Hidden | (Türkçe)

By oceanofgreen

1.2M 50.3K 9.4K

Rose, Harry'den hoşlanmıyor Ve Harry de, Rose'dan hoşlanmıyor Fakat belki acımasız bir adamın karanlık gözdağ... More

Hidden | (Türkçe)
Giriş
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm

70. Bölüm

2.5K 197 71
By oceanofgreen

Merhaba bölüm aslında Cumartesi gelecekti ama malum olaylardan dolayı kafam bölüm düzenleyecek gibi değildi ve maalesef bugüne sarktı. Hayatımın en uzun üç gecesiydi herhalde inşallah bir daha ülkece böyle şeyler yaşamayız. 



Alec'in buraya yönelip küçük grubumuzda bir hasara yol açmasını bekliyordum ancak bunun yerine korkutucu bakışlarını başka tarafa çevirdi ve Bay Crystal'in eşiyle birlikte oturduğu masaya doğru yöneldi. Aaron da göz temasını bozarak amcasını takip etti.

 Violet hızla kalktı. Alec ve Aaron'ın yanına yürümeden önce bize hafifçe kafa salladı. Siyah topukları mermer zeminde tıkırdıyordu.

Harry'nin eli uyluğumda duruyordu. Parmakları endişeyle bedenimi iğneliyordu. Telefonuna uzandı.

Telefonunu açmadan önce '' Liam, Louis ve Niall'ı kontrol etmeliyim. '' diye sessizce açıklama yaptı. '' Şimdiye kadar Alec'in ininde olmaları gerekiyor. ''

Lana, balo salonunun karşısındaki Jesy'e bir şeyler bağırarak masamızdan uzaklaştığında Gemma da elini saçlarından geçirdi.

Salonun karşısındaki Ed ve Zayn'i fark edip ve onlara hafifçe el salladığımda onlar da bana endişeli birer gülümseme yolladılar.

Harry telefonunu cebine koyarak  '' Eylem planımızı uygulamamız gerekiyor. '' dedi gözlerimin içine  bakarak.

Endişem neredeyse sınırdaydı. Her şey ters gidebilirdi.

Zorlukla yutkundum. 

'' Bunu yapabilir miyim bilmiyorum, Harry-- '' 

'' Evet yapabilirsin, bunu yapabilirsin. Sana inanıyorum hatırladın mı? ''

New York'ta Jason ile buluştuğum zamanı aklıma getirdim. Endişeyle bir kafede otururken telefonum Harry'nin arayışıyla çalmıştı. 

'' Harry? ''

'' Hmm? ''

'' Sen... Bana inanıyor musun? ''

'' Ne demek istiyorsun? ''

'' Ben büyük... büyük bir şey yapmak üzereyim. Yapabileceğime inanıyor musun? ''

'' Elbette yapabilirsin. ''


Kafamı salladığımda Harry yavaşça beni  öptü.

Ben bir şey söylemeden önce salonda bir tıkırtı yankılandığında herkes sahnedeki caz grubunun olduğu yere baktı.

Alec, ellerini arkasında birleştirmiş, mikrofonun önünde duruyordu.

'' Bayanlar ve baylar, iyi geceler. '' dedi. '' Adım Alec Wolfe ve sizlere, Bay Robert Crystal adına düzenlediğim bu geceye teşrif ettiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. '' 

Alec hala ayaktayken salonda alkış sesleri yankılandı ve yüzündeki mütevazi gülümsemeyle herkese el salladı.

Sürekli içimde olan gözetleme hissi gözlerimi Marion'a kilitlememe sebep oldu. 

Marion, bana işi aldığımı haber veren kadın; Her gün ,içeride Bay Crystal'in telefonlarını cevaplayan kadın. İçeriyi dinliyor ve Wolfe'a rapor veriyordu. Bende dahil herkes tamamen radarı altındaydı. Ondan bir saniye için bile şüphelenmemiştim-- yani o benim için sadece resepsiyonistti, hepsi bu.

Bakışlarımı ondan çevirdim.

'' Kadeh kaldırmak istiyorum, '' dedi Alec kadehini havaya kaldırarak. '' Crystal Yayıncılık için ve-- ''

'' Onları dolandırarak, onlardan ne kadar para yürüttün, '' dedi Harry ayağa kalkıp kadehini kaldırarak. 

Salon sessizliğe büründü. 

Ben ise Harry'nin yüzündeki kendini beğenmiş sırıtışı izliyordum.

'' Son beş yıldır, Bay Wolfe yasa dışı yollarla, Bay Crystal'in arkasından Crystal Yayıncılık'tan 3 milyon dolar elde etti. '' demesiyle salon soluk sesleriyle doldu.

'' Aslında 3.4 milyon dolar. '' Violet kırmızı elbisesini düzelterek oturduğu yerden kalktı. 

'' 3.4 milyon dolar. '' diye doğruladığında salondaki soluk sesleri arttı. '' Ve bu sadece Crystal Yayıncılık. ''

Alec her an patlayacakmış gibi görünüyordu. 

'' Bununla birlikte... '' Zayn, Perrie'nin yanındaki sandalyesinden kalktı. '' Onun şirketinden ayrılmak isteyen insanları büyük bir şiddetle tehdit eder. '' 

'' Bunların hepsi yalan, '' dedi amcasının yanında duran Aaron. '' Yalan söylüyorlar. 

'' Hayır söylemiyorlar. '' Harry'nin yanına dikildiğimde bedenim adrenalin altındaydı.

'' Yalan söylemiyorlar, tamamen doğruları söylüyorlar. Ve senin onların söylediklerini  inkar etmek için hiçbir nedenin yok .'' Aaron kaşlarını çatarak bana baktı ama geri çekti.

Son olarak Bay Crystal yerinden kalktı.

'' Bayan Knight haklı. ''

'' Bay Crystal, Bayan Knight ne dediğini bilmiyor. Yalan söylüyor. '' diye çıkıştı.

Harry kulağıma '' Polisi ara. '' diye fısıldadı. 

Dikkatlice çantamdan telefonumu çıkararak kilidini açtım. 

'' Bay Wolfe işleriniz doğrudan Crystal Yayıncılık ile ilişkili. Sakıncası yoksa ben paramı geri istiyorum. ''

'' Hiç para almadım, Crystal. ''

Alec alayla gülümserken, Violet '' Kanıtım var. '' dedi. Çantasından bir şey çıkardı ve havaya kaldırdı. '' Fatura. '' dedi. '' Bana Crystal Yayıncılığın hesabından senin hesabına para yatırmamı söylediğin zamandan. ''

Herkes nefesini tutmuştu.

'' Kaybettin, Wolfe. '' diye çıkıştı Harry yanımdan. '' Karşı çıkman anlamsız. ''

Alec kendi tarafında birine işaret verdiğinde salon hala sessizdi.

Yanında uzun ve iri yarı bir adam duruyordu.

'' Thomas bana bir iyilik yap ve Bay Styles, Bayan Knight, Bay Malik ve Bayan Watergate'e binaya kadar eşlik et. '' 

Elimdeki telefona numarayı girip polisi arayacağım esnada telefon aniden elimden alındı ve yere fırlatıldı.

Kafamı kaldırdım ve boyu Harry'nin boyundan daha uzun olmayan bir adamla karşılaştım. Gözleri haince parıldıyordu.

'' Benimle geliyorsun, '' diye homurdandı ve kolumu tuttu.

Neler olduğunu kavrayamayacağım kadar kısa bir sürede adam yere yığıldı ve yüzünden akan kanı gördüm.

Gemma adamın tozunu almıştı ve salonda çıkan kargaşa sırasında eşyalarını topluyordu.

'' Hadi, buraya daha fazla utanç verici kaslı adamlar gelmeden bir an önce çıkalım. ''

Harry ve ben bön bön ona bakıyorduk ancak fazla zaman geçmeden Alec'in kalabalık adamları karşı çıkmak için üzerimize geliyorlardı.  Salondaki gürültü seviyesi gitgide atarken yerdeki kırık telefonumu kaptım.

Harry, Gemma ve ben kapıya doğru giderken bir anlığına arkamı dönerek Alec'e baktığımda hala sahnede olduğunu ve ceketinin cebine ulaştığını gördüm.

Gözleri kasten olmuş gibi benimkileri buldu ve dudakları sert bir gülümsemeyle kaplandı.

Gördüğüm kabuslar zihnimde canlandı ve hemen Harry'e uzandım.

Kalabalığın arasından geçip otoparka ulaşana kadar beni kollarının arasında tuttu.

Gümüş silahın görüntüsü gözlerimin önüne gelmişti ancak planımı uygulamak için fazla vaktim yoktu.  Zayn, Ed ve Violet dışarıda bizi bekliyorlardı. Görünmemizi engellemek adına arabanın yanına çöktük ve fısıldaştık.

Harry, kardeşine '' İyi atıştı, Gemma. '' dedi.

Gemma kafasını salladı. '' Sana kıçlarını tekmeleyebileceğimi söylemiştim. '' '' Hızlı hareket etmeliyiz. '' dedim hızlı nefes alışverişlerimle. 

'' Ben ve Ed Alec'in inine gideceğiz. '' dedi Zayn. '' Louis, Niall ve Liam'ın takviyemize ihtiyaçları olabilir. ''

Harry endişeyle ellerini saçlarından geçirirken '' Rose ve ben eve gitmeliyiz, ' dedi. '' Orası Alec'in pek şüphelenmeyeceği bir yer. Muhtemelen sizinle geldiğimizi düşünecek. ''

'' Evet ve siz ikiniz Alec'in en çok istediği kişilersiniz. '' dedi Ed

'' Bende sizinle geleceğim. '' dedi Violet, Zayn ve Ed'e.

'' Bende gelebilirim. !! dedi Gemma ikinci olarak. '' Eğer yardıma ihtiyacınız olursa diye. ''

Herkes kafasını salladı.

Harry, '' Pekala, gidelim o zaman. '' dedi ve hızlıca bölündük. 

Arabaya bindik ve Harry hızla çalıştırdı.

'' Her ihtimale karşı, yolu saptırmalıyız. '' dedi Harry.

Konuşamayacak kadar heyecanlı olduğum için kafamı salladım.

Harry Portland'in dar yolları ve arka caddelerinde arabayı sürerken endişe dolu bir hava yayılıyordu.

Planımızı ilk aşaması bitmişti- kalabalığın içinde Alec'in kirli çamaşırlarını ortaya çıkarmak. Şimdi, yapabileceğimiz tek şey diğerlerini beklemek ve ardından Alec ve yeğenini hapse tıktırmaktı, sonrasında ise bu cehennem bitecekti.

'' Benim dairemden şüphelenecektir, seninkine gitmeliyiz. '' dedi Harry arabayı sürerken. 

'' Tamam. ''

'' Her şey iyi olacak, Rose. ''

'' Çok korkuyorum. '' 

Sesim kırıldı ve başımı pencereye çevirdim.

Eli benim elimi bularak hafifçe okşadı ve böylece konuşmaya gerek kalmadan her şeyi söylemiş oldu.

Apartmana ulaştık ve Harry arabayı park etti.

O gergin atmosferde birkaç dakika oturduk.

Gözlerimi kapattım ve Harry ile birlikte yaptığımız şeyleri düşündüm. Beni nasıl değiştirdiğini, birini nasıl öyle öpmeyi, birine tamamen kendini vermeyi. beni nasıl hayvanat bahçesine götürdüğünü, çatıya ve diğer bütün küçük yerlere götürüşünü hatırladım. 

Harry ile ettiğimiz kavgaları, birbirimize tükürdüğümüz hakaretleri ve onunla hiç karşılaşmamış olmayı dilediğim günleri düşündüm.

Beni ilk kez eve bıraktığında ona Aaron'ı sevdiğimi söylediğimi ama aslında onu sevdiğimi hatırladım.

'' Hareket etmeliyiz. '' dedi sessizliği bölerek. 

Asansöre bindiğimizde ellerimiz hala bağlıydı. Sanki korkunç bir yavaşlıkla hareket ediyor gibiydik ancak sonunda asansörün sesini duyduk.

Ben kapıyı açıp, eve girdiğimizde Harry arkamızdan kapattı. 

Ben elimi cebimden çektiğimde Harry de çekti ve elini saçlarından geçirdi.

'' Her hangi bir kapın içeriden kilitleniyor mu? ''

Düşündüm ve '' Kıyafet dolabı dışındakiler hayır. '' 

'' İşte bu. '' 

'' Ne zamana kadar? '' sorduğum sorunun detaylarını sormadı. 

'' Zayn'den işin sona erdiğine dair bir mesaj alana kadar. ''

Başımı salladım.

'' Onun buraya geleceğini düşünüyor musun? ''

'' Bizim diğerleriyle birlikte olmadığımızı anladığı zaman buraya gelecektir. ''

'' Diğerleri onu durduramaz mı? ''

'' Bilmiyorum. Bizi aramaya geldiği takdirde burada bir şansımız olabilir. ''

Elimi tuttu ve dolabın içine girerek dolabı kilitledi.


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------



Vücutlarımız birbirine çok yakındı,nefesini yüzümde hissediyordum.Endişe ve korku içindeyken küçük alandaki ısı hızla artıyordu.Başımı duvara doğru yasladım, dairem her an bir iki işaret ile birlikte altüst edilebilir ve baştan sona titizlikle aranabilirdi. Ve burayı yıkmak için hiç tereddüt etmeyeceklerdir.

Gözlerini üzerimde hissediyordum, gözleri lazer gibi yüzümü yakıyordu. Zifiri siyah küçük dolabın içinde bile heyecanlandırıcı yeşil gözlerini bana diktiğini görebiliyordum.

''Korkuyor musun?''

Düşük ses dalgaları sessizlik içinde kesintisizdi. Eğilmiş başımın üzerinden ona baktım, gözlerimiz kilitlendi. Aynı soruyu ona sordum.

" Sen? "

Benden uzağa bakarak nefes aldı.

Boğazım kuruydu ve endişeli terler eşliğinde cildim nemlenmişti. Makyajımın gözlerimin çevresinde leke oluşturduğunu ,kestane rengi saçlarım zaptedilmez bir halde olduğunu biliyordum. Omuzlarım düşmüştü. Kalbim yüksek sesler eşliğinde atıyordu.

''Rose? ''

Gözlerimi kırpıştırarak tekrar onunkilerle buluşturdum.

''Bana bir şey hakkında söz vermeni istiyorum.''Sesi karamsar, tırmalayıcı ve ümitsizlikle bezenmişti.

Yavaşça başımı eğdim.

''Eğer burada bir şeyler olursa...Bunu bilmeye ihtiyacım var...'' Nefes aldığı sırada bir elini saçlarından geçirdi '' Kaçmanı istiyorum, tamam mı?'' Geri bana baktı.

Kaşlarımı çattım. ''Bu da ne demek?''

''New York'a geri dönmeni ve beni unutmanı istiyorum.'' Gözlerinde hiçbir duygu yoktu ama kederliydi.

Kafamı salladım''Ben...Ben yapamam...''

''Bunu yapabilirsin Rose, anlıyor musun? Bunu bizden biri yapacak,onun sen olmanı istiyorum''dedi sertçe, boynundaki bir damar zonkluyordu.

Kalp atışlarım hızlandı ''Hayır. '' dedim. ''Buna söz vermeyeceğim''

''Yapmalısın,'' dedi , başını salladı. ''Buradan ayrılmaya ve bir daha asla geri dönmemeye ihtiyacın var.Bana bakmak için geri dönme,ya da--''

''Bunu yapmayacağım!'' diyerek onun sözünü kestim. Ağzını kapattı,çenesi gerildi. Nefes aldım''Eğer burada bir şeyler olursa da, ya ikimiz ya da hiçbirimiz.''

Gözünü dikip bana baktı, ümitsizce benim gözlerimi aradı. Çenesindeki kasları zonkluyordu ve nefesi pürüzlüydü. Boynu terden parlıyordu.

Sonunda bana gözünü dikmeyi bıraktı, aşağı bakıyordu. Bu beni korkuttu, bu şekilde düşünmemeli, gitmeme izin verecekti ve o olmayacaktı.

'' Her şey bizim istediğimiz gibi olmayacak.'' dedi. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından. ''Hiçbir şey mükemmel olmayacak--''

''Bu şekilde düşünemezsin. '' dedim.''O bizi ayıramayacak.''

''O yapmazsa bunu yapacak binlerce şey var.''

Bu her zaman böyleydi; ben iyimser ve o kötümserdi.

Cesaret ederek ''Bunu başarırsan ve ben yapmazsam ne olur? '' diye sordum.

Gözlerini kırpıştırdı. ''O zaman öleceğim, bunu senin yerine isteyen bendim.''

Kalbim boğazımda atıyordu. Gözyaşlarım gözlerime hücum etti ve hızlıca sildim.

''Bu şekilde konuşmayı kes! '' dedim pat diye. ''Dur!''

Benim sert ses tonuma şaşırmış gibi gözüküyordu fakat hiçbir şey söylemedi.

''Söylediğim şey... '' yeniden başladı. ''Bu--''

''Ne dediğini biliyorum ve bunu söylemeyi kesmeni istiyorum!'' Ses tonum tizdi ve sinir bozukluğunun sınırındaydı.

Uzandı ve ellerimi ellerinin arasına aldı, pürüzlü cildim onun avuç içi dokunuşlarıyla yumuşak hale geldi. Başparmağıyla elimin üzerini yatıştırıcı bir şekilde ovdu. Birkaç derin nefes aldım, kendi kendime sakin kalmayı deniyordum.

'' Sadece bana söz ver. '' diye fısıldadı. ''Gizli kalacağına dair bana söz ver. ''

Cevap vermedim.

''Lütfen, Rose, '' diye yalvardı. ''Bilmeye ihtiyacım var''

Yutkundum ve kafamı salladım. Eğer bunu bilmeye ihtiyacı varsa, o zaman onu onaylardım.

''Söyle'' diye yalvardı.

''Gizli kalacağım.'' diye fısıldadım.

Henüz bana doğru uzanarak beni bir kucaklama içine çekmişti ki , şiddetli bir vurma sesi ve ardından kapının menteşelerinin sökülme sesi duyuldu.
















Continue Reading

You'll Also Like

752K 62.7K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar taekook
86.4K 17.2K 15
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
213K 20.7K 23
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
159K 16.2K 30
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.