~Sadece Uyumak İstiyorum~²⁰¹⁴

312 30 33
                                    

Bu bölümde biraz geçmişe gideceğiz. Diğer bölümde bahsettiğim gibi Karaca'nın bir sene önceki doğum gününe gidiyoruz. Tarih 3 Mayıs , yani Türkçülük Günü.

Azer'in doğum günü ise 12 Ocak'tır bunu da belirteyim. (Bilmeyenler için Hüseyin Nihâl ATSIZ'ın doğum günüdür.)

•••

Karaca eve adımını attığında çantasını hızlıca yere bıraktı. Üstünden tır geçmiş gibi bir hali vardı. Bugün bütün ayak işlerini resmen o yapmıştı. Başkan'a kahve , toplantıya dosya , zırhlı araca köpüklü su... Nedeni bilinmez canına okumuşlardı bugün. O da haliyle doğum gününü unutmuştu. Şuan tek istediği kıyafetlerini bile çıkartmadan uyumaktı. Ama çok sürmeden bunun sadece bir hayal olduğunu anladı.

Çalan telefonunu cebinden çıkarttı ve açıp kulağına dayadı.

"Efendim abi?"

Turan boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Timce bizim meyhanedeyiz. Haydi sende gel."

Karaca yorgunlukla gözlerini kapattı. Şuan dış kapının dibine oturmuş bir şekilde uyukluyordu.

"Abi siz takılın , ben fena yorgunum hemen yatacağım."

"Hemen geliyorsun Karaca! Haydi."

Telefon suratına kapatıldığında bir süre duraksadı. Ardından abisine saygısızlık edemeyeceği için bağırarak kalktı ve banyoya ilerledi. Uykusunun açılabilmesi için soğuk suyla yüzünü üç kere yıkarken tek düşündüğü şey uyumaktı. Banyodan çıkıp odasına girdi. Üstüne v yaka beyaz bir t-shirt giymişti. Silahını sağ yanına takıp evden çıkarken hâlâ söyleniyordu.

"Sadece uyumak istiyorum ya! Sadece uyumak!"

Söylene söylene meyhanenin olduğu sokağa saptığında bir terslik olduğunu fark etmişti. Meyhaneden hep sokağa kadar taşan ışıklar olurdu lâkin şuan sadece sokak lambaları vardı. Silahına uzanıp çıkarttı ve emniyetini açıp çekti. Silahı tutarak meyhaneye ilerlerken camlarınında kırık olduğunu gördü. İçerisi kapkaranlıktı. Karaca'yı baştan aşağı tedirginlik kaplarken kırık camdan sessizce içeriye süzüldü. Karanlık meyhaneyi görmeye çalışırken kolidordan gelen ışığı gördü. Silahını oraya doğrulturken parmağı tetiğe yakın öylece durdu. Bir anda hareketlenme hissettiğinde silahını nereye doğrultacağımı şaşırmıştı. Kolidordan elinde büyük bir pastayla gelen Turan ve etrafta ayağa kalkmış olan tim üyeleri gülerek:

"Duyduğumu bağırmadan! Fazlasına sarılmadan! Gece gündüz arasında , mekikleri dokuyorum!" diyerek şarkı söylüyorlardı. Karaca ancak ışık açıldığında kendine gelebilmişti.

"Yanmış içinden , söylenmez dile gelmez. Kuyunun dibinde, çalar eski bir şarkı!!"

Karaca silahını kilitleyip yerine koyarken gülüyordu. Tim susup büyük bir alkış başlattığında Karaca'da alkışlamaya başlamıştı.

"Neyi alkışlıyoruz abi? Ne oluyor? Niye camlar kırık?"

Hâlâ hiçbir şey anlamamış olmanın verdiği masumlukla etrafına bakarken Barbaros ona yaklaştı ve arkasına geçip omuzlarını tuttu.

"Abiciğim sen salak mısın? Bugün 3 Mayıs ya hani? Hani senin doğum günün. Bak pasta işte üflesene?"

Jeton yeni düşmüş gibi önce Barbaros'a ardından masadaki diğer üyelere bakmıştı.

BÖRÜWhere stories live. Discover now