12 / Hangi Elinle Vurdun

449 47 66
                                    

Kocaman evde sadece Azer ve ben kalmıştık. O sinirden yerinde duramıyordu. Bense sakin taraf olmaya çalışıyordum.

Bahçeye çıkıp hâlâ uyuyan adama ilerledik. Azer ters ters suratına bakarken bir anda sandalyeye tekme attı ve adamla beraber yere devrilmesini sağladı.

"Kalk lan kalk!"

Gözleri açılıp etrafa baktı bir süre. Azer'i görünce hemen doğruldu.

"A-azer abi."

"Abinin amına koyarım senin! Sen kimsin de benim kardeşime el kaldırıyorsun lan? Cevap ver bana piç!"

Azer'i kenara ittirdim ve sandalyeyi düzeltip adamın kolundan çektim.

"Kalk otur şuraya."

Oturmasını sağladığımda karşısına geçtim.

"Niye yaptın böyle bir şeyi?"

"B-ben..."

"Kekeleme lan cevap ver kıza!"

Adam yerinden sıçrarken derin bir nefes aldım.

"Özür dilerim. Seyhan'ı çok seviyorum. Onsuz yapamam. Ama o gün o elbiseyi giyince..."

"Ee!? Dayanamadın da vurdun mu kıza!?"

Azer hedefine kilitlenmiş bir kurt misali adama bakarken adama geri döndüm. Sorduğum soruya yanıt vermek için içine nefes çekti.

"Kıskandım kendimi kaybettim. Çok pişma-"

Sandalyeyi tekmeledim ve onunla beraber düşmesini sağladım.

Üstüne yürüyüp sandalyeyi kaldırdım ve karnına koydum.

"Pişman mısın!? Her seferinde yapıp yapıp pişman oldun mu!?"

Sandalyenin üstüne oturduğumda acıyla inledi.

"Malın mı lan Seyhan!? İstediğini giyer sana ne!? Göt!"

"Karaca çekilsene kenara."

İtiraz etmeden ayağa kalktım. Sandalyeyi kenara çektiğimde;

"Yoo o da lazım ver hele ver!" diye konuştu. El mahkum uzatıp ne yapacağını izledim. Gülerek tuttuğu sandalyeye ve ardından yerdeki adama baktı. Sandalyeyi iki eliyle sıkıca kavrayıp adamın suratına indirdiğinde ağzım beş karış açıldı.

Sandalyeyi kenara atıp adama eğildi ve yakasına yapıştı.

"Ben yirmi yıl karışmadım! Sana mı düştü lan! Haydi beğenmedin! De Seyhan değiştirir misin!? Ha değiştirip değiştirmemek de benim kardeşime kalmış! Paşa gönlü ne isterse o! Ne vuruyorsun kardeşime!? Hangi elinle vurdun lan!? Göster elini kırıp sokacağım götüne göster!"

"Azer bırak adamı. Savaş'ı ara. Darp raporu almışlar mı sor."

Azer'i çekip söylediğimi tekrarladım. Derin bir nefes aldı ve telefonunu çıkartıp hızlıca bir şeylere basıp kulağına götürdü.

"Raporu aldınız mı?

Tamam. Karakola geçin."

Telefonu kapatıp kısa süre sonra tekrar kulağına götürdü.

Konuşmasından polisi aradığını anlamıştım. Adama ilerleyip yüzüne eğildim.

"Eğer senin o boktan suratını bizim bu hale getidiğimizi söylersen seni sokak ortasında çıplak elle evire çevire döverim. Milletin diline düşersin kadının biri eşine şiddet uygulayan pezevengin bir tanesini çok fena dövdü diye. Anladın mı beni?"

BÖRÜWhere stories live. Discover now