BÖRÜ

26/ Bir Delilik Yapma

"Lebler sücü bir tas ver , hem neşe ve hem yas ver.
Hançer mi o kirpikler , ay yüzlü güzel konçuy..."

•••

Gülümsedim hafifçe.

"Lebler sücü ne demek?"

Azer beni çekiştirdi ve çekiştirirken konuşmaya devam etti.

"Ohooo! Kızım sen hani Hüseyin Nihal ATSIZ'ı çok seviyordun? Şiirindeki anlamı bile bilmiyorsun."

Kaşlarımı çattım.

"Her şeyi birden bilemem ki canım! Ne işte söylesene."

"Haydi Karaca yürü."

•

Evimin önünde durduğumuzda Azer'e döndüm.

"Yarın kaçta gideceksiniz?"

"Beşte karargâhta olmam lazım. O yüzden gider gitmez yatacağım."

Bir süre düşündüm.

"Anladım. Dikkatli olun tamam mı?"

Gülümseyerek başını salladı. Kemerimi çözüp inecektim ki durup geri Azer'e döndüm. Yavaşça uzanıp sarıldığımda hareketsiz kalmıştı. Tam çekilecektim ki ellerini belime ve sırtıma sarmıştı.

Yavaşça çekildim.

"İyi geceler."

"Sanada Karaca."

Arabadan inip eve ilerledim ve girdim.

••

Gece alarmım çalınca ayağa dikilmiştim. Hızlıca üstünü giyinip yüzümü yıkarken aynı zamanda da saate bakıyordum. Tamamen hazır olduğumda evden çıktım. Hızlı hızlı taksi durağına ilerlerken saat çoktan dört buçuk olmuştu. Taksiye binip karargâhı tarif ettim. Azer'ler gitmeden onları görmek istiyordum.

Taksi karargâha vardığında ücreti ödeyip içeriye ilerledim. Kaya'yı sırtında çantayla görünce kaşlarım çatıldı.

"Kaya? N'apıyorsun gece gece? Spora mı?"

Gülümsedi ve duraksadı.

"Yok , spordan çıktım. Eve gidiyorum şimdi."

"Hay maşallah! Sabahın dört buçuğunda spor yapmayan da ne bileyim yani..."

Güldü.

"Sen? Niye buradasın?"

"Azer için geldim. Gitmeden gireyim diye."

Kaya'nın kaşları havalandı.

"Yani Azer'leri. Azer ve Tolga'yı."

"Aynen ben anladım seni."

Kaya'yı kolundan ittirdim.

"Ne pişmiş kelle gibi gülüyorsun sen?"

Omuz silkti.

"Ya yok neden güleyim? Ben gideyim. Sen de Azer abiyle görüş. Yani Azer abilerle anlamında dedim. Haydi iyi geceler." dedi ve kolumu sıkıp ilerlemeye devam etti. Sinirle içeriye girdim ve bizim kata çıktım. Dinlenme odasına ilerleyip çantamı kenara bıraktım. Kapı açıldığında oraya döndüm. Azer oflayarak içeriye giriyordu. Beni gördüğünde önce umursamadı. Sonra kafasını tekrar kaldırıp baktığında göz bebekleri büyüdü.