34. Bölüm

12.9K 734 101
                                    

Geç geldi özür dilerim kısa ama biraz zorlayıcı bir bölüm oldu bir iki güne diğer bölüm de paylaşacağım zaten:))

NOT : Kapak ve tanıtım da değişti okumak isterseniz haberiniz olsun:)

İyi Okumalar!^^

Harry'i  geçici olarak dairesine kadar takip ettim. O gerçekten Alec ve geri kalanılyla ilgili bana neler söyleyecek?

Harry mutfağa doğru yürürken ben kanepelerden birine oturdum.

Harry elindeki snickerslarla tekrar salona döndü. Paketi yırttı ve yarısını benim için kopardı. O karşımdaki sehpaya otururken sessizce ona teşekkür ettim, dizlerimiz neredeyse birbirine değiyordu. 

'' İlk olarak, '' dedi. '' Senin beni bir daha, yeniden asla takip etmemeni istemiştim, çünkü şimdi ikimiz de senin küçük marifetin yüzünden derin bir bok içindeyiz. ''

Yutkundum. ''Tamam. '' dedim. '' Yapmayacağım. ''

'' Evet, önce ki sefer de bunu söylemiştin. ''

Bakışlarımı kucağıma indirdim. Ne düşünüyordum? Dürüst olmak gerekirse bundan paçayı yırtacağımı mı düşünüyordum?

Harry kendi snickersını yemeyi bitirmiş, düşüncelice çiğniyordu. Ellerini dizlerine koyarak, aşağı baktı. 

Son snickers parçamı yuttum ve Harry'e baktım. İç çekti ve bakışlarını kaldırarak bana baktı. 

'' Yirmi bir yaşımdayken Amerika'ya taşındım. '' dedi. '' bundan önce bir çok bokluk oldu, yani İngiltere'nin cehenneminden çıkmak istedim. ''

Yavaşça kafamı salladım.

''Uzun lafın kısası, '' dedi. '' Alec ve diğerleriyle tanıştım. '' Ellerini dizlerine sabitleyerek, dışarı bir nefes verdi. 

'' Onlar bir karaborsa işlemi çalıştırıyorlar. '' dedi. '' Onlara kazanç sağlamalarında yardım etmek  için, başarısız veya maliyesiyle sorun yaşayan şirketlere ulaşıyorlar, böylece şirketlerin daha fazla başarılı olmalarına katkıda bulunuyorlar. ''

'' Nasıl...Nasıl para alıyorlar? ''

Çarpık bir gülümseme Harry'nin suratına yayıldı. '' Bu kilit nokta. '' Devam etmeden önce dilini dudakları için çalıştırdı. Öne doğru eğildi, ses tonunu alçalttı. '' Alec Wolfe çok önemli bir adam. '' ddi yavaşça, ses tonu kulak tırmalıyıcıydı. '' O birçok önemli insanı biliyor, ve onlarla nasıl konuşulmasını da. '' Harry benim bakışlarımı yakaladı. '' Eğer bir şirket ona ulaşırsa, o, şirketi denklemek için diğerlerinden para alır. ''

Kaşlarımı çattım. '' Yani... yeni kurulan şirketler için önceden kurulmuş şirketlerden para alıyor? ''

Harry kafasını salladı. '' Aynen öyle. Kimse kazanmıyor yalnızca o. ''

Dürüst olmak gerekirse, tüm beklediklerim bunun dışındaydı. Bu dahice, gerçekten.

'' Bu şirketler nasıl bulunuyor? '' diye sordum.

'' Burada Alec'in etkileyiciliği devreye giriyor. Onların paralarını almak için, ekonomi konusunda şirketin başkanlarını ikna ediyor. Onları bulmak için hiçbir şey yapmıyor. Davetler ve partiler veriyor. '' Elini saçlarından geçirdi. '' Paranın tamamını diğer şirketlere eşitlemiyor. Yüzde altmışını bizim organizsayonumuz için alyor ve sadece kalan yüzde kırkı diğer şirketlere temin ediyor. ''

'' Yani eğer bir şirketten diğer şirketin masraflarını karşılamak için elli bin dolar alıyorsa... ''

'' Sadece yirmi bin dolar şirkete gidiyor, kalan otuz bin doları kendine ve diğer ona yardım edenlere ayırıyor. ''

'' Vay be. '' nefes verdim, kanepeye yaslandım. '' Bekle, eğer yöneticiler onun etkileyiciliğinden şüphelenip almazlarsa ne olur? ''

'' O çoğu zaman onları sarhoş eder,fakat bazı yeterince akıllılar hemen hmen anlarlar. O zaman Alec onlara eşek yüküyle çek verir ve bu onları karşılar. Alec bu sırrın güvende olduğundan emin olmak için herşeyi yapar. Demek istediğim herşeyi. ''

'' O benim bildiğimi düşünüyor. '' dedim, bulmacanın parçaları yavaş yavaş yerine oturuyordu. '' Onlar bu yüzden beni takip ettiler ve benim dairemi karıştırdılar...Benim bildiğimi düşünüyorlardı. ''

Harry kafasını salladı. '' Neden beni takip etmemen gerektiğini anlıyor musun? '' Ses tonu ısrarcıydı.

Kafamı salladım.

'' Rose, '' Ulaştı ve dizlerime dokundu. Onun dokunuşuyla tenim yandı. '' Onlara sana söylediğime dair bir detay vermemen gerekiyor ''

'' Elbette. '' dedim.

'' Eğer onlar öğrenirlerse...bilirsin onlara kanıt verirsen...ikimiz için de yapılabilecek hiçbir şey yok. '' Gözleri benim gözlerimi karşılıyordu.

'' Bu öğleden sonra ne olacak? '' diye sordum. '' Onlar beni orada gördüler, onlar...'' Panik içimde dalgalanmaya başladı. Kanepeden kalktım ve volta atmaya başladım. '' Alec birşeyler bildiğimi sanıyor, bu seni de kapsıyor...''

'' Rose, '' Harry kalktı, bana doğru yürüdü. '' Ben halledeceğim. ''

'' Nasıl? ''

'' Ben... '' Harry aşağı baktı.

'' Bence bunun diğerine göre hiçbir açıklaması yok, ben meraklı-- ''

'' Rose sakinleşmen gerekiyor ki düşünebileyim. '' Harry parmaklarını şakaklarına bastırdı ve tekrar sehpaya oturdu.

Pencerenin yanında onun yerine oturuşunu izlerken nabzım hızlandı.

'' Bence... '' Harry bana baktı. '' Bence, sadece birbirimizden uzak durmaya ihtiyacımız var. '' Kalbim benden izinsiz yavaşladı. Eş zamanlı olarak gözlerimi kırpıştırdım. '' Tek yolu bu mu? '' diye sordum ses tonumu sabit tutmaya çalışarak.

Harry dudaklarını yaladı ve omuz silkti, kafasını salladı. '' Ben...Ben başka bir seçenek düşünemiyorum. ''

'' Herşeyi Alec ile nasıl düzende tutacaksın? Ya Louis ve Niall beni tekrar takip ederlerse ne olacak? '' Diye hareketlendiğimde ses tonum arttı.

Kafasını ellerinin arasına aldı. '' İsa Mesih, bu karmakarışık. '' diye sızlandı.

Ellerimi saçlarıma geçirdim, iç çektim.

'' Tamam, '' dedi Harry sonunda, bana baktı. '' Alec ile konuşmaya gideceğim. ''

'' Ona ne söyleyeceksin. ''

'' Bilmiyorum, '' dedi. '' Ama bunu halledeceğim. ''

Sessizce başımı salladım.

Sehpadan bana bakıyordu. '' Korkuyor musun? '' diye sordu.

Yutkundum. '' Korkmuyorum desem yalan olur. ''

Sorguç gözlerle bana baktı. Bakışlarımı kaçırarak yere baktım.

'' Seni bir snickers için ikna edebilir miyim? ''

Harry'e baktım. Suratında ufak bir gülümseme boyandı.

Hafifçe güldüm. Harry'nin yüzündeki sırıtış genişledi ve buzdolabının üstündeki kabine doğru yürüdü. Eline bir tane bırakarak bir tane de kendisi için aldı.

Kanepede geriye doğru yaslandım. Çikolatamı ısırdım. Harry kanepenin karşısında bana doğru eğilmişti, gözleri benim gözlerimi kapladı.

'' Herşey tamam olacak, Rose. '' dedi.

'' Nereden biliyorsun? '' diye sordum. Ses tonum çok dokunaklı çıkmış olmalıydı.

Birkaç dakika boyunca bana baktı. '' bilmiyorum, '' dedi. '' Ben sadece senin o adamlar karşısında güvende olduğundan emin olmak için elimden geleni yapacağım, tamam mı? ''

'' Neden? '' dedim. '' Neden önemsiyorsun? ''

Harry snickers kabını çöpe attı. '' Bilmiyorum, '' dedi sessizce. '' Tek bildiğim seni onlara karşı yalnız bırakmayacak kadar önemsediğim. ''

Hidden | (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin