24. Bölüm

15.4K 728 125
                                    

Çok özür dilerim gecikti ama bu hafta sınav sonucum açıklanmıştı onunla uğraştım ve bir internet problemi yaşadım ve maalesef kontrol edemeden paylaşıyorum ve evet bölüm kısa paylaşabilirsem akşam veya  yarın bir bölüm daha paylaşacağım

İyi Okumalar! :)

Crystal'ın benim dosyamı koyduğunu gördüğüm dolaba doğru yürürken damarlarımda adrenalin pompalanıyordu. Kalbimin atışlarının yüksek sesi kulaklarıma ulaşıyordu. Çekmeceli dolabı açarak incelemeye başladım. Beklediğim gibi isimler alfabetik sıraya göre dizilmişti. Sırayla göz gezdirerek 'S' başlığını aradım ve sonunda buldum.

Styles, Harry Edward

Bu doğru mu?  Dosyaya bakarken açıp açmamak konusunda iç savaş başlatmıştım.

Yutkundum ve pürüssüz manila klasörü eline aldım.

Bu gerçeğin anıdır.

Dosyayı açtım ve göz gezdirdim.

1Şubat 1989 da Bromsgrove, Worcestershire, İngiltere, Birleşik Krallık'da doğdu. Holmes Chapel kapsamlı okulunda ve matematik ve hesaplama dereceleriyle Oxford Üniversitesi'nde eğitüm gördü. Geçmişte ki işler--

" Rose? "

Dosya elimden düştü, kağıtlar heryere saçıldı. Kapının önünde durmuş, kollarını göğsünde çaprazlamış Harry'i görünce gözlerimi genişlettim.

Ayağa kalktım, kendimi içten içe fırçaladım. " H-Harry. "

Harry dudaklarını yaladı ve bana doğru yürüdü, yere eğildi ve dosyayı aldı.

Henüz hiçbir şey demedi ve bu beni korkutuyor.

" Ben üzgünüm. " diye fısıldadım.

" Üzgün. " diye tekrar etti derin sesiyle. " Sen üzgünsün. " yanan gözleriyle bana doğru baktı ve yutkundum.

Dilini dudakları üzerinde gezdirerek, elindeki dosyaya bakarken sessiz kaldım. Kalbim göğsümde hızla atıyordu.

" Bunun ciddi bir suç olduğunun farkında mısın? " diye sordu yavaşça, manila klasörü kapattı ve kabine koydu. Ses tonu ürkütücü bir şekilde sakindi.

Yutkundum ve çekmeceden uzağa, kapıya doğru  uzaklaştım.

" Biliyor musun, seni Zayn ile konuşurken duyduğumda sadece merak ettiğini düşündüm, " dedi Harry aramızda ki boşluğu adımlarıyla kapatırken. " Ama şimdi seni benim dosyamla yakalayınca... " Kafasını salladı. " Senin lanet bir meraklı olduğunu görüyorum. " Gözleri parlıyordu ve dehşeti beni yarıp geçiyordu.

"B-Ben üzgünüm. " diye kekeledim.

" Rose, kendi lanet işini kafaya takmaya ihtiyacın var. Evet, biliyorum ben dahil insanlarla çarpıştın. Biliyorum bilmen gerekenden fazlasını biliyorsun, fakat bu bir saat sonra benim gizli dosyamı merakla karıştırman için lanet bir davet değil! "

" Üzgünüm! " diye bağırdım. " Üzgünüm, sen beni şaşırttın ve o kadar gizliydin ki merakım beni adeta yedi. ''

'' O lanet dosyada ne olduğunu bana sorabilirdin! '' diye çıkıştı.

'' Bana bir bok anlatmazdın, biliyorsun! ''

'' Bu neden senin için önemli, Rose? Ben neden senin için önemliyim? '' gözleri neredeyse siyaz zümrüt konumundaydı.

Gözlerimi çevirerek, ondan uzaklaştım. Harry'nin bana bağırması beni korkutuyordu. 

'' Bunun için seni döndürmeliyim, '' bana sırtını dönerek, pencereye doğru yürüdü. '' Ama yapmayacağım. '' döndü ve bana baktı, gözlerinin yeşili parlıyordu. 

Bunun için onu sorgulamak istiyordum, fakat bunun yerine topuklarımın üzerinde dönerek ondan uzaklaştım.Bu Harry beni korkutuyordu ve onun çevresinde olmak istemiyorum. Merdivenlerden eşyalarımı aldım ve aceleyle aşağı indim. 

Neden onun dosyasına bakmakla kurtulacağımı düşündüm ki? Ben tam bir aptalım. Meraklı, aptal, salak. 

Zemine ulaştığımda nefesim tükenmişti. Bu havada topuklularımı giydiğim için yeniden kendimi lanetledim ve kafamı dışarı çıkararak Aaron'ın arabası için baktım. 

Harry benden kısa bir süre sonra binadan çıktı. Bana doğru yürürken ifadesi şaşırtıcı bir biçimde sakindi. Ben uzağa bakıyordum fakat o bana ulaştı ve beni çenemden tutarak gözlerine bakmam için zorladı. Onun dokunuşu aracılığıyla elektriği bana ulaştı ve ben yeniden bunu görmezden gelmeyi denedim. Eli yanına düştü ve bana baktı, bakışları yoğundu.

'' Seni korkutuyor muyum? '' diye sordu. Rüzgar saçlarıyla birlikte kravatına da darbeler uçuşturuyordu.

'' Ne? '' diye sordum.

'' Seni korkutuyor muyum? '' diye tekrar etti.

İnatla başımı salladım. '' Hayır. ''

'' Eğer bana doğruyu söylersen umrumda olmaz. '' dedi, neredeyse umutsuzca.

'' Zaten söyledim. '' dedim. '' Beni korkutmuyorsun. ''

Gözlerindeki bir şey yön değiştirdi ve yüzünü çevirdi, ellerini ceplerine yapıştırdı. 

Aaron'ı aramak için telefonumu çıkardım. Beni yeniden unuttuysa bana sürpriz olmazdı. BEn sadece üçüncü seferin cazibesindeydim ama görünüşe göre yanıdım. 

Eğer telefonu açmazsa, onunla bitti diye tekrar ediyordu aklım. 

Telefonu açmadı.

'' Kahretsin! '' rüzgar için lanet ettim ve telefonu yeniden çantama ittim. Yakın bir banka oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım. Neden şimdiye kadar Aaron'ın beni unutuşunun ardından beni alacağını düşündüm? 

Harry bankta benim yanıma oturdu. Onun neden hala burada olduğu hakkında hiç bir fikrim yok. İki dakika önce bana bağırdı ve şimdi de sakince yanımda oturuyor. 

'' İkinci konumda olmaktan bıktım. '' dedim. Harry bana baktı. '' Tıbbi stajın benden daha çok konuşulmasından bıktım, uzlaşmaktan bıktım, bekletilmekten bıktım. '' Nefes aldım. '' Herkese karşı iyi olmaktan bıktım, her zaman bütün kurallara uymaktan bıktım, karpuzlu sakızdan bıktım. '' Rüzgar saçlarımı uçuruyordu. Küçük rantımın ardından tuhaf bir şekilde rahatlamış hissettim ve oturduğum yerde arkama yaslandım. 

Harry cebinden bir naneli sakız paketi çıkardı ve benim için tuttu. Buz gibi titreten rüzgar, esmeye devam ediyordu. Burada ne için beklediğimi bilmiyorum; Aaron açık ki benim için gelmeyecek.

Naneli sakız çiğnediğimde dilimde tatlandı. Harry'nin yanımda ki varlığını ısısndan hissediyordum.

'' Yani onun düşüşü olacak mı? '' diye sordu Harry.

Omuz silktim. '' Bilmiyorum, '' dedim. '' Kenardan onun işine müdahele etmek, o büyük-- ''

'' Saçmalık. '' dedi Harry.

Bakışlarımı kucağıma indirdim, onun haklı olduğunu biliyorum.  '' Sadece ondan ayrılamam. '' dedim.

'' Sana bir ders vereyim, '' dedi. '' Sn yanlız kalmaktan korkuyorsun. ''

Ona baktım. '' Hayır, korkmuyorum. ''

'' Bu açık. Bu adam mutlak bok gibi davranıyor ve sen hala ona sarılıyorsun. ''

'' Ona tutunmuyorum. '' '' Onu her zaman bırakabilirim. ''

'' Ozaman yap, ''  diye meydan okudu Harry. '' BUnu istediğini biliyorum. ''

'' Ben... Ben onu seviyorum. ''

Harry homurdandı. '' Pekala. ''

'' Ne? ''

'' Yalan söylüyorsun. Bana ve kendine. ''

Kollarımı göğsümde çaprazladım. '' Şu an buna ihtiyacım yok. ''

Harry sessizdi. Bankta ne kadar yakın oturduğumuzu fark etmemiştim; uyluklarımız neredeyse birbirine değecekti. Soğukta otururken aramızda görünmez bir elektrik akımı var gibiydi. 

Hidden | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin