Hırçın Ve Öfkeli Ela Gözler

By sibelccilek

1.4M 53.1K 2.2K

#14 #Genelkurgu 4 Haziran 2017 Kumarda Haşim Bey'e karşı kaybeden Resul, üvey kızını teklif etmişti. Ancak bu... More

Birinci Bölüm
İkinci Bölüm
Üçüncü Bölüm
Dördüncü Bölüm
Beşinci Bölüm
Altıncı Bölüm
Yedinci Bölüm
Sekizinci Bölüm
Dokuzuncu Bölüm
Onuncu Bölüm
On Birinci Bölüm
On İkinci Bölüm
On Üçüncü Bölüm
On Dördüncü Bölüm
On Beşinci Bölüm
On Altıncı Bölüm
On Yedinci Bölüm
On Sekizinci Bölüm
On Dokuzuncu Bölüm
Yirminci Bölüm
Yirmi Birinci Bölüm
Yirmi İkinci Bölüm
Yirmi Üçüncü Bölüm
Yirmi Dördüncü Bölüm
Yirmi Beşinci Bölüm
Yirmi Altıncı Bölüm
Yirmi Yedinci Bölüm
Yirmi Sekizinci Bölüm
Yirmi Dokuzuncu Bölüm
Otuzuncu Bölüm
Otuz Birinci Bölüm
Otuz İkinci Bölüm
Otuz Üçüncü Bölüm
Otuz Dördüncü Bölüm
Otuz Beşinci Bölüm
Otuz Altıncı Bölüm
Otuz Yedinci Bölüm
Otuz Sekizinci Bölüm
Otuz Dokuzuncu Bölüm
Kırkıncı Bölüm
Kırk Birinci Bölüm
Kırk İkinci Bölüm
Kırk Üçüncü Bölüm
Kırk Dördüncü Bölüm
Kırk Beşinci Bölüm
Kırk Altıncı Bölüm
Fragman
Kırk Yedinci Bölüm
Fragman
Kırk Sekizinci Bölüm
Kırk Dokuzuncu Bölüm
Ellinci Bölüm
Elli Birinci Bölüm
Elli İkinci Bölüm
Elli Üçüncü Bölüm
Elli Dördüncü Bölüm
Elli Beşinci Bölüm
Elli Altıncı Bölüm
Elli Yedinci Bölüm
Elli Sekizinci Bölüm
Elli Dokuzuncu Bölüm
Altmışıncı Bölüm
Altmış İkinci Bölüm
Altmış Üçüncü Bölüm
Altmış Dördüncü Bölüm
Altmış Beşinci Bölüm
Altmış Altıncı Bölüm
Altmış Yedinci Bölüm
Altmış Sekizinci Bölüm
Altmış Dokuzuncu Bölüm
Yetmişinci Bölüm
Yetmiş Birinci Bölüm
Yetmiş İkinci Bölüm
Yetmiş Üçüncü Bölüm
Yetmiş Dördüncü Bölüm
Yetmiş Beşinci Bölüm
DUYURU
Yetmiş Altıncı Bölüm
Yetmiş Yedinci Bölüm

Altmış Birinci Bölüm

14.6K 603 33
By sibelccilek

Baran ve Serkan konağın önüne yaklaşırken tanıdık olmayan bir araba gördüler. Arabayla durduktan hemen sonra Baran kapıyı açıp aşağıya indi ve onlara doğru gelen adama baktı ifadesizce. "Sanırım bizi takip ediyorsun," dedi daha sonra ciddi bir ses tonuyla.

"Öyle de denilebilir." Genç adam gayet açık bir şekilde cevapladı bu soğuk sesi.

"Umarım tahmin ettiğim nedenlerden dolayı burada değilsindir."

Genç adam rahatlıkla kollarını kucağında birleştirdi ve Baran'ın yanında duran Serkan'a baktı sakin bakışlarla. "Tam da tahmin ettiğin nedenlerden dolayı buradayım."

Baran bu cevaba karşılık olarak gözlerini kıstı. Yeşil gözleri koyulaşmıştı. "Soner Giderok, Giderok Şirketin sahibi, Ahmet Başaran'ın yakın arkadaşı Zeliha için burada olduğunu söylüyor. Bu rahatlığının nedenini sorabilir miyim?"

Soner, Baran'ın sözleriyle ciddileşti. Kısılmış gözleri ona fazla rahat olmamasını fısıldıyordu. Şu anda Mardin'deydi ve az çok bu konularda bakış açısının ne yönde olduğunun farkındaydı. "Niyetimin ciddi olduğundan emin olabilirsiniz."

"Seninle de, niyetinle de ilgilenmiyorum. En yakın zamanda buradan yok ol, yoksa başına dert alacaksın."

"Başıma dert almayı göze alıyorum."

Baran, Soner'in cesareti ve kararlılığı karşısında bir an durakladı. Bu adam gerçekten kafasına koyduğu şeyi yapıyordu. Sadece Urfa'ya düğüne gelmekle kalmayıp şimdi de Mardin'e gelmişti. Her ne kadar onun hakkında bazı şüpheleri olsa da gözlerinde gördüğü farklı bir ışıltı ona başka bir şeyler ifade ediyordu. Ama yine de bulundukları durumları gereği içindeki kızgınlığı ifade etmeden edemiyordu. Zeliş onun için özeldi. Ve Baran bu tip adamları az çok tanırdı. İlk önce etkilenirler peşinden koşarlar sonra da bir iki hafta sonunda sıkılıp bırakırlardı. Zeliş'in de o kızlardan bir tanesi olmasına tahammül edemezdi Baran.

"Peki o zaman sonuçlarına da katlanırsın."

"Baran- Soner direk ismiyle hitap etti- ben duygularımda samimiyim. Bulunduğumuz ortamlardan dolayı ona yeterince açılamadım. Bu konuda yardımcı olursan sonuçlarının güzel olacağından emin olabilirsin."

"Bir dakika, bizim Zeliş'ten mi bahsediyoruz? Baran?" Serkan konuşmaları ciddiyetle dinlerken sonunda konuşmayı böldü ve Soner'e doğru bir adım attı. Bu konulardaki hassasiyeti belli oluyordu.

"Lütfen, siz hiç bir kızı sevmediniz mi? Benim durumumu düşünemiyor musunuz? Biraz adil olun. Niyetimin ciddi olduğunu söylemiştim."

"Buralarda öyle elini kolunu sallayarak bir kızı sevdiğini söyleyemezsin İstanbul'lu. Eğer seviyorsan kızı gider edebinle istersin ailenle... Ama ondan önce Zeliş'in yanında seni görürsem ölümlerden ölüm beğen!" Serkan, Mardin'de yetişmiş olmanın katılığıyla konuştu sertçe. Karşısında duran adama her an saldırabilir bir hali vardı.

Baran ortamı yatıştırmaya çalıştı ama Serkan'a katılıyordu. Eğer Soner'in ciddi bir niyeti varsa ki Zeliş'in bu konuda ne düşündüğü çok önemliydi, o zaman kızı Cahit Amca'dan istemesi gerekiyordu.

"Soner Giderok, bizden tam olarak ne istediğini anlamış değilim. Mardin'e neden geldin?" diye sordu Baran. Kapıda duran korumaların tetikte beklediklerinin farkındaydı ama oluşan durumda hiçbir tehlike yoktu. Soner gayet medeni bir şekilde onlarla konuşmaya çalışıyordu.

"Zeliha'yla bir kez olsun düzgünce konuşabilmek. Eğer onun da duygularını öğrenebilirsem yönümü o şekilde belirleyeceğim."

"Yani onunla evlenmeyi düşünüyorsun?"

Soner kararlı bir şekilde gülümsedi. Bir kızla görüşebilmek için bu kadar dil döktüğünü daha önce hatırlamıyordu. Zeliha'yla birlikte birçok ilkleri tatmaya başlamıştı. Bu garip bir duyguydu. Kolayca ulaşamadığı bir kıza aşık olmuş olması çok garipti. Zoru seviyordu...

"Düşünmüyorum, istiyorum."

Baran bu cevaptan sonra Serkan'a baktı düşünceli bir ifadeyle. Serkan da kararsız görünüyordu. Baran tekrar Soner'e çevirdi bakışlarını. "İstanbul'dan gelen arkadaşıma konağında bir akşam yemeğine kabul edersin umarım Serkan."

Soner zaferle gülümsedi. İkna gücünü kullanarak bu inatçı ciddi iki adamı kendi tarafına çekmişti. Baran'ın söylediğine göre konağa akşam yemeğine onun arkadaşı rolünde gidecekti. Aynı düğünde olduğu gibi. Kalbindeki hızlı vuruşlar Zeliş'i tekrar görebilmenin sevincini haykırıyordu. Yol boyunca sadece onu hayal etmiş, menekşe gözlerinin güzel ışıltısına tekrar dalabilmeyi arzulamıştı.

Konağın kapısı açılır açılmaz içeriye doğru ilerlediler. Konağın yapısı gösterişliydi. Karşılarına çıkan geniş avlu yerdeki desenlerle ben burdayım diyordu. Soner heyecanla etrafını incelerken gözlerine karşıdan korkuluklara yaslanmış bir şekilde onlara bakan iki kız çarptı. Mağazada gördüğü o iki kız... İlk gördüğünden beri aklından çıkmayan güzeller güzeli menekşe gözlü genç kız...

Zeliş, gözlerinin ona yanıltıcı bir şaka düzenlediğini düşünüyordu. Genç adamın onlara doğru attığı her adımda gözleri büyüyor, şaşkınlığı artıyordu. Onun burada, Baranlar'la birlikte ne işi vardı? Allah'ım lütfen yanlış görüyor olsun! Lütfen... Soner'in deli cesaretini biliyordu, az çok düğüne hiç haber vermeden gelmesinden anlamıştı ama bu kadar ileriye gideceğini hiç tahmin edemezdi.

"Zeliş, bu adam gerçekten deli olmalı. Hem de sadece sana deli olmalı..." Leyla'nın kıkırdayarak söylediği bu sözler Zeliha'nın beyninde yankılanıyordu. Deli adam... Ona avluda tutkuyla bakan deli adam...

"Mardin'e de gelmiş Leyla! Peşinden gelirim diyordu ama inanmamıştım." Artık Soner'in yaparım dediği her şeye inanacak duruma gelmişti. Genç adamın hiçbir sözünde palavra yoktu. Aklına koyduğu her şeyi yapabilecek bir cesarete sahipti. Nedense bu Zeliş'i çok etkilemişti. Parıldayan gözlerle merdivenlerden çıkan üçlüyü takip etti.

"Benim anlamadığım Baran'ın nasıl onu buraya getirmiş? Soner'den pek hoşlandığını düşünmüyordum." Leyla hayretler içerisinde bakıyordu kocasına. Her zaman için onu şaşırtmayı başarıyordu.

"Ben de anlamış değilim, " dedi ve merdiven başına doğru ilerlemeye başladı. Evin erkeklerin gelmesiyle Afife yenge ve Alagül de ayağa kalkmıştı oturdukları yerden. Afife yenge eve gelen misafiri hoş bir gülümsemeyle karşıladı hemen. "Hoşgeldiniz..." dedi öncellikle ve Baran'ın onları tanıştırmasını bekledi.

"İstanbul'dan yanıma gelen arkadaşım. Düğünden sonra beni tebrik etmek için gelmiş Urfa'ya ama benim burada olduğumu duyunca Mardin de bulmuş kendini... Soner Giderok, bu da amcamın eşi Afife yengem."

"Memnun oldum, kusura bakmayın habersiz geldim."

"Olur mu oğlum, hoşgeldin sefalar getirdin. Baran'ımın arkadaşı bizim de değerli misafirimizdir."

Baran daha sonra Afife yengenin yanında duran Alagül'e baktı. "Serkan'ın eşi Alagül."

Soner tek tek tanışırken yanlarına gelen genç kızı daha sonra fark etti. Baran Zeliş'in yüzüne baktı uzunca. Onun Soner'e olan ilgisi dikkatini çekmişti. Gözlerindeki parıltılar Zeliş'in de bu adama karşı bir şeyler hissettiğini gösteriyordu. Soğuk bir sesle, "Bu da Zeliş, aile dostlarımızın kızı," diye tanıştırdı.

Soner genç kızın elini tuttuğunda sıcaklığını hissederken büyüleniyordu adeta. Bu yeni yetme delikanlılar gibi kalp çarpıntısı da neyin nesiydi? Dalgınca gözlerine baktı bir süre genç kızın. Öyle doğal öyle güzeldi ki bir manzarayı izliyormuş gibi zevk alıyordu her saniyesinden.

Baran öksürerek araya girdi ve karısını da tanıştırdıktan sonra yemek masasına doğru ilerlediler. Sami amca da Soner'i çok samimi karşılamıştı. Eğer Soner'in gerçek niyetinden haberdar olsalardı tabii durum farklı olabilirdi fakat olmamaları her şeyi daha kolay kılıyordu.

Akşam yemeğini Sami amcanın samimi sohbeti renklendiriyordu. İki genç arasındaki kısa bakışmalar Baran ve Leyla'nın merceğindeydi. Serkan ise karısına olan ilgisiyle her zamanki gibi dikkatleri üstüne çekiyordu.

Masanın sessizliğini her defasında Selin'in bitmek bilmeyen konuşmaları bozuyordu. Yemekten sonra Sami amca Soner'i işle ilgili bir süre soru yağmuruna tuttu. Soner Zeliş'le konuşabilmek için bir fırsat arıyordu ama bu fırsatı sağlamak neredeyse imkansızdı. Ona yardımcı olan da olmaması daha da sinir bozucuydu. Sakinleşmek için derin derin nefes almayı ihmal etmiyordu her boşa geçen dakikada.

Leyla, terasın bir köşesinde Zeliş'le oturup erkekleri uzaktan sohbet ederken izliyordu. Aynı zamanda sessizce fısıldaşarak. "Acaba niçin geldi buraya?" diye sordu Leyla hınzır bir gülüşle.

"Uff, bilmiyorum Leyla. Onun ne yapmak istediğini bir anlasam!" Zeliş yemek boyunca bunları düşünüyordu. Onun hakkındaki duygularını tartıyor gerçekten ne hissettiğini anlamaya çalışıyordu. Her zamanki gibi büyük bir ikilemde kalıyordu. Bir adamın onu doğru düzgün tanımadan böylesine takip etmesi, peşinden koşması onu korkutuyordu. Korkmak istemiyordu, o genellikle korkmazdı ama bu seferki bambaşkaydı. Üniversitenin ilk yılında tanıştığı gence karşı bile böyle bir his oluşmamıştı içinde. Onun ani davranışları genç kızı etkiliyordu...

Soner saatin geç olduğunu fark ederek, "Ben artık gitsem iyi olur, her şey için teşekkür ederim," dedi ve oturduğu yerden kalktı.

"Oğlum otursaydın daha." Sami amca Soner'in sohbetini soluksuz dinlemiş ve katılmıştı. Soner'i sevdiği her halinden belliydi.Zaten Sami amca bu yaştaki gençlerle çok iyi anlaşabiliyordu.

"Teşekkür ederim ama geç oldu..."

"O zaman seni tekrar bekliyoruz, ne zaman dönüyorum demiştin tekrar İstanbul'a?"

"İki gün sonra inşallah."

"Baran'a söyle seni Mardin'i gezdirsin, memleketimizi tanıtmadan göndermesin İstanbul'a..."

Soner bu güzel fırsata sadece parıltılı gülümsemeyle karşılık verebilirdi. Bu gezintiye Zeliş'in de katılabileceğini düşünerek keyiflendi.

Baran, Sami amcasının Soner'e karşı ilgisinden dolayı sıkıntıyla nefes aldı. Bir de bu adamı gezdirecekti onca sıkıntının arasından. Leyla'sına her bakışında Alagül'e olan rahatsızlığını hissediyordu. Nasıl olmasın ki? Ahmet'in yanıbaşında oturduğunu düşündüğünde bile sinir katsayısı artıyordu, o nasıl rahatlıkla karşılayabilirdi ki bu durumu?

"Merak etme Soner'i memleketi gezdirmeden göndermem," diye karşılık verdi Baran zoraki gülümsemeyle.

Herkesle vedalaştıktan sonra merdivenleri Baran'la beraber inen Soner sıkıntılı bir sesle konuştu. "Konuşamadım onunla."

"Burada her şey o kadar kolay değil Soner Giderok, sabretmeyi öğreneceksin. Herkesin içinde ikinizin kaybolup özel konuşamayacağınızı tahmin etmen gerekirdi."

Soner sabredemiyordu. Zeliş'e veda ederken elini sıkması bir anlık için ona iyi gelse de yetmiyordu. Onunla konuşmak istiyor ve ona sıcaklıkla bakılan gözlerin gerçek olup olmadığını öğrenmek istiyordu. Zeliş'in de ona karşı aynı duyguları hissediyor mu diye bilmek istiyordu. Ama bir türlü bu mümkün olmuyordu...

"Umarım bu Mardin gezisini sadece ikimiz yapmayız."

Baran ifadesiz bir yüzle avludan geçerek kapıya kadar yürüdü hiçbir şey demeden. Kapının önünde durdu ve Soner'in karşısında durmasını bekledi. Zeliş'in koruyucu ağabeyi rolünü üstleniyordu şu anda. Bu rolü büyük bir sorumlulukla en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacaktı. "Bunu düşünmem gerekiyor."

Soner, içindeki umut ışıklarını söndürmeden geniş bir tebessümle elini sıktı Baran'ın. "Görüşmek üzere."







***






Zeliş dalgın düşünceler arasında odasına gitti. Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacı vardı. Duygularından biraz olsun emin olsaydı hiç düşünmeden ona karşılık verirdi. Ama her şey o kadar çabuk gelişiyordu ki bu durum onu korkutuyordu. Derin bir iç çekişten sonra odasının kapısını kapattı ve bedenini geniş yatağına attı.

O sırada hala Afife yenge ve Alagül'ün yanında oturmakta olan Leyla daha fazla dayanamıyordu. Zeliş'in gitmesiyle iyice odak haline gelerek sıkıntıyla nefes alıp veriyordu sadece. Zoruna giden Alagül'ün masum halleriydi. Hiçbir şey yapmıyordu genç kız. Ne Baran'a bakıyordu ne de başka birşey ama içindeki garip bir his onun sinirlerini bozuyordu. Bir şeyler vardı... Onun bakışlarında bir şeyler seziyordu. Bu da Leyla'nın gün boyunca aklını karıştırıp duruyordu.

"Leyla yenge ben yatmak istiyorum ama odama gidecek cesareti bulamıyorum. Lütfen benimle beraber gelip odada örümcek var mı diye kontrol edebilir misin?" Selin'in yalvarıcı ses tonu Leyla'yı düşüncelerinden sıyırmıştı. Genç kızın çaresiz hali onu gülümsetti. "Tamam canım," diyerek onun arkasından gitti.

Afife yenge kocasıyla birlikte kendi bölümlerine doğru giderken Alagül de Serkan ve Baran'ın yanında oturuyordu.

Serkan, telefonun çalmasıyla ayağa kalktı. "Bir arkadaş gelecekti şimdi kapıda olmalı beni bekleme Alagül sen uyu. Baran yarın kahvaltıda görüşürüz."

Serkan merdivenlerden aşağıya doğru inerken iki gencin aralarında garip bir sessizlik oluştu. İkisi de tüm gün boyunca merak ettikleri soruları sormak için can atıyorlardı ama ilk adımın kimin atacağını bekliyorlardı. Baran daha fazla dayanamayarak karşı tarafta oturan Alagül'ün yanına geçti. Genç kızın merak dolu bakışlarına bakarak, "Niye evlendin Serkanla?" diye sordu.

Alagül bu soruyla neye uğradığını şaştı. Niye mi evlenmişti? Onca yıl sonra tek merak ettiği bu muydu? Bir gün evleneceğini bilmiyor muydu? Çatallaşmış ses tonuyla, "Sence neden evlendim?" diyerek Baran'ın sorusuna soruyla karşılık verdi.

"Onu sevdiğin için mi evlendin? Onu seviyor musun Alagül?" Baran arkadaşının sönük ve mutsuz bakışlarından çok rahatsızlık duymuştu gün boyunca. Böyle olmasını istemezdi. Amerika'ya gittikten sonra hayata tutunup yeniden birisini sevip mutlu olmasını istiyordu. En çok istediği ise Doğukan'ın duygularına karşılık vermesiydi. Anlaşılan o gittikten sonra Doğukan'la hiç ilgilenmemişti.

"Neden bunları soruyorsun Baran? Gerçekten ilgileniyor musun benim kimi sevdiğimle?"

Genç adam karşısındaki kızın gözlerindeki derinliğe baktı uzunca. "Senin mutlu olduğunu bilmek istiyorum, o yüzden soruyorum Serkan'ı sevip sevmediğini."

"Yüreğimin sevdiği kişi hiçbir zaman değişmedi Baran, hiçbir zaman..."

Leyla'nın duyduklarıyla adımları yavaşladı. Selin'i yatırdıktan sonra tekrar terasa dönerken duyduğu konuşmayla dondu kaldı genç kız. Alagül'ün söyledikleri yüksek sesle yankılanıyordu beyninde. Yüreğimin sevdiği kişi... Onlara doğru yaklaşmaya başladığında duvarın bitmesiyle karşı karşıya geldi Baran'la. Kocası Alagül'ün yanıbaşında gözgöze bir şekilde bu konuşmayı gerçekleştiriyordu. Baran, sabrımı mı ölçmeye çalışıyorsun! Gözlerindeki kıskançlık pırıltıları yaklaşan felaketi simgeliyordu.




---

Okuyanlardan oylarını esirgememesi rica ediyorum lütfen.. sevgiler

Continue Reading

You'll Also Like

3.2M 169K 42
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
3.7M 216K 71
❝Seninle birlikteyken kendimi çok güvende hissediyorum, sanki evimdeymiş gibi.❞ Kleptomani hastası olan Naz, bu duruma bir çare bulmak için arkadaşın...
200K 10.1K 49
Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır ora...
SEKRETER By Beyza Alkon

General Fiction

1M 12.9K 19
Bacaklarımı araladı. "Ne yapıyorsun?" "Seni içiyorum."