35/ Ben Sana Canımı Da Veririm

341 40 80
                                    



Yeni kapak hakkında ne düşünüyorsunuz petek ballarım?

İyi okumalar!!



•••


Karargâhın bahçesindeydim. Karşımda Azer , Baran ve Tolga vardı. Azer iyileşmiş gibiydi ama büyük bir sorun vardı.

Azer Baran'a üzgün üzgün bakıyordu. Tolga'nın ise her yeri kan içindeydi.

Hızlıca oraya ilerledim.

"Tolga!? Ne oldu sana böyle?"

Yüzünü bana çevirdi ve aniden gülümsedi.

"Bir şey olduğu yok."

Baran'a baktığımda hiçbirimize bakmadığını, sadece direkte asılı olan bayrağa baktığını gördüm.

"Ne oluyor, bir şey söyleyin!? Azer!?"

Bana döndüğünde gözleri kan çanağı gibiydi. Bir anda dizlerinin üstüne çöktüğünde hemen yanına eğildim.

"Azer bir şey söyle!?"

Gayrı ihtiyari Tolga'ya baktığımda bize silah doğrulttuğunu gördüm. Gözlerim şaşkınlıkla büyürken o silahı ateşlemişti.
Ama anlam veremediğim , dilimi lâl eden bir şey olmuştu. Namludan kurşun bize çıkmamıştı. Aksine Tolga'ya doğru gelmişti ve şakağından girip kan fışkırmasına neden olmuştu. Nefes almaya çalışarak ayaklandım ama Tolga'nın yere yığılmasıyla bende tökezledim. Baran'ı da tere yığılmış görünce gözlerimi kapatıp saçlarımı çekiştirdim. Canım acımıyordu.

"Rüya, rüya hepsi rüya! Azer ağlamıyor , Tolga ölmedi , Baran ayakta!! Uyan Karaca uyan!!!"

••

"Uyan , uyan. Rüya bu rüya!"

Kendi sesimle beraber sıçrayarak uyandığımda bir süre etrafa baktım. Azer endişeli gözlerle bana bakıyordu.
Yatağında doğrulmaya çalışarak bana yaklaştı.

"Karaca? İyi misin?"

Ayağa kalkıp başımı iki yana salladım ve hızlıca lavaboya ilerledim.

Kapıyı sertçe açıp yüzümü yıkarken derin derin nefesler almaya çalışıyordum. Azer'in o hali , Tolga'nın yere yığılışı , Baran...

"Karaca , benimle konuşur musun?"

Dönüp kapıya baktığımda Azer'in karnını tutarak bana baktığını gördüm. Hızlıca ona ilerledim ve boynuna sarıldım. Elleri bir süre havada kalsada o da sonrasında bedenime sarmıştı.

"Rüyaydı sadece... Ya da kâbus... Her ne boksa!"

Geri çekilip yüzüne baktım.

"Niye kalktın? Git yat yatağına , haydi."

••

Sinirle gözlerimi yumdum.

"Şu yemeğini zıkkımlan Azer! Güçten iyice düşeceksin!"

Başını iki yana salladı ve masayı geriye itti. Hızlıca ayağa kalktım ve yanına oturup masayı kendime çektim. Tabaktaki sebze yemeğinden bir kaşık aldım. Azer'in çenesini tutup sabitledim ve kaşığı ağzına götürdüm.

"Aç şu ağzını."

"Ya Karaca bırak , yemeyeceğim!"

Daha sıkı tuttum.

BÖRÜDonde viven las historias. Descúbrelo ahora