KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)

nazarozkan által

2.2M 130K 67.4K

Ahenk; gittiği yeni kolejde yaşadığı olaylar yüzünden, "Acaba bu koleje gelmekle hata mı yaptım?" diye düşüns... Több

Karakterler
1. Bölüm / Karahan Koleji
2. Bölüm / Gözleri, Hâlâ Gözlerimdeydi
3. Bölüm / Yeni Bir Arkadaş
4. Bölüm / Haz Edilmeyen Okul
5. Bölüm / Hay Ağzını Öpeyim
6.BÖLÜM •NEDEN DEĞİL, KİMİN İÇİN•
7.BÖLÜM •KAMERA SORUNSALI•
8.BÖLÜM •NE ZAMAN ANLAYACAKSIN?•
9.BÖLÜM •ARKADAŞ•
10.BÖLÜM •BENİM YANIM•
11.BÖLÜM •MASUM ÖPÜCÜK•
12.BÖLÜM •ÜZÜLMENİ İSTEMİYORUM•
13.BÖLÜM •DEĞİŞEN RİTİMLER•
14.BÖLÜM •ERTELEME•
15.BÖLÜM •BURAY?•
16.BÖLÜM •SANA İHTİYACIM VAR ANNE•
17.BÖLÜM •YOK DAHA NELER!•
18.BÖLÜM •KENDİME KIZIYORUM•
19.BÖLÜM •KALBİNİ KAZANABİLİRİM•
20.BÖLÜM •BİR SENEDİR Mİ?•
21.BÖLÜM •BENİM KIVIRCIĞIMSIN•
22.BÖLÜM •İYİ Kİ BU KOLEJE DÜŞMÜŞÜM•
23.BÖLÜM *GÜN*
24.BÖLÜM *KIZ KAVGASI*
25.BÖLÜM *FARK ETMİYOR*
26.BÖLÜM *PİJAMA PARTİSİ*
KARAKTERLERE SORULAR
27.BÖLÜM *SEVDİĞİM KIZ?*
28.BÖLÜM *KAZA*
29.BÖLÜM *BİZİ BIRAKMADI*
30.BÖLÜM *HATIRLAMIYORUM*
31.BÖLÜM *KÖPEK*
32.BÖLÜM *KORKTUM*
33.BÖLÜM *ZAMANLA*
34.BÖLÜM *SEN BENİM SEVGİLİMSİN*
35.BÖLÜM *AHENK...*
36.BÖLÜM *MAVİLİ*
37.BÖLÜM *ATEŞİN VAR*
38.BÖLÜM *YOK ANASININ GÖZÜ*
39.BÖLÜM *SAPIK MISIN?*
40.BÖLÜM *KAÇIRILMA*
41.BÖLÜM *SENİ KORUYAMIYORUM*
42.BÖLÜM *İZİN VERMEYECEĞİM*
43.BÖLÜM *ÖZLÜYORUM BE MAVİLİ*
44.BÖLÜM *SENİ SEVİYORUM*
45.BÖLÜM *BEN BUNA DAYANAMAM*
46.BÖLÜM *KALBİM ACIYOR*
47.BÖLÜM *PİŞMAN OLACAKSIN*
48.BÖLÜM *KÜÇÜK SARHOŞ*
49.BÖLÜM *TAKINTILI MANYAK*
50.BÖLÜM *NE OLUR GİTME*
51.BÖLÜM *YENİDEN*
52.BÖLÜM *GÜZELİMSİ BİR AKŞAM*
53.BÖLÜM *MAVİLİ'NİN GICIĞI*
54.BÖLÜM *ANNEANNE MAĞDURLARI*
55.BÖLÜM *SADECE BENİM*
56.BÖLÜM *BİZİM*
57.BÖLÜM *YEMEK*
58.BÖLÜM *YİĞİT SORUNSALI*
59.BÖLÜM *SEN ÖYLE SAN*
60.BÖLÜM *ŞEFTALİLER AŞKINA*
61.BÖLÜM *TEŞEKKÜR EDERİM*
KARAKTERLERE SORULAR 2
63.BÖLÜM *O...GİTTİ*
64.BÖLÜM *BENİ BIRAKMA*
65.BÖLÜM *ÖLEYİM Mİ BEN?*
66.BÖLÜM *SÖZ*
67.BÖLÜM *EMİNİM*
68.BÖLÜM *NELER OLUYOR?*
69.BÖLÜM *KABUL*
70.BÖLÜM *YANIMDA KAL*
71.BÖLÜM *BENİ SEVİYORUM*
72.BÖLÜM *"A" HARFİ*
73.BÖLÜM *ÖZLEYECEĞİM*
74.BÖLÜM *ARAMIZA HOŞ GELDİN*
75.BÖLÜM *NEDEN HÂLÂ YANIMDASIN?*
76.BÖLÜM *BELKİ DE BİLEREK*
77.BÖLÜM *ÇİFTE SÜPRİZ*
78.BÖLÜM *MESAJ*
79.BÖLÜM *KARŞILIK*
80.BÖLÜM *AHENK RÜZGÂRLARI*
81.BÖLÜM *PİŞMANIM*
82.BÖLÜM *ÖZLEDİM*
83.BÖLÜM *BENİM YILDIZIM*
84.BÖLÜM *ZAMANI GELDİ*
85.BÖLÜM *YENİ BAŞLANGIÇLAR*
86.BÖLÜM *KENDİNİ SUÇLAMA*
KARAKTERLERE SORULAR 3
🍬BAYRAMA ÖZEL BÖLÜM🍬
87.BÖLÜM *SAKLI GERÇEKLER*
88.BÖLÜM *BİR SUÇUM YOK*
89.BÖLÜM *BEN SÖZÜMÜ TUTARIM*
90.BÖLÜM *YALVARIRIM*
91.BÖLÜM *DAYANAMIYORUM LAN!*
92.BÖLÜM *KIYAMAM Kİ*
93.BÖLÜM *ÇOK EĞLENECEĞİZ*
94.BÖLÜM *SİYAH KAPI*
95.BÖLÜM *ABİ*
96.BÖLÜM *GÜVENİYORUM*
97.BÖLÜM *ANIL ve KISKANÇLIKLARI*
98.BÖLÜM*SINIR*
99.BÖLÜM *KOCAMAN KOCAMAN*
🌸100.BÖLÜM🌸
101.BÖLÜM *PROBLEMLİ ESKİ SEVGİLİ*
102.BÖLÜM *YALNIZ DEĞİLSİN*
103.BÖLÜM *İLK HAMLE*
104.BÖLÜM *ÇOK YAKINDA*
105.BÖLÜM *YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE*
106.BÖLÜM *SENİ BIRAKMAM*
107.BÖLÜM "JUNIOR KARAHAN"
108.BÖLÜM *KARAHAN AİLESİ*
109.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 1)*
110.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 2)*
🌼YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM🌼
111.BÖLÜM *KİM BİLİR?*
112.BÖLÜM *BAŞARDIN*
KARAKTERLERE SORULAR 4
🌼FİNAL🌼
•ÖZEL BÖLÜM•
•ÖZEL BÖLÜM 2•
•ÖZEL BÖLÜM 3•

62.BÖLÜM *İYİ UYKULAR KIVIRCIĞIM*

14.1K 842 412
nazarozkan által

İyi okumalar.✨

Medyada Ahenk🌸

Ahenk'in Ağzından

"Kız kalksana okula geç kalacaksın."

"Anne biraz daha uyuyayım sonra valla kalkacağım."dedim örtüyü kafama çekerek. Örtü bir anda üstümden çekince uyumaya devam ettim.

"Kız kalk. Dün okula gitmediği biliyorum."

Hızla gözlerimi açıp yerimden doğruldum.

"Buray söyledi değil mi?"dedim gözlerimi kısarak.

"Evet ve şimdi kalkıp okula gidiyorsun."diyerek katladığı örtüyü yatağımın üstüne bıraktı. Annem odadan çıkınca somurtarak yatağımdan çıkıp dolabıma doğru ilerledim.

Emre'nin bana süpriz yaptığı günün üstünden iki gün geçmişti. Dün okula gitmeyip Emre'yle bir şeyler yapmıştık. Annemler de dün akşam gelmişti. Ben uyumaya gidince de Buray beni anneme söylemiş. Gösteririm ben sana gününü.

Dolaptan kendime bir pantolon ve siyah tişört çıkarttım. Onları hızlıca üstüme geçirip odadan çıktım. Banyoya gidip işlerimi hallettim ve aynanın karşısına geçtim. Önce dişlerimi fırçaladım, sonra elimi yüzümü yıkadım ve en son da saçlarımı tarayıp örmeye başladım. Evet saçlarımı kendim örebiliyorum. Doğuştan gelen bir yetenek.

"Yalanını yesinler. Sen üç sene boyunca internetten video izleyip saçlarını örmeye çalışmadın mı? Öremeyince de eline makası alıp saçlarını kesmeye çalışmadın mı?"
Sen neden her yerden çıkıyorsun?

Tamam belki öyle olabilir.

İşlerim bitince banyodan çıkıp salona gittim. Buray koltukta oturmuş televizyon izliyordu. Yavaş adımlarla ona doğru gidip arkasında durdum. Kafasına bir tane vurdum. Hızlıca bana dönüp kafasını ovuşturdu.

"Ne vuruyorsun lan kafama?"dedi sinirle.

"Sen neden anneme beni ispikliyorsun?"

"Sen de Almila'yle beni odaya kilitlemeseydin."dedi kaşlarını çatarak. Öyle olmuştu değil mi? Sırıttım.

"Bir daha olsa bir daha yaparım. Pişman değilim."dedim ve mutfağa doğru ilerledim. Bunların arasını en kısa zamanda yapmalıyım.

Mutfağa girdiğimde herkesin kahvaltı ettiğini gördüm.

"Günaydın canım ailem."diyerek Almila'nın ve anneannemin arasına oturdum. Günaydın diyerek bana karşılık verdiler.

"Nasılsın Neriman Sultan?"dedim anneanneme bakarak.

"İyiyim kızım sen nasılsın?"

"İşte öyle sürünüp gidiyoruz."dedim.

"Kızım?"dedi annem. Haydi bakalım Ahenk gazabın mübarek olsun.

"Efendim anneciğim?"

"Okula neden gitmedin?"dedi.

"Şey anneciğim..."

"Ben biliyorum neden gitmediğini, benim haberim vardı. Karışmayın kıza."dedi anneannem. Şaşkınlıkla anneanneme döndüm. Bana gülümseyip tekrar anneme döndü. Anneannem ya.

"Ama anne..."dedi annem.

"Benim haberim vardı dedim ya."

Annem bir bir şey demeden önüne döndü. Buray'da gelip karşımıza oturunca ben de kahvaltımı etmeye başladım.

"Zeynep teyze ben sizden bir şey için izin alabilir miyim?"dedi Almila.

"Tabi kızım. Seni dinliyorum."dedi annem.

"Benim burada bir arkadaşım var. Benim burada olduğumu öğrendi. Bugün buraya gelse sorun olur mu?"

"Kim bu arkadaş?"dedi Buray kaşlarını çatarak. Sana ne?

"Buray?"dedi babam.

"Yani şey ben merak ettim. Evet evet merak ettim." Kesin ondandır. Sen de bu kıza karşı boş değilsin Buray.

"Öyle olsun bakalım."dedi babam.

"Yok kızım ne sorunu. Gelsin tabi arkadaşın."dedi annem.

"Teşekkür ederim."dedi gülümseyerek.

Babam ayağa kalktı.

"Afiyet olsun hepinize ben gidiyorum."dedi. Annem de babamı geçirmek için ayağa kalktı. Onlar mutfaktan çıkınca ben de anneanneme döndüm.

"Neriman Sultan sen mükemmel bir ayrıntısın."dedim yanağını öperek.

"Neden gitmedin okula?"dedi.

"Emre'yle bir şeyler yaptık."dedim.

"Ah şu zamane gençleri yok mu?"dedi anneannem önüne dönerek. Ben de gülümseyip önüme döndüm. Buray'a baktığımda kaşları çatık bir şekilde Almila'ya bakıyordu. Ben de Almila'ya baktım. Elindeki telefonla bir şeyler yapıyordu.

Buray bayağı bayağı bu kızı kıskanıyor. Bir de diyor ki "imi bin bi kizi istimiyirim'. Çarpıl göreceğim ben seni.

Bunları odaya kilitledim ama odada neler olduğunu öğrenemedim. Neyse akşam öğrenirim. Hem bu gelen arkadaş kim acaba? Onu da öğrenirim.

"Bakın kim gelmiş?"

Annemin sesiyle arkama döndüm. Emre'yi görünce gülümsedim. Bana göz kırpıp konuşmaya başladı.

"Herkese günaydın."dedi gülümseyerek. Anneanneme doğru gelip elini öptü. Anneannem gülümsedi.

"Kahvaltı ettin mi oğlum?"dedi annem.

"Evet Zeynep teyze ettim."dedi Emre.

Bir tane zeytin alıp ağzıma attım ve ayağa kalktım.

"Biz gidelim o zaman."dedim.

"Bana bir bardak su verir misin Emre?"dedi anneannem.

"Ben versem?"dedim.

"Hayır."dedi anneannem. Emre gülümseyerek kafasını salladı. Sürahideki suyu bir bardağa doldurup anneanneme uzattı.

"Ben vazgeçtim. Sen bana bir bardak çay ver."dedi anneannem.

"Önünüzdeki çay bardağı size ait değil mi?"dedi Emre.

"Hayır değil."dedi anneannem. Emre derin bir nefes alıp kafasını salladı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Emre bir bardak alıp ocağın üstündeki çaydanlıkları da alıp bardağa çay doldurmaya başladı. Çaydanlıkları ocağın üstüne koyup bardağı eline aldı ve anneannemin önüne koydu.

"Bu çok kapalı olmuş. Biraz daha açık olsun lütfen."dedi anneannem.

"Anneanneciğim okula geç kalıyoruz."dedim. Bana sadece bakış attı. Emre çay bardağını eline alıp kendisi içti. Hem de bir dikişte. Ay yandı çocuk. Hepimiz şaşkınlıkla Emre'ye baktık. Ama o sadece gülümsedi. Tekrar gidip yeni bir bardağa çay doldurdu ve anneannemin önüne koydu.

"Teşekkür ederim, şimdi gidebilirsiniz."dedi anneannem. Ben hala şaşkınlıkla Emre'ye bakarken o gelip kolumdan tuttu ve mutfaktan çıkarttı.

"Emre durur musun? Ağzın yanmadı mı senin?"dedim.

"Ben banyoya gidiyorum."dedi ve hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı. Ben de gülerek arkasından kendi odama gittim ve çantamı hazırladım. Odadan çıkınca Emre'nin de banyodan çıktığını gördüm.

"İyi misin?"dedim.

"Galiba bir süre tat alamayacağım."dedi önden yürüyerek. Ben de arkasına takıldım.

"Anne biz gidiyoruz."dedim mutfağa doğru bağırarak.

"Dikkat edin."dedi annem.

Kapının önden duran spor ayakkabılarımızı giyip evden çıktık.

Asansöre doğru ilerlerken aklıma gelen şeyle durup çantamın yan cebine koyduğum meyve suyunu aldım. İki gün önce alıp koymuştum, kalmış.

"Emre?"

"Efendim?"dedi bana bakarak. Meyve suyunu ona uzattım. Gülerek elimden aldı ve beni de kendisine çekip kolunu omzuma attı.

"Kıyamaz da bana."dedi. Sadece gülümsedim. Kıyamam tabi. Asansör kapıları açılınca bindik. Ben zemin kata basarken Emre'de meyve suyunu açıyordu.

"Ahenk?"

Emre'nin bana seslenmesiyle ona baktım.

"Efendim?"

"İster misin?"dedi meyve suyunu bana uzatarak.

"Olur."dedim ona yaklaşarak. Meyve suyunu içecekken bir anda geri çekip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Geri çekilip sırıttı.

"Meyve suyumu paylaşmayı sevmem."diyerek meyve suyunu içmeye başladı. Koluna vurup önüme döndüm. Asansör durunca inip önden yürümeye başladım.

"Ahenk beklesene."dedi Emre arkamdan. Durup onu bekledim. Yanıma gelip kolunu omzuma attı ve meyve suyunu bana uzattı.

"Al hadi."dedi. Gülümseyerek elinden alıp içmeye başladım. Apartmandan çıkıp Emre'nin arabasına doğru ilerledik.

Emre kapıları açınca elimdeki çöpü arabanın yanındaki çöp kutusuna atıp arabaya bindim. Emre'de arabaya binince aklıma çok güzel bir şey geldi. Emre arabayı çalıştıracakken engel oldum.

"Emre bak aklıma ne geldi. Hadi lades oynayalım."dedim. Kaşlarını çatarak bir süre düşündü.

"Böyle kemikle oynanmıyor muydu bu?"dedi.

"Evet ama serçe parmağımı sana uzatırsam ve sen de parmağımı tutarsan yine olur."dedim.

"Tamam."dedi. Serçe parmağımı ona doğru uzattım. Sırıtarak parmağımı tuttu.

"Nesine?"dedim.

"Sana bir sürü lahmacun alırım."dedi.

"Çok basit o. Onu ben de kendime alırım. Başka bir şey söyle."dedim.

"Tamam. Eğer sen kazanırsan bir gün boyunca her istediğini yaparım."

"Tamam ama eğer sen kazanırsan ben de senin her istediğini yaparım."dedim. Kafasını salladı.

"Ladesim lades olsun mu?"

"Olsun."dedi gülerek ve arabayı çalıştırdı. Ben de önüme dönüp yolu izlemeye başladım. Bence güzel olacak. Hiç bir şekilde unutmamam lazım. Unutursam kaybederim.

Kısa bir süre sonra okula gelince Emre arabayı durdurdu. Arabadan inip Emre'yi bekledim. O gelene kadar eğilip ayakkabımın bağcığını çözdüm. Emre yanıma gelince konuşmaya başladım.

"Emre çantamı tutar mısın, bağcığım çözülmüş de."dedim. Elini bana doğru uzatınca çantamı ona verdim. Lütfen unutmuş ol.

"Aklımda Ahenk."dedi. Somurtarak bağcıklarımı bağladım. Çantamı bana uzatınca elinden alıp önden yürümeye başladım.

"Aklımda."diyerek bağırdım. Emre yanımda yürümeye başlayınca birlikte okula girdik be sınıfımızın bulunduğu kata çıktık.

Ben önde Emre arkada sınıfa girdik. Ece ve Can tartışıyordu. Kaşlarımı çatarak onlara doğru ilerledim.

"Can, lütfen."dedi Ece.

"Neden kavga ediyorsunuz?"dedim. Benim sesimle bakışları bana döndü.

"Kanka, Kıvırcığım beyzbol sopasıyla bir daha dans kursuna girmememi istiyor. Ondan tartışıyoruz."dedi Can. Göz devirip sırama doğru ilerledim. Ben de ciddi bir şey var sandım. Sırama oturunca aklıma bir şey geldi. Ben bunu yapmış olamam değil mi? Telefonumu evde unuttum.

Emre gelip yanıma oturunca ona döndüm.

"Telefonumu evde unuttum."dedim üzgünce.

"Ama ben unutmadım."dedi ve cebinden telefonunu çıkarttı.

"Ama istersen sana verebilirim."

"Valla hayır demem."diyerek elimi ona uzattım. O da telefonu bana uzatınca elinden aldım ve önüme döndüm.

"Aklımda sevgilim."diyerek gülümsedim.

"Aklını sevsinler."dedi kolunu omzuma atarak. Emre'nin telefonunu açıp şifresini girdim. İndirdiğim oyunlardan birini oynayacaktım ama oyunları bulamadım.

"Emre oyunları sildin mi?"dedim ona bakarak.

"Hayır silmedim, telefonumu değiştirdim."dedi.

"Neden?"

"Çünkü fazla yüklendin telefonuma ve telefon çöktü."dedi.

"Beni neden suçluyorsun? Ben ne yaptım?"

"Ahenk o 14 oyunu da silmedim ve sen hepsini oynadın. Sence?"dedi gülerek.

"Ee ne olacak şimdi? Sana yeni bir telefon mu almalıyım?"dedim şaşkınlıkla.

"Sen yanımda ol yeter bana."dedi yanağımı öperek.

"Şu anlık bir yere gitmeye niyetim yok."dedim gülerek. O da gülümsedi. Elimdeki telefonu kapatıp Emre'ye uzattım.

"Aklımda."diyerek elimden aldı. Tam bir şey diyecekken kapı açıldı ve içeriye Anıl ve Dolunay girdi.

"Günaydın."diyerek önümüzdeki sıraya oturdular. Günaydın diyerek karşılık verdik. Ece ve Can'a baktığımda hâlâ tartıştıklarını gördüm.

"Ece, Can artık bir son mu verseniz?"dedim gülerek.

"O konu kapandı şimdi başka bir konu hakkında tartışıyoruz."dedi Can gülerek.

Ece yerinden kalkıp bizim yanımıza geldi.

"Ne oluyor?"dedi Dolunay.

"Önemli bir şey değil ya."dedi Ece benim yanıma oturarak.

"Kıvırcığım biz burada konuşuyorduk neden gittin şimdi?"dedi Can'da ayağa kalkıp yanımıza gelerek.

"Can akşam size gelmediğim hakkında neden tartışıyoruz biz acaba?"dedi Ece.

"Ama gelmeni çok istiyordum."dedi Can.

"Saat on birde arayıp gelmemi neden o kadar çok istedin?"dedi Ece gülerek.

"Çünkü özledim."dedi Can.

Gülerek önüme döndüm.

"Anılaşkım yine bizi şaşırtmayacak şekilde sessizsin."dedi Can.

"Sen de bizi şaşırtmayacak şekilde çok konuşuyorsun."dedi Anıl gülerek.

"Aman Tanrım didim. Anılaşkım bana cevap verdi."dedi Can. Anıl bir şey demeden Dolunay'a döndü. Hocanın içeriye girmesiyle herkes yerlerine geçti biz de ayağa kalktık. Ders matematikti.

"Günaydın."dedi hoca elindeki kağıtları masanın üstüne koyarak.

"Günaydın."dedik.

"Yerlerinize oturun ve masanın üstündede ne varsa hepsini kaldırın quiz yapacağım."dedi hoca. Sınıftakiler hemen itiraz etmeye başladı. Sanki çok işe yarayacak ya. Somurtarak yerime oturdum.

Çantamdan kalem kutumu çıkartırken bir yandan da homurdanıyordum.

"Ama ben hiçbir şey bilmiyorum, çalışırdım evde."dedim.

"Zaten genelde quizler habersiz yapılır."dedi Emre gülerek.

"Emre bana yardım eder misin?"dedim ona bakarak.

"Bir düşüneyim...hayır."dedi ve önüne döndü. Ben de gözlerimi kısarak önüme döndüm. Hoca kağıtları dağıtırken konuştu.

"Kağıdını alan sussun ve ne sağına ne de soluna baksın. Kağıdı alır sıfırı yapıştırırım."dedi hoca.

Hoca tüm kağıtları dağıtınca yoklama almak için masaya doğru ilerledi. Kağıttaki sorulara üstün körü bir baktım.

Yapabildiklerimi yaptım ama üç tane sorum boş kaldı. Yaklaşık on dakikamız kalmış olmalıydı. Emre'nin kağıdına baktığımda boş olduğunu gördüm. Emre'ye baktığımda gülüyordu.

"Neden soruları çözmüyorsun?"dedim fısıldayarak.

"Sen niye çözmüyorsun?"dedi gülerek. Bir şey demeden önüme döndüm. O kalan soruları da çözmem gerekti.

Biraz daha uğraşınca kalan üç soru sayısını ikiye indirdim. Kafamı çevirip tekrar Emre'nin kağıdına baktım ve ön sayfanın dolu olduğunu gördüm.

"Bitti mi?"dedim şaşkınlıkla.

Kafasını salladı. Ben bir soruyla uğraşırken o on soruyu da çözmüştü.

"Son 3 dakikanız kaldı."dedi hoca. O kalan iki soruyu yapamadığım için kalemimi masanın üstüne koydum ve zilin çalmasını bekledim. Emre kağıdımı alıp bir şeyler yapmaya başladı. Kaşlarım çatarak ona baktım. Kağıdı tekrar önüme koyunca ne yaptığına baktım. Soruların cevap yolunu yazmıştı. Elime kalemimi alıp cevapların devamlarını yazdım. Zil çalınca hoca konuşmaya başladı.

"Kağıtları arkadan öne doğru verin."dedi. Biz en arkada olduğumuz için kağıtları önde oturan Anıl ve Dolunay'a verdik.

Tüm kağıtlar toplanınca hoca sınıftan çıktı.

"Oğlum o sorular neydi lan? Ben son soruyu salladım."dedi Can yanımıza gelerek. Onun bu haline güldük.

"Kantine gidelim mi?"dedi Dolunay. Hepimiz kabul edince ayağa kalkıp sınıftan çıktık. Emre'yle birlikte onların arkasından gidiyorduk.

"Emre?"dedim ona bakarak.

"Efendim?"dedi o da bana bakarak.

"Teşekkür ederim."dedim gülümseyerek.

"Seni biraz çalışıtırsak hiç fena olmaz."dedi.

"Valla bence de fena olmaz."dedim gülerek.

Kantine gelince boş bir masaya doğru ilerledik.

"Ben bir şeyler almaya gidiyorum. Bir şey ister misiniz? İsterseniz kalkın kendinize alın."diyerek yanımızdan uzaklaştı Can.

"Şu çocuk bir gün normal olsa şaşarım."dedi Anıl gülerek. Bu söylediğine biz de güldük.

"Anıl yarın şirkette toplantı var gidecek misin?"dedi Emre, Anıl'a bakarak. Onlar muhabbet ederek ben de kızlara döndüm. Ece biraz düşünceli görünüyordu.

"Ece bir sorun mu var?"dedim. Dolunay'da benim sesimle Ece'ye baktı.

"Aslında bir sorun var. Ama nasıl söylesem bilemiyorum."dedi. Anında kaşlarım çatıldı.

"Ece bak ben endişelenmeye başlıyorum."dedi Dolunay. Ece telefonundan bir şeyler yapıp ekranı bize çevirdi. Gizli numaradan gelen bir mesajdı.

'Çok az kaldı Ece.'yazıyordu mesajda.

"Can'a söylemedim ama gönderen kişi büyük ihtimalle Yiğit."dedi Ece.

" 'Çok az kaldı Ece' ne demek?"dedi Dolunay kaşlarını çatarak.

"Bilmiyorum ama Can'a da söyleyemiyorum. Başına yine bir şey gelsin istemiyorum."dedi Ece üzgünce. Can gelince hemen toparlandık.

Bu Yiğit denen çocuktan kurtulmak sandığımdan da zor olacak anlaşılan. Can'a söylememesi doğru mu, yanlış mı bilmiyorum.

"Ahenk bir sorun mu var?"dedi Emre.

"Hayır yok."dedim gülümseyerek. Kafasını sallayıp önüne döndü.

"Kanka al bunu sana aldım."dedi Can elindeki çikolatayı bana uzatarak. Teşekkür edip elinden aldım. Sırıtarak Emre'ye döndüm.

"Emre al."diyerek çikolatayı ona uzattım. Gülümseyerek elimden aldı ve paketi açmaya başladı.

"Lades."dedim bağırarak masadakiler anlamayarak bana bakmaya başladılar. Emre'de homurdanıyordu.

"Ne olduğunu sormayacağım."dedi Can.

"Kanka biz lades oynuyorduk da ben kazandım."dedim. Benim bu halime gülüp tekrar önlerine döndüler.

"Kaybettiğime inanamıyorum."dedi Emre homurdanarak. Gülerek önüme döndüm. Acaba Emre'ye ne yaptırsam? Bir gün boyunca her istediğimi yapacak. Kazandığıma hiç bu kadar sevinmemiştim.

Biraz daha oturunca zil çaldı.

"Benim daha iki tane çikolatam kaldı."dedi Can üzgünce.

"Lan sekiz tane yedin."dedi Anıl ayağa kalkarak.

"Olabilir."dedi Can'da.

Biz de ayağa kalkınca kantinin çıkışına doğru ilerledik. Ece hala düşünceliydi. Onun yanına gittim.

"Ece istersen Can'a anlat."dedim sadece onun duyabileceği bir ses tonuyla.

"Bilmiyorum Ahenk."dedi bana bakarak.

Gülümseyerek koluna dokundum.

"Umarım verdiğin kararlar yanlış olmaz."dedim ve Emre'nin yanına gittim.

Sınıfımızın olduğu kata gelince hepimiz sırayla sınıfa girip yerlerimize oturduk.

Kısa bir süre sonra öğretmenler zili çaldı ve içeriye matematik hocası girdi.

"Hocam notları okusanız olur mu?"dedi bir tane kız. Hoca biraz düşündü.

"Aslında konularda ilerdeyiz, olabilir."dedi hoca.

Ne güzel ders işlemeyeceğiz.

"Tamam o zaman ilk önce Can'ın kağıdını okuyayım."dedi hoca.

"Durun çok heyecanlandım."dedi Can.

Hoca kağıdı kontrol etmeye başladı. Birkaç dakika sonra işi bitti ve Can'a baktı.

"90 aldın Can, sondaki soruyu bayağı sallamışsın."dedi hoca gülerek.

"Valla salladım hocam."dedi Can.

"Dolunay senin kağıdını okuyorum."dedi hoca. Kağıdı kontrol etmeye başladı.

"Son soruda çok küçük bir eksiklik var, 97 aldın."dedi hoca.

"Hocam cevap 80 olacaktı değil mi?"dedi Dolunay.

"Evet. Şimdi Ahenk senin kağıdına bakıyorum."dedi hoca kağıdı kontrol ederken. Ay heyecanlandım.

Hoca işini bitirince bana baktı.

"Aferin Ahenk 96."dedi hoca. Sadece gülümsedim. Sevinç dansımı sonra yaparım.

"Kağıtların hepsini okuyup sonra notlarınızı söylerim. Şimdi sessizce istediğinizi yapabilirsiniz."dedi hoca. Emre'ye döndüm hemen.

"Annem bu nota çok sevinecek."dedim gülerek. Benim bu halime güldü. Dersin sonuna kadar bir şeylerle uğraştık.

"Hepsini okudum. Notlarınızı söylüyorum."dedi hoca. Herkes yaptığı işi bırakıp hocayı dinlemeye başladı.

"Ahmet 78, Aylin 94, Ece 97, Anıl 100, Derya 87, Nil 65, Hakan 56, Hande 91...ve en son da Emre 100."dedi hoca ve zil çaldı. Hoca sınıftan çıktıktan sonra Can ve Ece yanımıza geldiler.

Okulun bitiş zili çalınca hepimiz toparlanıp sınıftan çıktık. Ece hala çok düşünceliydi ve mesajı Can'a göstermişti. Can daha önce göstermediği için Ece'ye kızmıştı sonra Anıl ve Emre'de, Ece'ye kızdığı için Can'a kızmışlardı. Can'da gidip Ece'den özür dilemişti ve iş tatlıya bağlanmıştı.

Okuldan çıkınca Dolunay, Ece ve Can, Anıl'ın arabasına doğru ilerlediler. Onlara el sallayıp ben de Emre'nin arabasına doğru ilerledim. Emre'yle birlikte arabaya binince Emre hiç vakit kaybetmeden arabayı çalıştırdı.

"Kaybettin Emre ama ben bu hakkımı yarın kullanmak istemiyorum." dedim.

"Neden?"dedi bana bakarak.

"Çünkü yarın okul var ve günümüzün çoğunu okulda geçiriyoruz. Okulda sana yaptıracağım pek bir şey de yok. Bu yüzden ben de bu hakkımı hafta sonu kullanmak istiyorum."dedim.

"Yapacak bir şey yok."dedi Emre gülerek. Ben de önüme dönüp eve gelene kadar yolu izledim.

Kısa bir süre sonra evime gelince Emre'ye döndüm.

"Teşekkür ederim, yarın görüşürüz."dedim. Bana yaklaşıp gülümsedi.

"Rica ederim, yarın görüşürüz."dedi ve yanağımı öpüp geri çekildi. Ben de onun yanağını öpüp geri çekildim ve arabadan indim. Ona el sallayıp apartmana doğru ilerledim. O buradan uzaklaşınca ben de apartmana girdim. Asansöre doğru ilerledim. Kapıyı açıp asansöre bindim ve 8.katın düğmesine bastım. Almila'nın arkadaşı gelecekti değil mi? Acaba gelmiş midir?

Asansör durunca inip kapıya doğru ilerledim. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapıyı annem açınca gülümseyerek içeriye girdim.

"Hoş geldin kızım."dedi annem.

"Hoş bulduk anneciğim."dedim ayakkabılarımı çıkartırken. Yabancı bir ayakkabı görünce Almila'nın arkadaşının gelmiş olduğu anladım ama ayakkabının diğer teki yoktu. Anlamayarak annemin arkasından salona gittim. Koltukta oturan kişiyi görünce şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Bu mu yani Almila'nın arkadaşı?

Asi kafasını bana doğru çevirip beni görünce yüzünü buruşturdu.

"Yok artık."dedik ikimiz de aynı anda.

Ece'nin Ağzından

"Tamam Ece artık gidebilirsiniz."dedi Suat hoca. Derin bir nefes alıp Suat hocaya kaşları çatık bir şekilde bakan Can'a doğru ilerlemeye başladım.

"Hadi Can artık gidelim."dedim.

"Tamam sen git ben arkandan geliyorum."dedi Can. Göz devirip soyunma odasına gittim ve üstümdeki dans için giydiğim eşofman takımını çıkartıp normal kıyafetlerimi giydim. Duvarda asılı duran saate baktım. Saat on bire geliyordu ve biz hala buradaydık. Neden? Çünkü Can sürekli dans etmemize engel oldu ve hoca da bizi bu saate kadar burada tuttu. İşim bitince banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım. Dolabımdan el havlumu alıp yüzümü kuruttum. Eşyalarımı dolabıma koyup odadan çıktım. Can kapının önünde beni bekliyordu.

"Hadi gidelim."dedim. Gülerek elimden tuttu.

Birlikte kapıya doğru ilerledik.

"Bugün senin için beyzbol sopamı getirmedim, ne güzel kafasına kafasına vuracaktım."dedi Can. Onun bu haline güldüm.

Dans kursundan çıkınca kaldırımda yürümeye başladık. Dükkanlar kapanmıştı ve yolları sadece sokak lambaları aydınlatıyordu. Can'a biraz daha yaklaşıp elimi elinin arasından çekip koluna sarıldım.

"Kıvırcığım korkma. Ben senin yanındayken kimse sana bir şey yapamaz."dedi Can. Gülümsedim. Doğru söylüyordu. Onun yanındayken kimse bana zarar veremezdi. Can durunca ben de durdum

"Ece şu ara sokaktan gidelim mi? Eve daha çabuk varırız."dedi sol tarafımızdaki ara sokağı göstererek. Karanlık sokağa baktım sonra da normal yola baktım. Normal yol karanlık değildi ama uzundu.

"Olur."dedim. Birlikte ara sokağa girdik. Çok karanlık olmasa da korkutucuydu. Ara sokakta biraz daha ilerleyince sola saptık. İleride bir silüet görünce adımlarımı durdurdum. Benim durmamla Can'da durdu.

"Kıvırcığım ne oldu?"dedi Can.

"Orda biri var."dedim fısıldayarak.

"Hani nerde?"dedi.

"Bak orda."dedim elimle karşıyı göstererek. Silüt hareket etmeye başlayınca ben daha da korkmaya başlamıştım. Bize doğru geliyordu. Can'a baktığımda kaşlarını çatmış karşıya baktığına gördüm. Tekrar bakışlarımı silüte çevirdim. Bize çok yaklaşmıştı ve artık yüzü görünüyordu, bu Yiğit'ti.

"Ne işin var lan senin burda?"dedi Can hafif sesini yükselterek. Yiğit, Can'ın karşısında durup sırıttı.

"Asıl sizin bu saate bu sokakta ne işiniz var? A ben söyleyeyim. Suat sizi bu saate kadar tuttu ve siz de eve daha çabuk varabilmek için bu yolu tercih ettiniz. Ama çok yanlış bir tercih oldu bu."dedi ve bana baktı.

"Bence dans hocanı değiştir Ece. Sizi para karşılığı bu saate kadar tutması çok yanlış."dedi.

"Yiğit bas git burdan."dedi Can dişlerini arasından.

"Gideceğim..."dedi ve yine bana baktı "ama yalnız değil."

Can, Yiğit'i itip kolumdan tuttu ve ilerlemeye başladı. Yiğit tekrar önümüze geçip gitmemize engel oldu.

"Benim daha işim bitmedi."diyerek elindeki iğneyi alıp Can'ın boynuna batırdı. Şaşkınlıkla gözlerim kocam oldu. Can, Yiğit'i itip elini boynuna götürdü.

"Ne yaptın lan bana?"dedi sinirle.

"Sadece dokuz saat boyunca aralıksız uyuman için sana iyilik yaptım."dedi elindeki iğneye bakarak.

"Can?"dedim şaşkınlıkla. Geriye doğru bir adım sendeledi.

"Ece git burdan."diyerek bir anda yere düştü.

"Can?"dedim bağırarak. Tam ona doğru gidecekken Yiğit kolumdan tuttu.

"Yiğit bırak beni, lütfen."dedim bağırarak. Kolumu çekmeye çalıştım ama o sadece gülüyordu.

"Ya bırak beni, hastasın sen hasta, bırak beni."dedim bağırarak.

"O, dokuz saat uyuyacak ama sen bir gün boyunca uyuyacaksın."diyerek cebinden çıkarttığı mendili burnuma bastırdı. Ne kadar dirensem de gözlerim kendiliğinden kapanmaya başlamıştı.

Son duyduğum ses "İyi uykular Kıvırcığım."oldu.

•instagram;
•  nazozkan_
•_justreaders_

Olvasás folytatása

You'll Also Like

Eftalya esmaa által

Ifjúsági irodalom

386K 18.6K 23
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
1.1K 133 9
Kitap bize ait değildir. Halit Ertuğrul'un KENDİNİ ARAYAN KADIN isimli kitabını hiçbir ekeleme / çıkarma yapmadan yazarından izin alarak yayınlamakt...
1M 40.2K 48
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
Çilek Kız Lara által

Ifjúsági irodalom

625K 42.4K 43
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...