25. Bölüm

15.5K 702 78
                                    

İyi Okumalar!:D
NOT: Multide Hidden'ın orjinal tanıtım videosu var ingilizce belki bakmak isteyen olur:)

'' Birşeyler yapmak ister misin? ''

Merakla ona baktım. '' Ne gibi? ''

'' Poker oynamak gibi. ''

Kafamı salladım. '' Ben kumar oynamam. ''

Harry sırıttı. '' Elbette oynamazsın. ''

Ses tonundaki bir şey beni kızdırdı. '' Ne var biliyor musun, ''' dedim, ayağa kalktım. '' Haydi poker oynamaya gidiyoruz. Ve ben senin kıçını tekmeleyerek, ağlayarak Cheshire'a geri dönmen için gidiyorum. ''

Harry'nin sırıtışı genişledi ve oturduğu yerden kalktı. '' Ya ben seni döversem, '' dedi, bana doğru yürüyerek.

Sırıttım. '' İyi şanslar. '' dedim.

Harry bir an bana baktı ve dönerek arabasına doğru yürüdü. Bu noktada bu arabaya birçok kez basmış gibi hissettim. Kafama taktığımı söyleyemem. İlk tanıştığımızda, Harry ile gönüllü olarak poker oynamaya gideceğimizi hiç düşünmezdim. Belki de bunu Aaron'a inat yapıyordum fakat iki türlü de umrumda değil. 

'' Burası neresi? '' diye sordum Harry'e.

Harry sırıttı. '' The Closest Thing Portland's adlı bir kumarhane var. ''

Kaşlarımı çattım. '' Biz underdessed değiliz değil mi? ''

Harry göz ucuyla bana baktı. " Hayır, biz iyiyiz. "

Harry, nehre yakın bir binaya park etti. Bina renkli cam kapılarla birlikte, bütünüyle siyahtı. Uzun boylu bir adam kollarını göğsünde çaprazlayarak binadan çıktı. 

'' Bir koruma mı? '' diye sordum Harry'e, biz yürürken.

Biz adama doğru yürürken, Harry omuz silkti.

'' Styles. '' diye karşıladı adam Harry'i. '' Seni görmek güzel. ''

'' Seni de, dostum. '' diye karşılık verdi Harry. '' Bu gece meşgul müsün? ''

'' Hayır, bugün pazartesi. Sadece üç ya da dört gece. ''

'' Güzel. Sonra görüşürüz. ''

Adam kafasını salladı ve Harry ile içeri yürüdük.

'' Üç ya da dört ne? ''

'' Dövüşler. '' diye cevapladı Harry.

İçimde patlamaya başlayan korku kıvılcımıyla birlikte yutkundum. Neden kabul ettim ki? Harry'nin ne tür insanlarla ilgilendiğini biliyorum. Lanet, ben iki tanesinin saldırısına uğradım.

İçerideki ışıklar loştu ve meşru bir kumarhane gibi görünüyordu. Ortada bir bar vardı ve sigara dumanları havayı dolduruyordu. Böyle yerlerin var olduğu hakkında bile hiç bir fikrim yoktu. 

Harry, beni uzaklarda bir köşedeki poker masasına doğru yönlendirdi. Liam'ı, ilk taşındığımda tanıştığım adamı tanımıştım. Masada oturuyordu. Tanımışlıkla bana gülümsedi.

Birkaç insan daha masada oturuyordu. Uzun, siyah saçlı, yağlı ciltli bir kız ile ateş kırmızısı saçlara sahip bir çocuk bana gülümsedi. Bana saldıranlardan birini, Niall'ı gördüğümde kalbim neredeyse duracaktı.

'' Hey, '' diye karşıladı Liam bizi. '' Seni görmek güzel, Rose. ''

Harry kırmızı saçlı çocuğun yanına oturdu ve benim için eliyle işaret etti. Diğer kızın giydiği hoş, kırmızı, derin yakalı elbiseyi gördüğümde, siyah eteğimin ve gri süveterimin içinde kendimi inanılmaz hissettim.

'' Bu Leigh-Anne, Ed, ve Niall. '' dedi Harry. Niall'ı gördüğümde çenemi sıktım.

Benim ifademi fark etti ve sırıttı. '' Endişelenme, bu gece izinliyim. '' dedi Niall.

Bu benim ifademi daha rahat yapmadı ama yine de kafamı salladım.

'' Tanıştığıma memnun oldum, Rose. '' dedi kız, Leigh-Anne.

'' Ben de. '' dedim.

'' Pekala, yeter. Haydi poker oynayalım. '' dedi Ed.

Harry eklemlerini çatırdattı. '' Birinizde sigara var mı? ''

Liam kafasını salladı ve cebinden bir paket uzattı. Harry bir tane aldı ve bana baktı.

Liseden beri sigara içmemiştim. Bunun sakıncası olmazdı ama karşı çıktım. Kafamı salladım ve biliyorum ki sırıtışını saklamaya çalışıyor. 

'' Ben poker oynamak istemiyorum, '' diye mırıldandı Leigh-Anne. '' Onun yerine 21 oynayamaz mıyız? ''

'' Leigh, '' Ed iç çekti.

'' Her zaman poker oynuyoruz. '' dedi. '' Her zaman. ''

'' Ben 21'e varım.''  dedi Niall.

'' İyi, '' diye homurdandı Ed. Harry sigarayı dudaklarının arasına aldı ve dumanını üfledi. Ed desteleri karıştırdı ve herkese ikişer kağıt verdi.

'' Herkes oynamasını biliyor, değil mi? '' diye sordu Liam, bana bakarak.

Kafamı salladım. Babam ve kız kardeşimle cumartesi geceleri 21 oynardık. Aklıma gelen anılarla gülümsedim.

'' Bekle, herkes katkıda bulunsun. '' dedi Niall. Harry ve bana baktı.

Harry cebine ulaştı ve masaya bir ellilik bıraktı, dudaklarının arasındaki sigarayı yakaladı. 

'' Bu ikimiz için de. '' dedi.

Niall omuz silkti ve tepeleme duran para yığınına ekledi.

Masanın üzerinde duran kağıtlarımı aldım ve göözeledim. Nispeten iyi bir ele sahiptim, yaklaşık on beş toplamına varıyordu. İhtiyacım olan sadece altı...

'' İlk ben gideceğim, '' dedi Leigh.

'' Pekala, '' dedi Ed. '' Kart çekmek mi geçmek mi? ''

Leigh dudaklarını ısırdı. '' Çekmek. ''

Ed ona bir kağıt uzattı ve Leigh küfür etti. '' Geç. ''diye homurdandı.

Ed sırıttı diğer yanındaki Niall'a baktı.

'' Kart çekmek. '' dedi. Ed ona bir kart uzattı ve Niall iki kere daha kart çekti.

Şmdi, benim sıram.

'' Kart çekmek. '' dedim. 

Ed bana bir kart uzattı ve ben içimden zafer dansı yapmaya başladım. Bu altı.

'' Geç. '' dedim ve Harry'e hareket etti.

'' Kart çekmek. '' dedi Harry, sesi sigaradan dolayı kulak tırmalayıcıydı. Sigarasını parmaklarının arasında tutarak kartlarını inceledi. Parmaklarıyla igarayı tutup, pembe dudaklarından dumanı bırakırken çok nazik görünüyordu. '' Geç. '' dedi Ed'e.

Herkesin sırasının ardından kağıtları masaya dizdik. Leigh'te yirmi aldı, Ed'de on dokuz, Liam ve Niall'da yirmi, Harry ve bende yirmi bir vardı. 

'' Beraberlik var gibi. '' dedi Harry, sesi yavaş ve derindi. Tembelce masaya doğru eğilirken gözleri içmiş gibi gözüküyordu. 

Sırıttım. '' Öyle görünüyor. ''

'' Yazı tura atın. '' diye önerdi Leigh.

Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki cebimdeki telefon vızırdadı.

Bu Aaron.

'' Bunu açmalıyım, '' dedim onlara. Sandalyemi kaydırarak, bölgeden ayrıldım ve otoparka çıktım.

Hidden | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin