"Yok oğlum Karaca karışık çiçek sevmez. Yaptıracaksanız papatya yaptırın." dedi Baran. Ömer ona hak verir gibi bir ses çıkarttı ve ayranını kaldırdı.

"Karaca elbisen nasıl olacak?"

Yutkundum.

"Ne elbisesi abi?"

Ömer ve Baran abartılı bir şekilde birbirlerine baktılar.

"Kızım sen nerdesin ya? Biz senin istemeni konuşuyoruz."

Kokoreçimden kocaman bir ısırık aldım ve birkaç defa çiğnedikten sonra:

"Çelik yelek giyeceğim abiciğim." dedim.

Baran gülerek:

"E tabii o endam karşısında çelik yelek giymek çok mantıklı Karaca. Delik deşik eder seni bakışlarıyla!" dedi. Gözlerimi devirip acı basılmış kokoreçimden bir ısırık daha aldım.

"Ee? Dedin mi Azer'e al bayrak üstüme örtülene kadar benim ol diye?" diye sordu Ömer.

Gülüp şalgamımdan son tudumu aldım ve konuştum.

"Yok , o dedi. 'Ben buyum , buradayım. Sen de buradaysan ellerimi sıkıca tut ve üstüme al bayrak örtülene kadar bırakma.' dedi."

İkisi dr aynı anda yarınlsrı yokmuş gibi bağırırlarken gözlerimi devirdim ve kokoreçimden yine ısırık aldım. Artık acısına dayanamayarak Ömer'e döndüm.

"Ömer ayranını ver bu çok acı ya!? Acı yiyorum ben bu acı değil!" diye konuştum.

Ömer bana ayranını uzatırken aynı zamanda da gülerek konuştu.

"Alıştırıyorum işte seni kızım. Adana'ya gelin gidiyorsun. Bol acılı şırdanlar , kuzu şişler , Adana kebaplar!"

Gözlerim kocaman oldu. Ayağa kalkıp karşılarına geçtim.

"Ben vejetaryen olmaya karar verdim!" dedim ve yine bir ısırık aldım.

"Tamam sen kokoreçini ye biz bakmıyoruz."

"Bu son bak Baran! Yiyeceğim bitecek! Haydi kalkın eve gidin!" Onların arasından geçtim ve kapıyı açtım. İçeriye girdikten sonra onlara döndüm.

"Baran anahtarı alabilir miyim kardeşim?"

Anlamaz gözlerle bana baktı.

"Ne anahtarı bacım?"

Arabayı işaret ettim.

"Azer'in arabasının anahtarı."

Elini cebine attı ve anahtarı çıkartıp bana fırlattı.

BÖRÜWhere stories live. Discover now