30 / Geleceğini Biliyordum

352 38 74
                                    

Bütün insanların bir çizgisi vardır. Şuan anlıyorum ki benim iki çizgim vardı. İki kırmızı çizgi. Biri vatanıma el uzatıldığında alev alıyordu. Diğeri Azer'eymiş... Gözlerimden durmaksızın yaşlar akarken ne yapacağımı düşünüyordum. Duygularımla hareket edemezdim. Bu çok büyük bir şeydi ve ben duygularımla hareket edersem Tolga'yı yakar küle çevirirdim. Azer'de tehlikeye girerdi o zaman. Belki de tehlikedeydi. Belki de tehlikeye girecek bir bedeni bile kalmamıştı ortada...

"Allah kahretsin! Allah kahretsin!!"

Oturduğum sandalyeden kalkıp elime aldım ve gelişi güzel fırlattım. Baran oturduğu yerden kalkıp bana geldi ve sıkıca sarıldı.

"Sınırın ötesinde kaldı Baran! Tek başına , tek! Nasıl kurtaracağız onu oradan? O oradayda Tolga niye burada lan!!?"

Eliyle ağzımı kapattı.

"Duygularınla hareket etme! Eğer o helikopter kalkmasaydı patlayacaktı! Hepsi mi ölseydi Karaca?"

Dudaklarımın üstündeki eli çektim.

"Ölseydi Baran. Beraber ölselerdi ama Azer tek kalmasaydı Baran! O helikopter sadece Tolga'yı getireceğine kalkamasaydı Baran! Biz geride ne zaman adam bıraktık?"

Baran omuzlarımdan tuttu ve sakinleştirmeye çalışan ses tonuyla konuştu.

"Turgut Başkan halledecek. Dert etme. Azer'i alacağız Karaca."

Başımı aşağı yukarı salladım.

"Bulacağız Azer'i , bulacağız."

Yüzümü ellerimle ovaladım ve derin bir nefes aldım.

"N'apıyoruz şimdi? Bizimkiler nerede?"

"Toplantı odasındalar."

Başımı salladım ve odadan çıktım. Toplantı odasına kapıyı tıklatarak girdim ve boş bir sandalyeye oturdum.

"Ne zaman gideceğiz başkanım?"

Turgut Başkan derin bir nefes aldı.

"Yazı düzenlenmesi gerek. Şuanlık kimse bir yere gitmiyor. Sınır dışı operasyonu için tekrar izin alınması gerek."

Kaşlarımı çattım.

"Uzun sürer. Bu kadar bekleyemeyiz."

Turgut Başkan sıkıntıyla soludu."

"Elimizden bir şey gelseydi senin fikrini almadan yapardık kızım. Ayarlamaya çalışıyorum. Uzun sürmemesi için de elimden geleni yapıyorum."

Odadan çıktığında gözlerimi yavaşça kapattım.

Omzumda bir el hissettiğimde konuştum.

"Uzun sürecek. Çok uzun sürecek... İzin yazısı gönderilecek , beklenecek , yazı gelecek , hazırlık derken Azer'i kaybedeceğiz!!"

Hızlıca ayağa fırladığımda Kemal abi beni tutarken Turan abimde yanıma gelmişti.

"Azer'i , orada bırakmayacağız Karaca. Sakin ol."

Kemal abimin elini omzumdan indirdim ve derin bir nefes aldım.

Tolga ayağa kalkmıştı.

"Karaca biraz konuşabilir miyiz?"

Sertçe ona döndüm.

"Bak Tolga. Arazide ne yaşadınız , aranızda nasıl bir konuşma geçti bilmiyorum. Ama sen şuan buradasın ve Azer orada. Rica ediyorum , bak senin iyiliğin ve benim iyiliğim için rica ediyorum ki benimle Azer'i bulana kadar muhattap olma. Çünkü benim duygularımla hareket etmemem gerekiyor."

BÖRÜWhere stories live. Discover now