⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | Özel Bölüm | 0.3

Start from the beginning
                                    

Duvara yaslandığımda yüzümü yine kendisine çeviren adam inlediğinde son hamleleriyle nefes nefeseydi. Tıpkı benim gibi. İçimden çıktığında beni kucağına aldı ve tam her şey bitti sandığımda sırtımı Amerikan mutfağın tezgâhına yatırdı. Beni öylece bırakıp odalardan birine girdiğinde merakla "Ne yapıyorsun?" diye sormaktan kendimi alamadım. "Nereye gidiyorsun?" Elinde siyah saten bir bez parçasıyla geri dönen adam hiçbir şey söylemeden gözlerimi bağlamaya başladığında "Şaka mı bu?" derken ne yapacağını çok merak ediyordum.

Ellerimle hafifçe bezi aralayıp ne yapacağına baktığımda "Uslu durmayacağını düşünmeliydim." diye mırıldanan adam iç geçirdi ve fikir değiştirerek bez parçasını gözlerimden çözüp bileklerime bağladı. Bir eli bağlı bileklerimi kuş misali rahatlıkla yukarıda sabitlerken ellerimle gözlerimi aralamaya çalıştığım sırada tezgâha getirdiği buz kabından bir buz tanesi çıkarıp önce dudaklarıma, çeneme ve boynuma sürdü, sonra da göğüslerime, etrafına ve göğüs uçlarımın üzerinde gezdirmeye başladı. Son hamlesinde göğüs uçlarımda hissettiğim soğuk elektriklenmeyle sırtım refleks olarak havalandı ve inledim. Ellerimi yukarıda sabitleyem adam ise sakince "Uslu durmayı öğrenmelisin, yaramaz kız." diye fısıldadı. Dudakları kulaklarımda bir fısıltı bırakırken beni ne kadar tahrik ettiğini biliyor muydu acaba? Kalçalarım havalanırken hızlı davranmamam gerektiğini hatırlatır gibi sert ve güçlü bacakları beni engelledi. "Bu kez sabırsızlığını dizginlemeyi öğrenmelisin."

"Bunun bir intikamı olur Valentino... Farkındasın değil mi?"

Sadece sırıtmakla yetinen adam son durağı göbeğimde biten buzu göbek deliğimde bıraktı ve dudakları az önce buzun iz sürdüğü yerlerde sırasıyla gezinmeye başladı. Dudakları dudaklarımda, çenemde gezindikten sonra dili boynumda ve göğüslerimin etrafında arsızca gezinmeye devam etti. Ağzı göğüs uçlarımda açıldığında onları tatlı sert dişlerinin arasında ezmekten çekinmedi. O an yırtıcı bir kurdun dişleri arasında hissediyordum ve acı dolu bir zevkten inliyordum. Elimden gelen yalnızca buydu. "Valentino..." Kesik kesik çıkan sesim inlemelere karıştığında onun da benim gibi bundan zevk aldığını bacaklarımın arasında sertçe büyüyen baskıdan anlayabiliyordum. Zaten anlamamak nasıl mümkün olabilirdi ki?

Tezgâhın üzerindeki kırmızı şarap dolu kadehten bir yudum alan adam dudaklarını yeniden göğüslerimde gezdirirken kırmızı şarap damlaları vücudumda dudaklarının gezdiği her yerde pembe lekeler bırakıyordu. Diliyle pembe lekeleri temizlerken gerildim ve artık dayanamayacak kadar dolmuş taşıyordum. Sırtüstü yattığım tezgâhta yan döndüm nefes almaya çalışarak. Kendime gelmeme müsaade etmeyen adam yan dönen vücudumu bozmadan bağlı bileklerimi yine yukarıda sabitlerken beklenmedik bir anda içime girdiğinde nefesimi tuttum. Eğer nefes alırsam dudaklarımdan büyük bir inilti kopacaktı ve ben de bunu erteleyebildiğim kadar erteledim ancak engel olamadım. Dudaklarımdan daha büyük bir biçimde çıkan inilti üzerimdeki adamın keyifle gülmesine sebep olmuştu. Bense sağ yana sarkmış bacaklarımı adamın sol bacağına sarmış hareket etmeden ona tutunmaya çalışıyordum. Her hareketiyle fırtınalı bir denizin ortasında savrulan bir sandal gibi hissediyordum. Valent'in dudakları sol omzumdan aşağıya doğru inerken kalçalarımı bulmuştu. Dilinin ve dudaklarının vücudumun her zerresini keşfe çıkmasını çaresizce seyrederken hareket edememek, ellerimi kullanamamak beni hem çaresiz hissediyordu hem de kontrolün tamamen üzerimdeki adamda olması beni daha da zevkten kıvrandırıyordu. Nefes almaya çalışarak "Lütfen ellerimi çöz." derken zevkli iniltilerimi yutmaya çalışıyordum ama yapamıyordum.

"Sabırlı ol."

Adamın otoriter ses tonuyla başımı tekrar tezgâha yasladım sakin kalmaya çalışarak. Ellerimle omuzlarını kavramak, tırnaklarımı sırtına geçirmek için yanıp tutuşuyordum ama içimde dolup taşan enerjiyi bir türlü boşaltamamanın verdiği gerilimle alt dudağımı dişledim. Elleri kalçalarımı kavrayan adam içimi tüm varlığıyla doldururken iniltilerim başını arkaya atıp daha da hızlanmasına sebep olmuştu. Nefes almaya çalışırken ihtirası hiç bu kadar derinden hissetmediğimi fark ediyordum. Zevklerimi keşfediyordum ve hiç olmadığı kadar tutkunun esiri olmuştum.

Ellerimi çözdüğünde bana yaşattığı zevkin farkında ve bir o kadar tatmin olmuş görünüyordu. Bense ondan intikamımı alacaktım. Tatlı intikam. Uzandığım tezgâhtan doğrulduğumda dudaklarına uzandım ve karşımdaki adamın ilk anki kadar enerjik ve istekli olduğunu görünce ellerim sırtında tüy hafifliğinde gezinmeye başladı. Onu kısa süreliğine duvara yaslanması için yönlendirdiğimde buzdolabının yanındaki kısa tezgâhtaki çikolata sosunu yaramaz bir çocuk gibi yakaladım ve başını iki yana sallayarak "Sakın." diyen adamı hiç dinlemedim.

"Sana itaat etmezsem ne olur, Don Valentino Riccardo?" Alt dudağımı ısırdığımda intikamımı alacağımı anlayan adam memnun bir tebessümle beni seyrediyordu. Bense uzun boylu adamın omuzlarına yetişebilmek için az önce uzandığım tezgâha oturdum ve bacaklarımı onun kalçalarına sardım. Çikolata sosunu adamın sağ omzundan göğsüne ve göbeğinin üstüne harita çizer gibi sürdükten sonra dudaklarım ve kıvrak bir hamleyle dilim aynı yolları şehvetle gezinmeye başladı. Adamın omzundaki sosu dudaklarımla emerken onun sıklaşan nefes alış verişlerini duydukça cesaretlendim ve önce dudaklarım göğüslerinde devreye girdi, sonra da kıvrılan dilim.

Dilim tam onun göbeğine inerken başını arkaya atan adam "Tatlı intikamın yeni bir intikamı doğuracak, farkındasındır umarım." diyerek ellerimi sertçe kavradı ve beni yeniden cam tezgâha yatırdı. Ellerimi iki yana sabitledi ve dudakları önce kollarımın kenarlarında bir rüzgâr esintisi gibi, sonra boynumda ve göğüslerimde öncekinden daha acımasız bir sertlikle geziniyordu. Zevkten kıvrılan belimle onun oyununu bozdum ve planının dışında aniden birleşmemizi sağladım. İçime, daha derinime süzülmesi için kalçasını kendime bastırdım. Bu kez hazırlıksız yakalanıp inleyen kendisiydi. Oyunun kuralını bozan yaramaz sevgilisine kötü bir bakış attıktan sonra içimdeki hareketleriyle beni kendimden geçirmeye devam etti. Çıkardığı hayvani bir sesle nefes nefese üzerime yığılan adamın ardından yorgunlukla gözlerim kapanmadan önce gördüğüm son şey Valentino'nun kucağında yatağıma uzandığımdı.

...

*

YAZAR NOTU: Hi guyss! 💫 Nasılsınız canım okurlarım? Uzun zamandır Halikarnas'ta Bir Gece'ye bir özel bölüm yazmayı planlıyordum ama 2. Kitabımız Napoli'de Bir Gece'den vakit kalmamıştı. Aslında bu bölüm 950 Bin okunmaya özel olacaktı ama vakit bulamadığım için yetiştiremedim. Öncelikle 980 Bin okunma olduğumuz için hepinize sonsuz teşekkürler etmek istiyorum, sizleri çok seviyorum, iyi ki varsınız! 💞 Bölüm hakkındaki yorumlarınızı buraya alabilirim. Bu bölümü okurken içinizden geçen emojiyi de buraya bırakabilirsiniz. 1 Milyon olmak üzereyiz ve bundan mutluluk duyuyorum! 1 Milyon okunmaya özel de bir bölüm yazmak istiyorum, o yüzden buraya istek sahnelerinizi yazabilirseniz iyi olur. ❤️ Beni aşağıdaki sosyal medya hesaplarından takip edip desteklemeyi tercih ederseniz çok mutlu olurum. Sevgiler, bol kokulu öpçükler! 😘

•••

SOSYAL MEDYA
Wattpad: -BuzlarKralicesi
Instagram: buzlarkralicesioffical
YouTube: Gülay Sena Dündar
Tiktok: @halikarnastabirgece

HİKÂYENİN INSTAGRAM HESAPLARI
@halikarnastabirgece
@lalalsancakofficial
@valentinoriccardoofficial
@lalentinofanclub

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now