32 / Neredesin Be Azer

329 40 79
                                    

Helikopter iniş yapmaya başladığında derin bir nefes aldım. Azer'in helikoptere binmeyi reddettiği arazideydik. Helikopter indiğinde bizde sırayla indik.

"Önce civar köylere bakacağız gençler. Gözünüz kulağınız açık olsun."

Yakamı çekiştirdim ve boynumu büktüm. Azer'i bulacaktık. Şayet bulmadan dönmeye karar verirlerse; ne olursa olsun o helikoptere Azer'siz binmeyecektim.

İlerlemeye başladığımızda gözlerimi her yerde gezdirdim. Kulağımızdaki kulaklıktan Tolga'nın sesi geliyordu ve Barbaros abinin gözündeki kameralı gözlükten de etrafı karargâhtan seyrediyorlardı.

"Abi burada farketmiştik araçların geldiğini." diye sesi geldi.

Kendimi tutamayarak konuştum ama sesim ona gitmedi.

"Farkettiniz de ne oldu? Sen varsın. Azer yok!"

Baran yanımdaydı ve beni dürtmüştü ama umursamadan ilerlemeye devam ettim.

•••

Daha araziden köye inememiştik ve içim daralıyordu. Bir süre sonra Baran'ın beni hızlıca çekmesiyle geriye savruldum. Tam o sırada da gözümün önünden bir mermi süzülmüştü.

"MEVZİ ALIN!!"

Baran'ın beni çekiştirerek bir kayaya yaslamasıyla kendime geldim.

Baran derin bir nefes aldı ve kafamı tutup kaskımdan öptü.

"Gerizekalı!"

Dönüp bize ateş eden teröristlere karşı ateş etmeye başladık. Bir anda Baran'ın bağırdığını duyduğumda ona döndüm. Kolundan vurulmuştu.

"Hassiktir!! Baran! Baran lan!"

Hızlıca cebimden bir bandana çıkarttım ve Baran'ın koluna sardım.

••

Etrafı yavaşça temizlemiştik. Bir yaralı vardı ve onunla konuşmak için hızlı hızlı ilerlemeye başladım.

Turan abimden önce o şerefsizin başına vardım ve konuşmaya başladım.

"Beni iyi dinle. Bir kere konuşacağım. Eğer ikiletmeye yeltenirsen kafana bir tane basarım. Uzun boylu, kumral , kalıplı bir adam arıyoruz. Kendisi bizim gibi asker. Nerede?"

İnledi ve kahkaha attı.

"Yavrusunu mu kaybetti TSK?"

Silahımı Baran'a attım ve adama güçlü bir yumruk attım.

"Bak orospu çocuğu! Kaç gündür doğru dürüst ne uyku uyudum , ne yemek yedim. Aşırı açım. Ve dağda acıkan bir kurt ne yapar biliyor musun?"

Yakasına yapışıp yüzüne eğildim.

"Yemek yer! BENİM! ARADIĞIM ADAM! NEREDE!!?"

Adam telaşla konuşmaya başladı.

"Sadece yaralandığını biliyorum. Gerisini bilmiyorum yemin ederim!"

"Etme lan yemin! Piç!"

Doğruldum. Tam o sırada da Kemal abim konuştu.

"Kelepçeleyin de götürelim."

Başımı iki yana salladım.

"Gerek yok abi."

Beylik tabancamı çıkarttım ve başına iki el ateş ettim.

BÖRÜWhere stories live. Discover now