BÖRÜ

50/ Ah Sevgilim

Yazdığımın doğrultusunda ilahi bakış açısına ve başka karakterlere geçtiğimi ' ••• ' bu işaretle anlayabilirsiniz. Alt alta üç kere , yani şöyle;

•••
•••
•••

Başka karakterlere geçtiğimin belirtisi. Bir dahaki işaret ise bittiğinin belirtiai. Umarım anlatabilmişimdir. SeyBar sahnesinden sonra göreceksiniz zaten.

•••

"Şöyle yuvasını kursa fena mı olur Behçet oğlum. En azından akşam evine döndüğünde eşi karşılar , yalnız olmaz. Bizim burada Azer gelse de görsek diyen on tane kız var. Bizim oğlan hiçbirine bakmıyor. Ah bi' baksa!"

Depderin bir nefes aldığımda Fadik teyze de bana dönmüştü. Azer'in Baran'la markete gitmesinden istifade eden Fadik teyze , Azer'in evde kaldığını ve kimseyi beğenmediğini iddia ediyordu. Tuvaletten geldiğimden beri aynı konu konuşuluyordu. Tuvalete gitme sebebim ise çayın mideme dokunmasıydı. Tüm içtiğim çayı çıkartırken rahatladığımı hissetmiştim.

"Öyle değil mi Karaca kızım? Sen de ne güzel kızsın. Allah seni de sahibine bağışlasın."

Sadece gülümsemekle yetindim.

Turan abim gülümseyerek konuşmaya başlamıştı.

"Anacım ne dersin Azer kendi gibi birini bulsa? Senin beğendiğin kızlar ne iş yapıyor? "

Fadik teyze hafifçe burnunu kıvırmıştı.

"Vallahi oğlum kendi gibi birini bulsa mı? Bulmasa daha iyi. Bana bi' Azer yetiyor." deyip gülmüştü. Ama ben gülmemiştim.

"Bir tanesi öğretmen. Çok güzel , masmavi gözleri var. Diğeri de yeşil gözlü , doktor."

Ben 3900 , mavi gözlü öğretmen 2345 ve yeşil gözlü doktor da 4187 lira para kazanıyordu. Öğretmeni eleyebilirdim ama doktor da beni elerdi.

Sol tarafımda oturan Turan abime hafifçe yaklaştım. Kısık bir sesle:

"Abi bizim maaşlara ne zaman zam gelecek?" diye sordum.

Gülmek suretiyle garip bir ses çıkarttığında ondan uzaklaştım. O sırada da bahçeye Azer girmişti.

"Gençler yarın burada bir görevimiz daha var bu yüzden İstanbul'a dönmüyoruz." diye konuşmuştu Behçet Şef.

"Nerede kalacağız şef?" diye sordu Asena.

Şef daha cevap vermeden Fadik teyze konuşmuştu.

"Nerede kalacaksınız kızım? Tabii burada kalacaksınız! Evde iki tane boş oda var. Birisi zaten Karaca kızımın. Diğerinde de Asena kızım yatar. Evin yanındaki müştemilat mıdır ne derlerse... Orası da boş , kalanınız da orada yatar."

Şef , Fadik teyzeyle konuşurken ben Azer'e bakarak onun taliplerini düşünüyordum. Bir bana bakıyor bir de gözlerini kaçırıyordu. En sonunda elindeki poşetleri kenara bırakıp yerine yani sağ yanıma oturdu.

"Niye öyle bakıyorsun bana?"

Kaşlarımı çattım.

"Normal bakıyorum işte nasıl bakacağım?"

Omuz silkti.

"Bakkala değil de kocaya kaçmışım gibi bakıyorsun."

Kendimi tutamayıp güldüğümde o da gülmüştü. Fadik teyzenin kaşları çatık bir şekilde bize dönmesiyle yutkunup sustum.